English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ О ] / Они

Они translate Turkish

339,638 parallel translation
Монахи, о которых я говорил... Если они смоделировали все события истории людей, если создали симуляцию от начала до этого момента... Представь, что им известно.
Sana bahsettiğim şu Keşiş mahluklar var ya insanlık tarihinde yaşanan tüm olayları tasarladıysalar yaradılıştan günümüze kadar gerçekleşen tüm olayları simüle ettiyseler neler bildiklerini bir düşünsene.
Представь, на что они способны.
Bu bilgiyle neler yapabileceklerini bir düşün.
Они просят срочно лететь в Турмезистан.
Derhal Turmezistan'a gelmeni istiyorlar.
Отказов они не принимают.
Hayırı cevap olarak kabul etmiyorlar.
Они создали компьютерную симуляцию вашего мира с момента вашего выхода из океана в поисках битвы, и выбрали именно этот момент и именно это место для появления.
Sudan çıkıp savaşacak birilerini aradığınız zamanlardan başlayıp dünyayı bilgisayar simülasyonu yaptılar fakat gelmek için tam olarak bu zamanı... -... ve bu yeri seçtiler.
Но несмотря на причины, они прибыли сюда сейчас, потому что считают этот день моментом слабости людей.
Ama sebebi her neyse, şu an buradalar zira insanlığın en zayıf olduğu dönemin bu olduğuna inanıyorlar.
Они пришли не с миром. Нужно делать всё возможное.
Buraya barış için gelmediler, elimizden geleni yapmalıyız.
Возможно, они знают о нападении.
Birazdan bombalanacaklarını biliyorlar muhtemelen.
Они перехватили самолёт.
Uçağı ele geçirmişler.
Они целы.
Bir şeyleri yok demek.
Они послужат доказательством.
Kanıt olarak düşünün.
Может, они как вампиры? Не могут войти без приглашения.
Belki de vampir gibidirler, davet edilmeden giremiyorlar falan.
Они не вампиры.
Vampir değiller.
Совсем ошалели. Они слишком сильны.
Kafayı yemiş, aşırı güçlü.
Они не просто разрушают корневую систему, а убивают всё растение.
Sadece kök sistemini yıkmıyor, üm bitkiyi yok ediyor.
- Они хотят лишь согласия.
Tek yapmamız gereken, rıza göstermek.
Они могут распространяться. Вылетят – обратно не вернёшь.
Yayılabilirler ve sonrasında geri toplayamazsınız.
На что они способны?
Ne yapabilirler?
Может, они правы?
Haklı olabilme ihtimalleri var mı?
Они смоделировали события человеческой истории в поисках слабого места.
Onlar sırf zayıf noktamızı bulmak için insanlık tarihindeki tüm olayları inceledi.
Возможно, они просто... взломали камеры.
- Yani muhtemelen kameraları hacklemiştirler.
- А монахи сильны, они могут снова включить камеры.
- Keşişler de gayet güçlü. - Kameraları tekrar açabilirler.
Но они следят за одной лабораторией.
Ama tek bir laboratuvarı izliyorlar.
Представитель пожарных утверждает, что они все еще не знают, сколько конкретно людей погибло при взрыве.
İtfaiye sözcüsü patlamada ölen insanların sayısının hala kesinleşmediğini söyledi.
Они и не через такое проходили.
Daha kötüsünü yaşamıştık.
Они ничего не значили, просто развлечение на одну ночь...
Hepsi tek gecelik ilişkiler, anlamsız.
Они все перехватили.
Kargomuzu yakalamışlar.
Тогда они на самом деле монстры.
O zaman onlar gerçekten canavar.
Что если Чейз прикупил для своей собаки особый ошейник... Они испускают запах цитронеллы, от которого собака не лает.
Ya Chase köpeği için içinde idris otu olup köpeği havlatmayan tasmalardan alıp üzerinde oynama yapmışsa.
- Они мои лучшие клиенты.
- Onlar benim en iyi müşterilerim.
Мозги из раствора или же обычные со своими особенностями, они подвергают моих людей опасности.
Mavi veya normal beyin olsun, içerdiği o kişiliklerle adamlarımı tehlikeye atıyor.
Они половина моей выручки!
Bu işimin yarısına denk geliyor.
Всех людей ждет большой сюрприз, и никто не знает, как они отреагируют.
İnsanlar büyük bir sürprizle karşılaşacak ve kimse ne tepki vereceğini bilmeyecek.
Они будут в ужасе.
Dehşete düşecekler.
- Не совсем. Они пустые.
- Pek sayılmaz, boşlar.
Но они испарились, так что остатки еще есть.
Ama buharlaşmışlar, hala kalıntıları var.
Возможно, мне их не хватит для лечения, но они все равно полезны.
Muhtemelen bir tedavi için yeterince çıkmayacak ama yine de çok değerli.
Они говорят, что Сиэтл скоро станет их личным шведским столом.
Seattle'a beyin büfesinin yaklaştığını konuşuyorlardı.
Пейтон, если они думают, что могут есть все мозги подряд, даже после того, как город получит вакцину, они знают что-то, чего не знаем мы.
Peyton, şehir aşılandıktan sonra bile hala açık büfeden beyin yiyeceklerine inanıyorlarsa bilmediğimiz bir şey biliyor olmalılar.
Может, они...
Belki de, bilmiyorum.
Они в начальной школе Джеймса Дуана.
James Doohan İlkokulu'nda.
Не могу, они...
Olmaz, yoksa onlar...
Они больше не навредят тебе.
Artık sana zarar veremezler.
Через неделю они сказали моему отцу, что если он не сделает, что они скажут,
Bir hafta sonra babama söylediler ve istediklerini yapmazsa...
- они не дадут мне...
-... bana - Beyin vermeyeceklerini söylediler.
Они....
Aşıları...
Они попросту заражены.
Sadece bir virüs kaptılar.
Они покончили с собой, Доктор.
Öldüler Doktor, kendi canlarına kıydılar.
Они наложили на себя руки, хотя самоубийство – смертный грех.
İhtiharın affı olmayan bir günah olduğunu bildikleri halde kendi canlarına kıydılar.
Они прочли Истину и выбрали ад.
Veritas'ı okuduktan sonra Cehennem'i yeğlediler.
- Что они пишут?
- Ne demişler?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]