English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Т ] / Ты обрадуешься

Ты обрадуешься translate Turkish

74 parallel translation
Я знал, что ты обрадуешься.
Harika, değil mi? Evet, memnun olacağını biliyordum.
Я думал, что ты обрадуешься, ты же её не любила.
Senin mutlu olacağını düşündüm. Onu sevmediğini biliyorum.
Бесчестный? Я думал, ты обрадуешься, узнав... что я отнюдь не бесчестный.
Bir dolandırıcı olmadığıma sevineceğini zannetmiştim.
Думал, ты обрадуешься.
Bir tür heyecan duyarsın sandım.
Ты обрадуешься – Монти пригласил нас пропустить стаканчик.
Bir şeyler içmek için Monty'nin bizi evine davet ettiğini duymak belki sevindirir seni.
- Мама, я думала ты обрадуешься. Как ты могла пойти на это?
Nasıl böyle birşey yapabilirsin?
Ты обрадуешься моей смерти.
Toprak olduğumda mutlu olacaksın.
Но я думал, ты обрадуешься.
Ama bu hosuna gider diye dusunmustum.
Мадам Пуссен приведёт гостя, которому ты обрадуешься.
Madam Poussin sana çok sevdiğin bir ziyaretçi getirecek.
Я думал, ты обрадуешься.
Heyecanlanacağını düşünmüştüm.
Я подумала, что ты обрадуешься вызову.
Zorlanmaktan hoşlanacağını düşündüm.
Я думал, ты обрадуешься, когда она заговорит со мной.
Mutlu olacağını sanmışyım. Bana ilk kez bir şey söyledi.
- Я думала, ты обрадуешься.
Bu fikir seni de heyecanlandırmadı mı?
Я думала, ты обрадуешься, ты этого так хотел.
Sevineceğini sanıyordum. İstediğinin bu olduğunu düşünüyordum.
Думал, ты обрадуешься.
Mutlu olursun sanıyordum.
Я думала, ты обрадуешься.
Daha çok sevinirsin diye düşünmüştüm.
Я думаю, ты обрадуешься.
Sanırım memnun oldun
Тогда ты обрадуешься новости о том, что я кое-над чем работаю. И это не имеет никакого отношения ни к тебе, ни к слухам о твоей любви к евреям.
Şu an üzerinde çalıştığımın, seninle veya söylentilere göre, Musevi tarzı kıvırcık saça duyduğun şehvetle ilgili olmadığı için sevineceksin.
Я думала, ты обрадуешься.
Sevinirsin sanmıştım.
Я то думал, ты обрадуешься, это же актерская работа.
Oyunculuğunu konuşturmak için seve seve kabul edersin sanıyordum.
Я думал, ты обрадуешься.
- Rahatlarsın diye düşündüm.
Думал, ты обрадуешься.
Ben sevinirsin sanmıştım.
Я думала, ты обрадуешься больше всех.
Sevinirsin sanmıştım.
- Я знала, что ты обрадуешься.
- Sevineceğini biliyordum.
Я думал, ты обрадуешься.
Buna sevineceğini hissediyorum.
Я думала ты обрадуешься.
Senin Bundan Mutlu Olacağını Düşünmüştüm.
Я думала ты обрадуешься!
Memnun olursun sanıyordum!
Да? Тогда ты обрадуешься.
Öyle mi?
Я думал ты обрадуешься.
Sevineceğini sanmıştım.
Я думал, ты обрадуешься.
Seni çalıştırdığım için minnettar olursun sanmıştım. - Öyle.
— Я думала, ты обрадуешься.
- Mutlu olacağını düşünmüştüm.
Послушай, я знал, что ты не придешь, если я не обману тебя, но я... Я думаю, ты обрадуешься, когда поймешь почему.
Bak, seni kandırmadığım sürece gelmeyeceğini biliyordum ama bence sebebini gördüğünde sevineceksin.
Я думал, ты обрадуешься. Что проклятье Крокеров больше нет.
Crocker lanetinin yok olması... seni mutlu edeceğini düşünmüştüm.
Я думала, ты обрадуешься.
- Heyecanlanırsın diye düşünmüştüm.
Я думал, что ты обрадуешься.
Memnun olacağını sanmıştım.
Честно, я думал, ты обрадуешься, что она уходит.
Doğrusu onun ayrılacağını duymanın seni mutlu edeceğini sanmıştım.
Ладно, старина, ты ещё обрадуешься мне.
Aman boşver be arkadaş, sonra beni görünce yine yüzün güler.
Он счаст-лив. Ты сейчас тоже обрадуешься.
Bulutların üstünde dolaşıyor.
Если ты меня увидишь, то ты этому не обрадуешься!
Beni görüyor musun? Beni karşında görmek istemezsin.
Не уходи, Эмили, иначе у тебя появится семья, которой ты не обрадуешься.
Gitme Emily, yoksa kendini hiç istemediğin bir ailenin yanında bulacaksın.
- Ты не обрадуешься.
- Dostum, moralin bozulacak gibi.
Такой упрямой как ты, как тут не обрадуешься?
- Sende bir domuz kafalı değilmisin? O daha ne istesin?
Клянусь, если он увидит свет, ты не особо-то обрадуешься.
Sana yemin ederim, eğer hikaye gün ışığına çıkarsa, buna hiç memnun olmayacaksın.
Прости, мы не знали, обрадуешься ли ты нашему сюрпризу.
Sürpriz partinin uygun olup olmayacağını bilemedik.
Не ожидала, что ты так обрадуешься.
Bu kadar heyecanlanmanı beklemiyordum.
Я думала, ты больше всех обрадуешься, услышав это.
Hepinizin bunu duyunca mutlu olacağını düşünmüştüm.
Ты не обрадуешься?
Ne kadar şanslı olduğunu bilmiyorsun.
Я думал, ты больше обрадуешься по поводу новой должности.
Terfiyi duyunca daha bir mutlu olursun sanıyordum.
Мне казалось, ты сильнее обрадуешься.
Daha çok memnun olacağını düşünmüştüm.
Я подумал, чему ты больше обрадуешься?
Ben de ne ister acaba diye düşündüm.
Послушай, Келли, я знаю. ты не обрадуешься, но... Да ладно!
Callie, bunu duymak istemediğini biliyorum ama- -

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]