English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Buna bakın

Buna bakın translate English

495 parallel translation
Buna bakın.
Look At This. *
Buna bakın.
Look at this.
Şimdi, buna bakın, lütfen.
Now, look at this one, please.
Buna bakın. Evlilik yıl dönümleriymiş.
Look at this. lt's their anniversary.
Buna bakınız.
Look at this.
Kumandan, buna bakın.
Commander, look at this.
Şimdi buna bakın.
Now watch this.
Buna bakın.
- Look.
Lütfen buna bakın.
Please look at this.
Buna bakın, 100 taneden 99'u doğru.
Look at this, 99 out of a 100.
Buna bakın!
Look here!
- Buna bakın.
- Look at this.
Şimdi buna bakın.
Now watch this!
Buna bakınca, yansızca... yani aslında bunun üzerine çalışmadığımda nerdeyse bunu yapanın ben olmadığını hissediyorum.
When I look at it objectively... I mean, when I'm not actually working on it. I almost get the feeling that I wasn't the one who made it.
- Buna bakın.
- Look at this!
Buna bakın efendim.
Look at this, sir.
Buna bakınca, kızımı ve torunumu hatırlayacaksın.
When you see it, you'll remember my daughter and my grandchild.
Buna bakın!
Look at that!
Buna bakın!
You guys, look at this!
Şuna bakın, Beyler, buna bakın.
Check this out. Guys, look at this.
Gelin ve buna bakın.
Come and look at this
Buna bir bakın.
Look at this.
Öyle derler, ben inanırım da buna az çok ama bakın, şafak, alaca etekleriyle yürüyor doğu sırtlarının çiyleri üstünde.
So have I heard. And do, in part, believe it. But look.
- Selam. Bakın, onun gibi erkekler hareketli, hırslı, büyük umutları olan ; buna adapte olmayı genellikle zor bulur.
You see, men like him... with drive, ambition, high hopes... usually find it hard to make an adjustment, and he's no exception.
- Bana bak! Bir anlaşma yaptın ve buna uyacaksın.
- You made a deal, you'll stick to it.
Personelim buna benim yaşlılığımın bir emaresi olarak bakıyor ama Amerikan futbolu denen spora aşina mısın?
Well, my staff looks upon it as a symptom of my senility but are you familiar with the game of football?
Oh, Bay Jorgy'ye iyi bakın Buna daha çok muhtaç.
Oh, you take care of Mr. Jorgy. He needs it more.
Bu arada, vergiler ve bakım giderleri artmağa devam ediyor, buna karşın proje park olarak kalıyor, yorucu bir yolculuk sonunda kardeşlerimizin yerleştirilebileceği bir dinlenme yeri olmaktan çıkıyor.
Meanwhile, taxes and cost of upkeep continue to climb, while the project remains a park, instead of a final resting place where our dear brothers may lie down at the end of a weary journey.
Bir gün, bir genç kızın bakışı insan ruhunda parfüm ve zehir dolu karanlık bir çiçek açmasına neden olabilir. Biz buna aşk diyoruz.
One day, the eyes of a young girl have the power of creating in a soul this dark flower filled with perfume and poison that one calls love.
Buna bir bakın.
Amnesty.
- Buna da bakın...
- And here...
Bakın Bay Garrison, siz iyi insanlarsınız, ama ben buna katlanamam.
Look, Mr. Garrison, you're nice people, but I don't have to take this.
Bakın, buna zamanımız...
Look, we haven't got all...
Buna kendin bulaştın, başının çaresine kendin bak.
You got yourself into this, you get yourself out.
Bakın. Buna inanmayacaksın ama.
Say, you're not going to believe this.
Bak seni öldürmek istemiyorum Quincey, ama beni buna zorlarsan Tanrı'ya yemin ederim ki gözünün yaşına bile bakmam! Kalacak mısın?
Now I don't want to kill you, Quincey, but by god's own eyes, I will, right here and now, where you stand if you call me to it.
Bakın, buna sigara derler.
Look, they call these cigarettes.
- Buna bi bakın!
- Oh, look at this!
Şimdi de şuna bak. Mucizeyi izliyor olacaksın. Buna EEG diyoruz, beyin dalgaları.
Now look at that and you'll be watching a miracle.
"Buna dayanarak bakıma ihtiyaç duyacağını düşünüyoruz."
"Bearing this in mind, future care seems to be the alternative."
Bakın, buna gerçekten inanmasaydım sizi bulmak için onca şeye katlanmazdım.
Look, I wouldn't have gone through all this to find you guys if I didn't really believe this.
Buna iyi bakın.
Look at this.
Meselâ buna ne dersin? Dünyanın neresindeki hangi kumsalı beğenirsen, sana onu alacağım. Şuna bir bak :
How about this - any beach that takes your fancy, anywhere in the world, I'll get for you.
Buna karşın, ben objektiflerin arkasından bakıyor, not tutuyor, form dolduruyor ve günlüğümün sayfaları arasından kurtları anlamaya çalışıyorum.
But I sit behind glass lenses, filling up notebooks and triplicate forms, trying to capture the wolves within the pages of my journal.
İlk bakışta, Çok inceymiş gibi görünebilirim ama buna kanmayın.
At first glance, I may look too thin but don't believe it.
Buna benzer bir ayakkabı bakınır mısınız?
Keep an eye out for a shoe like this, okay?
Bakın, buna bir tırmanın.
Here, climb up on this
Evet, çok iyi baba. "Hey sarışın buna bak" dan başka bir kelime İngilizce konuşamayan, bir yığın terlemiş insan.
Yeah, that's great, Dad, crammed together with a bunch of sweaty strangers who don't speak any English except for, "Hey, Blondie, look at this."
Bakın çocuklar, buna karşı olduğumdan değil.
well, I'm not against that.
Bak, sen zaten jestini yaptın, buna gerek...
Look, you've already made the gesture, there's no need...
- Görünüşe bakılırsa, buna benim kadar senin de ihtiyacın var.
Have a drink. You look like you need one as bad as me.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]