Так не пойдет translate Turkish

Но дальше так не пойдет.

Ama artık yapamam.

Так не пойдет

- Tüm bunlar kontrolden çıkıyor.

Нет, нет, нет, нет, так не пойдет.

Hayır, hayır, hayır, o yetmez.

- Так не пойдет.

- Mümkünatı yok.

Так не пойдет. Нет.

Bu sefer değil.

- Так не пойдет, нет.

Ben banyodayken buraya girmen çok uygunsuz.

Нет, нет, так не пойдет.

Hayır, bu benim işime yaramayacak.

Не так не пойдет, будет хуже.

Tanrım, böyle de yanlış anlaşılır.

Знаешь, я думаю, так не пойдет.

- Bu hiç hoşuma gitmedi.

Так не пойдет!

Oraya ulaşmamız mümkün değil!

Дальше так не пойдет.

Daha fazla yürüyemeyecek.

Нет, так не пойдет.

Bu yetmez.

Мне необязательно поступать, так как скажут они. Так не пойдет.

Dedikleri her şeyi, yapmak zorunda değilim.

Так не пойдёт!

Yeterince iyi değildi.

Знаешь... Я никогда и не думал, что все пойдет именно так.

Aslında bu senaryo hiç aklıma gelmemişti.

А значит, что-то пойдет не так. Или так.

Bu yüzden bir şeyler ters gidecek ya da gitmeyecek.

Теперь уже все пойдет не так, как я того опасался.

Olaylar artık korktuğum gibi gerçekleşmeyecek.

Так не пойдёт.

Eğer birbirimizi gerçekten, dürüstçe nasıl anlayacağımızı bilmiyorsak denemenin bir yararını görmüyorum. Öyle yürümüyor bu işler.

А если что-то пойдет не так, я подойду к вам, скажу, что я менеджер ресторана.

Yanlış giden bir şey olursa gelir, müdür olduğumu söylerim.

Не, так не пойдёт, ты знаешь.

Bunun işe yaramayacağını biliyorsun.

Я надеюсь на содержательную беседу с Тэмми, о преимуществах парков над библиотеками. А на случай, если что-то пойдет не так, я надела свои острейшие кольца.

Ben sadece Tammy ile, Parklar'ın mı Kütüphane'nin mi arsayı daha çok hak ettiğiyle ilgili tatlı bir müzakere yapmayı bekliyorum ve işlerin kötü gitme ihtimaline karşı sivri yüzüklerimi taktım.

Надежда умирает последней если что-то пойдет не так ты заплатишь за меня залог.

Beni şaşırtmaya devam ediyorsun. Eğer işler yoluna girmezse, kefaretimi ödersin.

Если что-то пойдёт не так, я понесу ответственность!

Ters giden bir şey olursa, bunun sorumlusu ben olacağım!

Так не пойдёт. Я не хочу.

Bunu yapmak istemiyorum.

Ќо если все пойдет не так, мы только докажем, что алиби Ёллен Ч неправда.

Kendi yalanlarının tuzağına düşürün. Ama yanlış şekilde yaparsak, tanığımızın yalan söylediğini kanıtlamış oluruz.

Вы ищете козла отпущения на тот случай, если что-то пойдет не так, верно?

İşler kötüye giderse suçlayacak birini arıyorsunuz, değil mi?

Ты играешь в эту игру, потому что думаешь, что если что-нибудь пойдет не так, тогда не только ты один будешь виноват.

Bu oyunu oynuyorsun çünkü bu görev kötüye giderse suçlanacak tek kişinin, kendin olmayacağını düşünüyorsun.

- Нет, так не пойдёт.

- Olacak gibi durmuyor.

А что, если что-то пойдет не так?

Ya Choi Yoo Ra'nınki gibi bir şeyler olursa?

- Так дело не пойдёт.

Böyle olmaz. - Biliyorum.

Так не пойдёт.

Bu hiç olmadı.

Расскажи ей! - Так не пойдёт.

- Öyle değil.

Знаешь, если завтра что-то пойдёт не так, нельзя дать ему уйти.

Yarın ters giden bir şey olursa onun çekip gitmesine izin veremeyiz.

Так не пойдёт дальше.

Mümkün değil.

Квентин, так дело не пойдёт. Ползаешь, как сонная муха.

Quentin, kendine gelmeni ve çalışmaya odaklanmanı istiyorum.

Э, нет, так не пойдёт.

Hayır, hiç sanmıyorum.

Так не пойдёт, я не могу защищать Вас.

- Sana yardım edemem.

Но, по-моему, у меня на это уйдёт не так уж много времени.

Uygulamak çok uzun sürmese gerek.

Если что-то пойдет не так, воспользуйся этим.

İşler ters giderse. Şuna bak.

Но если что-то пойдет не так, Вы можете сорваться и снова свернуть на кривую дорожку.

Fakat bir şeyler ters gitmeye başladı mı kendinizi bir anda eski halinize dönmüş bulursunuz.

Так не пойдёт.

Sakıncası var.

Запомните, если что пойдет не так, мы с вами не разговаривали.

Unutmayın, işler karışırsa birbirimizle hiç konuşmadık.

Если что-то пойдет не так, проблемы будут у тебя.

Eğer işler ters giderse, senin başın yanar.

И если что-то пойдет не так Эти трое умрут

Ve eğer herhangi bir aksilik olursa bu üçü ölür.

Так дальше дело не пойдет.

Bu şekilde olmaz.

Если что-то пойдет не так...

Eğer işler ters giderse...

Если что то пойдет не так. Не хотел бы я быть тобой, или любым твоим знакомым.

Eğer hata olursa, sen olmayı, ya da seni tanıyan biri olmayı istemem.

Так не пойдёт.

Böyle olmaz.

- И поверь мне, так дело не пойдет.

- İnan bana, izlenilecek yol bu değil.

Нет! Так не пойдёт!

Mümkün değil.

Если что-то пойдет не так, я вынесу всю комнату.

Bir terslik olursa bütün odayı tararım.