English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Т ] / Тут как

Тут как translate Turkish

5,498 parallel translation
У вас тут как, встреча анонимных алкоголиков или кто-нибудь купит мне выпить?
Alkolü bırakanlar toplantısı mı yapıyoruz, yoksa biri bana içki alacak mı?
Комната для гостей у Мейджора холодная и она тут как тут, наготове.
Major'un odası daha soğumadı bile. Ama o gelmiş geziyor.
Стоит тут как ты на этом же месте, на коленях, умоляет простить.
O da tam oradaydı, senin tam da durduğun yerde, dizlerine çökmüştü ve onu affetmem için bana yalvarıyordu.
Мы тут как рыбы в аквариуме.
Bizi çok kolay ele geçirebilirler.
Так почему он просто стоит тут как робот?
Neden o zaman böyle robot gibi duruyor?
Боже, как тут хорошо.
Tanrım, burası ne kadar hoş.
Но если вести себя с ними как осёл, они тут же отнимут её у тебя.
Ama onlara kötü davranırsan özgürlüğünü elinden alırlar.
Боже, как тут холодно.
Tanrım, burası buz gibi.
Чёрт, как тут низко.
Çok alçakmış.
Никому и дела до меня не было, с тех пор как я тут появился.
Buraya geldiğimden beri kimse beni önemsemedi.
Он гребёт деньги лопатой с этой улётной бизнес-модели, а мы тут впахиваем как парочка чертовых доставщиков пиццы.
Mükemmel bir iş modeliyle deli para elde ediyor, biz de gelmiş lanet olası pizzacılar gibi çalışıyoruz.
Как тут сдержаться?
Nasıl etmeyim?
- Эй. Решил проверить, как тут у вас дела, ребята.
Size bir bakmaya geldim.
Как тут проверка жизненных показателей?
Değer takibi nasıl gidiyor?
Около 10 часов я пришел поставить свечу за упокой, моя жена скончалась в прошлом году. Я обхожу скамью и вижу, как отец Бернард лежит тут со вскрытым черепом.
Saat 10 sularında geçen yıl vefat eden karım için bir mum yakmaya gelmiştim ve bu banka yaklaştığımda Peder Bernard'ı kafası yarılmış halde yerde yatarken buldum.
- Ну, как ты тут?
İyi misin?
Как же тут круто!
Şekil evi varmış.
Как и всё остальное, что ты тут видишь.
Etrafında gördüğün diğer her şey gibi.
Я и не знала, как тут красиво.
Bu kadar güzel olduğunu hiç bilmiyordum.
Как я и сказал, я пытался, но будто все вокруг... в крови. И ты уверен, что сердце тут?
Onu burada takip ettiğine emin misin?
Как долго я тут...
- Ben ne zamandır...
Обычно по три, но тут вою как пёсик.
Üçte sıfır yaptık. Ayaklarıma kara sular indi.
- Как по мне, тут очень одиноко.
- Bana epey izole edilmiş gibi geldi.
Как это? Вот так, ты тут не авторитет.
- Burada emirleri sen vermiyorsun demek.
Прямо как ты, пока лежишь тут.
Senin orada yatman gibi.
- Как долго вы тут.
- Ne kadardır buradasınız?
Сидим тут, празднуем, думая, что с таким как он будет все так просто.
Burada oturmuş, kutlama yapıyoruz öyle bir adamı yakalamanın kolay olduğunu sanarak.
Как всегда рад. Смотрю тут у вас личные полицейские появились.
Zevkle, ayrıca şahsi polis kuvvetini az kalsın geçemiyordum.
Эй, как тут мои строители?
- İnşaat ekibim neler yapıyor?
И потом Джоэл тут. - Тут нечего делать, кроме как ждать.
Biliyorsun, Joel burada.
Нам с женой неясно, как же тут будет безопаснее, если их пошлют в Иорданскую долину?
Karım ve ben merak ediyoruz da eğer Ürdün Vadisi'ne gönderilirse, bu gerçekten bizim güvenliğimizi sağlayacak mı?
Я тут подумал... ты как-то говорил, что дети приезжают из Огайо?
Düşünüyordum da... Bir ara çocukları Ohio'dan buraya getirmekten söz etmiştin.
Я тут говорю о том как быть один на один со Вселенной.
Ben, Zen'den bahsediyorum. Evrenle bir olmaktan bahsediyorum.
- Да, я тут составил краткий обзор ситуации у вас дома и здесь, в офисе. - Вот как?
Evinizin ve şirket binalarınızın incelemesini yaptım.
Как видишь, тут тоже небезопасно.
Görüyor musun, burası bile tehlikeli.
И как оно тут выжило?
- Hâlâ burada ne arıyor? - Hâlâ burada olduğu için şükret.
Да сейчас тут всё как-то тихо.
Şu anda ortalık oldukça sakin aslında.
Тут не так, как с твоим отцом, Барри.
- Bu babanınki gibi bir durum değil Barry.
Я понимаю, как горе может повлиять на человека. Но тут нечто большее.
Kederin birini nasıl etkileyebileceğini anlıyorum ama bu ondan da fazlasıydı.
Как тут будешь позитивным?
Nasıl iyimser olabilirim?
Тут накануне как раз "First River" обнесли.
Duyduğuma göre, dün First River'ı soymuşlar.
Но... У вас тут бекон, грибы, болгарский перец, а яйца у вас в доме, я могу научить вас, как делать потрясающий омлет.
Ama domuz pastırması, mantar dolmalık biber var, ama yumurtalar içeride.
Чертовски сложно управлять отделом, в то время как ты тут беспредельничаешь.
- Kolay değil, ha? Sen etrafta zincirinden boşanmış bir halde gezinirken, ofisi idare etmek çok zor.
Как-то тут невесело.
- Hoş bir yer değil.
Как-то тут не весело.
Mutlu bir yer değil.
Тут окровавленный нож в пакете, а вы спрашиваете, как мы его нашли...
Çantada kanlı bir bıçak var ve siz bunu nasıl bulduğumuzu...
У нас тут извращенец, который по вебке смотрел, как я раздеваюсь.
Soyunmamı izleyen bir sapık var.
У нас тут извращенец, который по вебке смотрел, как я раздеваюсь.
Beni webcamde soyunurken izleyen bir sapık var.
Мне нравится, как вы тут все обустроили.
- Yeri iyi düzenlemişsiniz doğrusu.
Ну и, как долго ты тут?
Ne zamandır buradasın?
Но тут... как повезёт.
Ama deneme-yanılma yani.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]