English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ О ] / Они думают

Они думают translate Turkish

2,689 parallel translation
Знаешь, они думают, что если пройдутся с кем-то толстым, то потом остальные парни будут их дразнить.
Sanıyorlar ki, iri biriyle çıkarlarsa... diğer çocuklar onlarla dalga geçecekler.
Поэтому они думают, что он сделал это?
Bu yüzden mi olduğunu düşünüyorlar?
Зацепок нет, но они думают, что "проныра" вламывается, чтобы попугать, и украсть сувениров.
Pek ipucu yok ama Maceracı'nın heyecan olsun diye girip, hatıra çaldığını düşünüyorlar.
Питер, они думают, что ты их убил?
Peter, kızları senin öldürdüğünü mü düşünüyorlar?
А теперь они думают, что я врунья.
Şimdi de yalancı olduğumu düşünüyorlar.
Что они думают про тебя?
Seni kim zannediyorlar?
Они думают, я Пол, что я люблю мотоциклы, и люблю Тай Бо.
Adım Paul. Motosikletlerden hoşlanırım. Bir de Tae Bo * işindeyim.
Они думают, что я здесь, чтобы убить тебя.
- Seni öldürmek için burada olduğumu sanıyorlar.
Они думают, что смогут подвинуть зажим выше и контролировать кровотечение, но они уже достигли верхней брыжеечной артерии.
Klempi daha yukarı kaldırıp kanamayı kontrol edebileceklerini sanıyorlar ama zaten süperior mezenterik artere kadar getirdiler.
- Ну, они думают, что он не только серийный убийца, Мари, а ещё и оборотень.
Sadece seri katil olduğunu düşünmüyorlar Marie.
Они думают, что твоя мама тебя убила. - Отлично.
- Annenin seni öldürdüğünü düşünüyorlar.
Бог его знает, что они думают, но я не позволю им рыться в наших вещах, думая самое плохое о нас.
Neler düşünüyorlar Allah bilir en kötüyü düşünerek, işlerimize burunlarını sokturmayacağım.
Они думают, что он - один из четырех подозреваемых в Райкерс.
Rikers'ta tutulan dört şüpheliden birisi olduğunu düşünüyorlar.
Как может быть, что вы отказываете этой трудолюбивой молодой паре в средствах на их новорожденного, а они думают, что это их вина?
Şimdi, Nasıl olur da bu çalışkan çiftin yeni doğacak bebeklerine bakmak için istedikleri parayı reddedersin ve bu reddedilmeyi bir şekilde kendi hataları olduklarını düşünürler.
Они думают, что он что-то сделал с моей мамой?
Annem'e bir şey yaptıklarını mı düşünüyorlar?
Мы все не похожи друг на друга, несмотря на то, что они думают.
Onların düşündüğünün aksine hepimiz birbirimize benzemiyoruz.
Они думают, что ее написал Тони Доволани.
Öyle bir isimle çocuğu çarmıha gererler.
Они думают, что за счет денег могут получить все, что хотят, или кого хотят.
Paranın istedikleri her şeyi ya da herkesi alacağını sanıyorlar.
Или, может, они думают, что умнее, или же они на вечеринке. Все их действия совершаются напоказ, а потом они говорят, что всё это уныло.
Veya belki de kendilerinin daha zeki olduğunu veya bir kokteylde gösteriş yaptıklarını sanırlar ve gri olduğunu söylerler.
Они думают, что не справятся, что ничего не получится.
Bunun altından kalkamayacaklarını, her şeyin yerle bir olacağını düşünürler.
Они думают, что он был с тобой.
Seninle birlikte olduğunu düşünüyorlar.
Они думают, что у меня есть какая-то связь с Хранилищем, но как у меня может быть связь, если Хранилище ненавидит меня?
Onlar benim Depo ile özel bir bağım olduğumu düşünüyorlar. Ama eğer Depo benden nefret ederse nasıl bir bağım olabilir ki?
Они думают ты мертв, Шон.
Senin öldüğünü sanıyorlar Sean.
Они думают, я должна подписать его.
İmzalamam gerektiğini söylediler.
Слушай, иногда, когда папы приезжают домой пьяные, они возвращаются из далеких мест, но все в порядке, потому что их не арестовали и они до сих пор чуточку пьяные так что они-они думают, что все в порядке.
