English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / Your teacher

Your teacher translate Turkish

1,852 parallel translation
Just tell her, like, you know, how your day went and all that and your teacher just happens to be this really cool guy ; got it?
Sadece gününün nasıl geçtiğinden hocanızın ne kadar havalı olduğundan falan bahsedeceksin ; anladın mı?
Your forehand smash could use a bit of tinkering, and your teacher's been rather busy.
Sağ vuruşlarını biraz düzeltmeye çalışmalısın bu arada hocan baya meşgul.
- Then respect your teacher.
- O halde, hocana saygı göster.
- Your teacher?
- Hocan kim?
We talked to your teacher today.
Bugün öğretmeninle görüştük.
Your teacher says you're out of it, you hit a classmate, and now you steal a cell phone.
Öğretmenin kendini kaybettiğini ve bir sınıf arkadaşına vurduğunu söyledi. Şimdi de cep telefonu çalıyorsun.
Your teacher?
Öğretmenine mi?
I told your teacher so it's all set.
Öğretmeninle konuştum, her şeyi ayarladım.
Where's your teacher?
Öğretmenin nerede?
Maybe if you... if we ask your teacher for more.
Belki sen.. öğretmeninden daha fazla istersin.
- Didn't Mummy give it to your teacher?
- Annen öğretmeninize vermemiş miydi?
Okay, students, obviously we've had a little emergency with your teacher, so while we deal with this, we need one of you to lead the class and review for tomorrow's quiz.
Tamam öğrenciler, görünüşe göre öğretmeninizle ilgili bir sorunumuz var. Öyleyse, biz bu sorunla ilgilenirken içinizden birinin sınıfı yönetmesini ve yarın ki teste hazırlamasını istiyorum.
- Your teacher's penis?
Öğretmeninin penisi mi?
Butters, how do you know what your teacher's penis looks like?
Butters, öğretmeninin penisinin neye benzediğini nerden biliyorsun?
Is he your teacher?
Senin hocan o mu?
I'm your teacher.
Ben senin hocanım.
- And I'm your teacher.
- Ben senin hocanım.
I'm your teacher, you're my student, and I'm a lot older than you.
Ben öğretmenim, sen de öğrencimsin, üstüne üstlük senden oldukça yaşlıyım.
Well, get used to it. your teacher's a badass.
Buna alışsan iyi olur. Çok sıkı bir öğretmenin var.
How uncool are you, hanging out with your teacher.
Merhaba, Sam. Ne kadar eziksin, öğretmeninle takılıyorsun.
I don't approve of it as a teacher, but there's nothing I can do if that's what your parents want.
Bunu bir öğretmen olarak doğru bulmuyorum, fakat eğer ailenin isteği bu ise yapabileceğim bir şey yok.
[Give your homeroom teacher an amusing nickname.]
[İyi olduğun şeylerde böbürlenme.]
Teacher, I respect your experience... ... but in this matter, all the books I have read and my knowledge is useless.
Öğretmenim, tecrübenize saygım sonsuz fakat tüm okudum kitaplar ve bilgim bu mesele karsısında yararsız kalıyor.
Your drama teacher and I fought very hard and your father too, and we said that if you acted in the classroom the way you do in the play, everyone would be very happy.
Tiyatro öğretmenin ve ben çok uğraştık baban da tabii. Eğer tiyatroda davrandığın gibi sınıfta da davranırsan herkesin çok mutlu olacağı fikrinde mutabık kaldık.
I just got off the phone with your choir teacher, and she got us our usual tickets at the Sound of Music sing-along in Milwaukee next week! Mom, uh...
Az önce koro hocanla görüştüm, ve her zamanki gibi bizim için gelecek haftaki Milwaukee "Müziğin Sesi" müzikaline bilet almış.
And underneath, your third sibling's, a kindergarten teacher.
Altında da üçüncü kardeşiniz, anaokulu öğretmeniymiş.
How am I supposed to know that? As the teacher, it's your obligation to separate your personal idiosyncrasies from the subject matter.
