English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Bebeğim benim

Bebeğim benim translate English

2,011 parallel translation
Tanrım. Bebeğim benim. Jeremy, bu kadar geç saatte aradığım için üzgünüm.
Oh, my god.Oh, baby.
"Bebeğim benim, harika görünüyorsun" demediğine emin misin?
You sure it wasrt, "Oh, baby, you look so hot"?
Bebeğim benim, bebeğim.
Oh, my baby. Oh, my baby.
Bebeğim, bu benim lanetim.
Baby, this is my curse.
Benim değerli bebeğim, para beni satın alamaz.
"My love is priceless, baby. Money can't buy me."
Benim değerli bebeğim para beni satın alamaz.
"My love is priceless, baby." "Money can't buy me."
Selam bebeğim, benim.
Hey, baby, it's me.
Benim için zevkti, bebeğim.
It's been a pleasure, baby.
Sen. Bu vaka benim bebeğim.
This case is my baby.
Benim küçük bebeğim sızlanmayı kes artık!
Stop flashing your pearlies!
- Bu benim mavi kuşak formum bebeğim.
- It is my blue belt, baby.
O benim bebeğim.
She's my baby.
- Bebeğim benim.
- My baby.
Benim küçük bebeğim.
My little darling.
Benim bebeğim?
What'?
- O benim bebeğim.
- Side of the road.
Benim son sınıf bebeğim olmadığına göre elimdekiyle idare etmek zorundayım.
Since I dont have no senior babe, I have to drill what I got.
... Aşkımı tanırım Yaşamak için çalışır Aşkımı tanırım Benim için çalışır Yapacağım yine biliyorum Onu her zaman affederim Tek söylebileceğim Tek söylebileceğim Bebeğim sen eve geldiğinde Terkedip gitmene asla izin veremem Yalnız Aşkım olmadan Biliyorum karamsarca yaptığım Elimden gelen bu Hala yalnızım Aşkım olmadan...
Ooh I know my man Works for a living I know my man
Bu benim bedenim, benim bebeğim ve benim kararım. Bebeğimin gitmesini istediğim aile sizsiniz.
I mean, this is my body, and my baby, and my decision, and you're the family that I want my baby to go to.
İşte benim bebeğim.
There's my baby.
- Benim bebeğim değil, Cilla.
- Not my baby, Cilla.
Bakın benim neyim oldu bebeğim. Selam, dostlar.
Hey, fellas.
Bebeğim, benim.
malush, baby, it's me.
Buraya gel, benim kıskanç bebeğim...
Come here my little jealous baby...
- Benim tatlı bebeğim nasılmış?
- How's my sweet little doll?
Bu da bir bebek. Benim bebeğim.
That's my baby.
Sanırım benim bebeğim olduğunu söylemeliyiz.
- I think we should say he's mine.
# Güneş doğmaya devam ediyor Ve benim bebeğim hala dönmedi.
# The light is running out And my baby's still not back
Bebeği vermiyorum, çünkü benim bebeğim.
I'm keeping the baby because it's my baby.
Biyolojik olarak benim bebeğim değil, ama biliyorsunuz, ben bunu problem etmiyorum.
Just that it's not my baby biologically, but you know, I don't even care, so.
Daha seni düşlemeden bile önce benim bebeğim annenin karnındaydı, Abby.
My baby... was inside your mother... before she ever dreamed of you, Abby.
O benim şişme bebeğim ve onu hiçbir yerde bulamıyorum.
She's blowup doll, and I can't find her anywhere.
Anladım. Yine telesekreter. Bebeğim, benim.
Voicemail again.
Bu benim bebeğim değil mi?
This isn't my baby?
Bu bebek nasıl benim bebeğim olamaz?
How can this not be my baby?
- Bu benim bebeğim değil mi?
- This isn't my baby?
Hayır, o benim bebeğim.
No, that's my baby.
Bu benim bebeğim.
This is my baby.
Ama bence bu benim de bebeğim.
But I think this is my baby, too.
Şu salağı bulmama yardım eder misin bebeğim? Benim için?
Can you help me try to find this fool for me, baby?
- Selam bebeğim, benim. Hemen bir kalem kap.
Hey, babe, it's me.
Bebeğim, kahramanım benim.
Oh, baby. My hero.
10 yaşına geldi ama o hâlâ benim bebeğim.
She's 10, but she's still my baby.
- Benim bebeğim o.
- He's mine.
Benim bebeğim olamıyor.
I cannot have a child.
Bunu benim için yap, tamam mı, bebeğim?
Do that for me, okay, baby boy?
Üzgünüm bebeğim, sadece benim.
No. sorry, baby girl, just little old me.
O benim bebeğim.
That's my baby.
Yani, bu sonuçta benim de bebeğim değil mi?
I mean, this is... this is kind of my baby, too, right?
Benim bebeğim mi?
It's my baby?
Mia bebeğim sen benim en çok para getirenimsin.
Mia, honey, you're my top earner, baby.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]