Bazen babalar eve sarhoş geldikleri zaman çok uzak yerlerden gelirler. Ama sorun yoktur çünkü tutuklanmadıkları ve hâlâ sarhoş oldukları için sorun olmadığını düşünürler.
Они думают только о себе.
Sadece kendilerini düşünüyorlar.
Они думают, что нашли тело Делроя.
Delroy'un cesedini aldıklarını sanıyorlar.
Только потому что их родители работают в колледже, они думают, что они охренительно сообразительны? Ты дочь Бога рока.
Sen bir rock ilahının kızısın.
Они думают система была взломана?
Hacklendiğini mi düşünüyorlar?
Они думают, что она у того, кто застрелил его.
Paketi, onu vuran kişinin aldığını düşünüyorlar.
Они думают, что преступник ты.
Suçlu olanın sen olduğunu düşünüyorlar.
- Они думают, что я убил кого-то.
- Birini öldürdüğümü söylüyorlar.
Они думают, что это возмездие за нападение на детектива Белла.
Dedektif Bell'in intikamını aldığımızı düşünüyorlar.
Люди всё время ошибаются, когда думают, что такие как сейчас они будут всегда.
İnsanlar daima şimdiki hallerinin sonsuza dek değişmeyeceğini düşünerek hataya düşüyorlar.
Они там думают, какие они ловкие.
Hatta kendilerini görünmez sanıyorlar bence.
Люди, которые думают, что ты - герой, такие, как моя дочь, если бы они могли видеть тебя сейчас...
Kızım gibi seni kahraman olarak görenler seni şimdi de görebilseydi keşke...
Трой и Эбед думают, что они обменялись телами, держась за диск "Чумовой пятницы", который, конечно же, загадочным образом пропал, так что они не могут обменяться обратно, пока его не найдут.
Troy ve Abed, ellerinde "Çılgın Cuma" nın DVD'si varken beden değiştirdiklerini düşünüyorlar, DVD tabii ki gizemli bir şekilde kayboldu ve bulunana kadar da geri dönemeyecekler.
Когда они не думают, что это несчастные случаи. Пошли.
Onların kaza olmadığına inandıklarında.
Они всегда думают, что это их вина.
Her zaman suç onlarınmış zannederler.
Они думают, что могут изменить нас, верно, Рэйлан?
Sanırım bizi değiştirebileceklerini düşünüyorlar, öyle mi, Raylan?
Иногда два элементы замораживаются, иногда два элемента плавятся, иногда два элемента воспламеняются, а иногда два элемента думают, что совершили огромную ошибку и они испаряются.
Bazen iki element donar, bazen iki element erir, bazen iki element yanar, ve bazen iki element çok büyük bir hata yaptıklarını düşünür ve buharlaşırlar.
Трое остальных думают, что их задержали за планируемые ими убийства, но как только они поймут, что Доннелли ищет Джона, они его сразу сдадут.
Diğer şüpheliler gerçekleştirecekleri cinayetler yüzünden tutuklu olduklarını düşünüyorlar. Ama Donnelly'nin asıl hedefinin John olduğunu anladıklarında onu bir nefeste ele verirler.
У меня новости для тебя. Я не сотрудничаю с парочкой тупых федералов, которые думают, что они могут прос..
Size haberlerim var her şeyi yapabileceğini sanan iki gerzek federal polisle işbirliği yapmak zorunda değilim...
- Они так думают?
- Öyle mi?
И они все еще думают, что владеют миром.
Hâlâ kendilerini dünyanın sahibi sanıyorlar.
Я встречусь с покупателем, продам им нашу лошадь с большой прибылью, так как эти дурочки думают, что наша лошадь племянник Биг Брауна, они заплатят гораздо больше.
Alıcıyla buluşacağım. Büyük bir kâr payıyla atı satacağım. Bu enayiler bizim atı Big Brown'ın yeğeni sandıkları için çok para verecekler.
Думают, они лучше других.
Onların herkesden daha iyi iyi olduğunu sayıyorlar.
Они так думают?
- Böyle mi düşünüyorlar?
Эти ублюдки думают, что могут слушать нас, они получат кое-что другое.
O piç kuruları bizi dinleyebileceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar.
Но копы думают, что они там появились неслучайно.
Ama polisler, farelerin bilerek getirildiğini düşünüyor.
Это проблема всех женщин - они не говорят то, что думают, пока не станет поздно.
Kadınlardaki sorun da bu. İş işten geçene kadar demek istedikleri şeyi söylemiyorlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]