Пойду туда translate Turkish

Я пойду туда - туда, где лучше пузырьки! "

En iyi balonların olduğu yere gideceğim! "

Пойду туда. - Не дойдешь.

Şansımı bir de orada deneyeyim.

Пойду туда после окончания школы если это из-за меня... так что не драматизируй

Mezun olur olmaz gideceğim. Dal Po, eğer benim yüzümden... Senin yüzünden değil.

И пойду туда одна.

Yalnız giderim.

" ы прекрасно знаешь, что € пойду туда, куда пойдЄшь ты, дорогой.

Gittiğin her yere gideceğimi şimdiye kadar öğrenmeliydin, sevgilim.

Я не пойду туда, там может быть сумасшедший.

Yukarı bakmaya gitmeyeceğim. Orada çıldırmış insanlar olabilir.

- А если я пойду туда?

- Galiba oraya gideceğim.

Пойду туда. - Пошли кого-нибудь.

- Başka birini gönder.

{ C : $ 00FFFF } Я пойду туда.

Ben bu tarafa gidiyorum.

Да, но если я пойду туда, то не одна.

Evet ama, eğer oraya gitmiş olsam yalnız olmazdım.

Я пойду туда. Он может забрать здание.

Yoksa binayı üzerine geçirebilir.

Принесите на мостик. Я пойду туда через минуту.

Peki köprüye getir.

Извини, что пришлось втянуть тебя в это, но если я пойду туда еще раз, он может что-то заподозрить.

Bu işi senin üzerine yıktığım için üzgünüm. Ama oraya ikinci defa gidersem, şüphelenebilir.

Я больше не пойду туда.

Bıktım artık bu işlerden.

Я пойду туда.

İstiyorum oraya gitmeyi

Я пойду туда.

Oraya istiyorum gitmeyi

Тогда я пойду туда, на другую сторону, где ему не будет видно.

Ben de oraya giderim, öbür tarafa, beni göremeyeceği bir yere.

Ты, Антонио - иди туда, ты - туда, а я пойду туда.

Sen şuraya git, ben de buraya gideyim.

Я не пойду туда.

Ben oraya gelmiyorum!

Я пойду туда.

Oraya gideceğim.

Я только... пойду туда и переоденусь.

Ve ben sadece... Buraya girip değiştireyim.

Завтра я пойду туда лично.

Yarın, bizzat ben oraya gideceğim.

Я пойду туда.

Dışarı çıkıyorum.

Я пойду туда, Ги, я найду ее!

Gidip onu bulacağım. Saçmalama.

Я пойду туда завтра и подам заявление.

Yarın gideceğim ve davaya baktıracağım.

Я пойду туда сегодня вечером.

Oraya gideceğim.

Я пойду туда сегодня.

Gideceğim.

Пойду туда

- Oraya geçiyorum o zaman.

Куда хочу, туда и пойду!

İstediğim yere giderim!

Я всё равно туда пойду.

Bir şekilde oraya gideceğim.

Я пойду с Людовиком туда и мы убьем это ужасное Чудовище!

Ludovic ve ben gidip o vahşiyi öldüreceğiz.

Я пойду сюда, а вы туда. О'кей, хорошо.

- Ben bu yoldan gideceğim, sen oradan git.

Я если я туда пойду, я буду ставить деньги.

Eğer orada kalırsam, bahis oynarım.

И если ты пойдешь туда и бросишь хоть маленькую тень... на самый светлый момент в жизни Лиззи... клянусь, я пойду вслед за тобой с кнутом!

Gidip, Lizzie'nin hayatındaki en güzel ana küçük bir kara gölge düşüreceksen... Yemin ederim, bir kamçı alır, peşine düşerim!

Лучше я туда не пойду. Все равно мне там нечего делать.

Sizin için önemli değilse, gelmemeyi yeğlerim.

А я туда пойду!

Bence!

- Черт подери, грабители замков. - Я туда не пойду.

Aman Tanrım, şato yağmacıları!

Я туда не пойду. Там слишком много камней.

Ben o tarafa gitmem.

Туда я не пойду.

Ben o tarafa gitmem.

Не пойду я туда больше ни с кем.

Bir daha kimseyi oraya götürmeyeceğim.

Хочешь, я пойду с тобой туда?

Beni oraya götürmek ister misin?

Нет, Клинтон. Я туда не пойду. - Рэймонд.

Saçmalama Clinton, ben gitmem.

Я пойду на луну, я клянусь Богом, я уже туда еду.

Aya gideceğim, Tanrı adına yemin ederim ki, oraya gideceğim.

Черта с два я туда пойду! Сам знаешь, что ты можешь сделать!

Oraya gelirsem ne yapacağımı çok iyi biliyorsun!

Я туда не пойду.

- Kimseyi geride bırakamayız. - Oraya dönmem ben.

Я туда не пойду.

Burada kalamayacağım.

Сейчас я туда пойду.

Şimdi oraya gideceğim.

- Я туда не пойду.

Ben oraya girmiyorum.

- Я туда не пойду.

- Odaya gitmiyorum.

- Я больше туда не пойду.

- Tekrar yapamam.

- Я туда не пойду! - Почему нет?

Ben oraya inmem.