Bir öğretmen olarak mizacın ile dersi ayırmak senin görevin.
I am your new teacher of Italian, instead of Migliacci professor who is retired.
Ben emekli olan Profesör Migliacci'nin yerine gelen yeni İtalyanca öğretmeninizim.
I believe that Mr. Kido was your high school teacher?
Lise öğretmenin Bay Kido'ydu, değil mi?
She's your psychology teacher.
O senin psikoloji hocan.
Maybe the teacher in your story Just needs somebody to help him...
Belki de öğretmenin ona yardım edecek birine ihtiyacı vardır.
I'm your new English teacher. I, uh, I used to teach at Grey College
Ben eskiden Grey Üniversitesi'nde öğretmenlik yapıyordum.
As always, they say "your regular teacher is sick."
Her zamanki gibi, "Müdavim öğretmeniniz hasta" derler.
Eric, we've called you in to commend you for your role as student teacher.
Eric, öğretmen öğrenci görevinden dolayı seni takdir etmek için çağırdık.
Young man, word of your success as a student teacher has started the whole board thinking.
Genç adam, öğretmen öğrenci olarak bu başarın bütün yönetimi bir düşünceye itti.
I am Eric Cartmanez, your new teacher.
Ben Eric Cartmanez, yeni öğretmeniniz.
Hey, I walked out of your class, teacher.
Hey, ben senin dersinden çıktım öğretmen.
I'm not your damn teacher!
Olay yerinde hemşire olduğu için şanslıydık.
You're the teacher, and I accept your decision.
Öğretmen sizsiniz, ve kararınıza saygı duyuyorum.
You're just a teacher ; didn't the cover charge eat up your month's salary?
Sen yalnızca öğretmensin ; aylık maaşını giriş ücretine harcamadın ya?
Frankly, the last thing I want is to be cleaning up your dreadful sick, or even worse, you putting your arms around me and telling me that I'm, "All right for a teacher", and that you love me.
Dürüst olmak gerekirse, isteyeceğim son şey, sizin iğrenç kusmuğunuzu temizlemek ya da daha kötüsü, bana sarılıp benim iyi bir öğretmen olduğumu ve beni sevdiğinizi söylemeniz olacaktır.
So, listen, I don't know if your offer still stands or whatever, but you can give your yoga teacher my number.
Ne diyeceğim, bilmiyorum eğer teklifin hala geçerliyse, - yoga hocana numaramı verebilirsin.
Remember your favorite teacher?
Favori öğretmenini hatırlıyor musun?
"OH, YOUR BABY DADDY'S A THIRD-GRADE TEACHER? WELL, MINE LIKES TO POKE PEOPLE IN THE STOMACH WITH TOOLS, SO THERE."
"Benimki insanların karınlarını deliyor, haydi bakalım."
Fine, fine, then i, uh, I do remember when he was... Hitting your fifth grade teacher.
Tamam, tamam, onun beşinci sınıf öğretmenini götürdüğünü hatırlıyorum.
I meant the run-in with your old teacher.
Eski öğretmeninle tartışmamızı diyorum.
Now, uh... I met your math teacher, Sam Tewsbury, before he died.
Şimdi, şey ölmeden önce matematik öğretmeniniz Sam Tewsbury ile tanıştım.
Till we find a suitable substitute, I am your new teacher.
Yerine uygun birini bulana kadar, sizin yeni öğretmeniniz olacağım.
I know it's been a while since your last head teacher, Mr Blakeman, disappeared, and it looks like standards around here vanished with him.
Eski müdürünüz, Bay Blakeman ortadan kaybolduğundan beri uzun süre oldu ve görünüşe göre okulun standartlar da onunla birlikte yok olmuş.
Of course your head teacher was never going to believe you.
Tabii ki müdürünüz sana asla inanmayacak Clyde.
Any second now, my alarm will go off and it's my second day at Park Vale - a new school with your dad as Head Teacher.
Tamam, şimdi her an alarmım çalabilir ve Park Vale'deki ikinci günüme başlayabilirim. Babamın müdürü olduğu yeni okula.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]