Demektir translate English
19,989 parallel translation
Konuşmayacaksan ağzına ihtiyacın olmayacak demektir.
Well, if you don't want to talk, then you won't be needing your mouth.
Eğer bu Huntington mezarlığını belirtiyorsa orası başlangıç noktamız olabilir. Bu da demektir ki bu dört bölge sonraki kurban etme bölgeleri değil mi?
Well, then, if that's referring to Huntington Graveyard, then that could be our reference point, which would mean that these four points are the next sacrificial sites, right?
Sizi bulmak için bağınızı zayıflatacak kadar çırpınıyorsa ondan saklanıyorsunuz demektir.
If he was so desperate he weakened the bond to find you, you were hiding from him.
Böyle devam ederse ihtilal kapımızda demektir.
If this goes on, we'll have revolution on our hands!
Adını kullanamayacaksan anlaşma da yok demektir.
And if you can't use your name then there's no fucking deal.
- Kendin söyledin Valentine Kupa'yı bulduysa, bütün Aşağı Dünya tehlikede demektir.
You said it yourself... if Valentine has the Cup, the entire Downworld is at risk.
Baya ince, ama görünüşe göre, ellerindeki delil kutusu kaybolmuş, bu da demektir ki ya işlerini çok kötü yapıyorlar ya da birisi gizemli sürücümüze birileri Suçun Robyn'nin üstüne kalması için yardım ediyor.
It's pretty thin, but apparently, the evidence box in their property room is missing, which means either they're practicing really shoddy police work... Or somebody helped our mystery driver to frame Robyn.
Bu kötü şans demektir.
It's bad luck!
Varlıklı bir baronet ile evlenmeye kıyasla çulsuz bir askerle evlenmek ne demektir?
What kind of marriage will you have to a penniless soldier compared to one with a wealthy baronet?
Onun yaptığı tek şey de size geri bakmak olursa çok şanslısınız demektir.
And you'll be damned lucky if the only thing that it does is stare back at you.
Brian, eğer benim de önemsemediğimi düşünüyorsan o zaman dikkatini vermiyorsun demektir.
Brian, if you think that I don't care, then you haven't been paying attention.
Piper Sands'in elinde, o da sana göre bu da demektir ki, bağışıklık aşısı onun elinde.
Sands has Piper, which according to you, means he's got the immunity shot.
Bir tanığımız var demektir.
We have a witness.
Eğer onu hissetmeye başladıysan hapının etkisi geçiyor demektir ve hemen gerçek bir doktora gitmen lazım.
If you're starting to feel that, it must mean your pill's wearing off, and you need to go see a real doctor, like, now.
Her şey değişecek demektir.
All of that is gonna change.
Eğer yanılıyorlarsa. Cellat hala dışarıda demektir.
If they're wrong, then, The Executioner's still out there.
Bu da demektir ki sonraki hedef o.
That means she's next.
ve binlerce yıllık istikrarlı gerileme demektir.
And thousands of years of steady decline.
- Eğer eğlence arıyorsan doğru yere geldin, demektir.
- Well, if it's fun that you're after you've come to the right place.
Kilise şövalyeler için güvenli yer demektir.
Church was a safe place for the knights.
Zamanlayıcı öttüğünde bataryalar şarj olmuş demektir.
When the timer goes off, the batteries are charged.
Ruiz'le anlaşmayı yaptığımız anda Lobos'u taşaklarından yakalamışız demektir.
Once we have Ruiz's agreement in place, we got Lobos by the balls.
Eğer bir Gecko ile çalışacağımı sanıyorsan gerçeklikle olan tüm bağlantını koparmışsın demektir.
If you think I'm gonna work alongside a Gecko, then you have completely lost touch with reality.
"Hayır" hayır demektir.
"No" means no.
Öyleyse ben hazırım diyorsam, hazırım demektir.
So when I say I'm ready, I am ready.
Bay Lobo, evliyken başka kadınlarla olmayı erkeklik olarak görüyorsanız o zaman şüpheleriniz doğru demektir.
Lobo sir, if you think real manliness lies in having an affair.. ... with another woman while in a marriage.. ... then your suspicions are true.
David eğer buradaysa yarım kalan bir işi var demektir.
David... if he's down here, he has unfinished business.
Pes edeceğimi sanıyorlarsa yanlış adamla dans ediyorlar demektir.
Well they've picked the wrong one if they think I'm gonna give up.
Ama kendine saygını yitirdiğinde işin bitik demektir.
But when you lose your self-respect, you're done for.
Çekici olan kişi ben olduğumda başımız belada demektir.
When I'm been the charming one, we're in trouble.
Jack, genelde kahve almak için dışarıya çıkmam. Ama çıktığım zaman, biraz yalnız vakit geçirmeye ihtiyacım var demektir.
Jack, I don't often come outside for my coffee, but when I do is because I'm feeling the need for a little alone time.
Eğer öyle düşünüyorsan, aptalsın demektir.
Because if you're thinking it, you're a fool.
Harvey hayatı boyunca hiçbir davayı bırakmadı ve eğer şimdi bırakıyorsa kaybın Mike'ın kayıtlarına geçmesini istiyor demektir.
Harvey's never given up control of a case in his life, and if he's doing that now, it means he wants that loss on Mike's record.
Ve sen bunun için buraya geldiysen Mike Ross'u kurtarmak için çaresizsin demektir.
And if you're in here doing this, then you're desperate to save Mike Ross.
Eğer haklıysam Vehm yeniden dirilmiş demektir ve kaç tane kurbanla ilgileneceğiniz konusunda bir şey demiyorum bile.
If I'm correct and the Vehm has been resurrected, there's no telling how many victims you'll be looking at.
Yakalanırsak bu öldük demektir.
We get caught, we're dead.
Eğer dışarıya yayıldıysa bu ulusal güvenlik sorunumuz var demektir.
If it's out there in the wild, we have a national security issue.
Eğer o kitaptakileri sızdırdıysa öyleyse sandığından çok daha büyük bir zarar vermiş demektir.
If she's released that ledger, she's caused more damage than she knows.
Bir yoldaş seçmek, aynı zamanda o kişinin hayatı olmak demektir.
Choosing a partner means choosing that person's life to become your life.
Eğer buradaysan, zaten seninle konuşmak istiyor demektir. Çağırmasını bekle.
Well, if you're here, that means he wants to talk to you, so wait'til you're called.
Eğer buradaysanız, bir sebebimiz var demektir.
If you're here, that means you're here for a reason.
Eğer masumsanız korkulcak bir şey yok demektir.
Now, if you're innocent, that means... you shouldn't have anything to worry about.
Ellen'in kızacağını düşündüm ama eğer nerede olduğumu kanıtlamamı istiyorsanız bunu yapanı gerçekten bilmiyorsunuz demektir.
Thought Ellen would be pissed, but if you're asking me for an alibi, you must really have no idea who did this.
NSA tüm trafik kameralarına aynı anda erişebiliyor, ama program sadece plakalara bakıyor, yani Kingston plakayı değiştirdiyse görünmez oldu demektir.
The NSA can access all the traffic cams at once, but our software is looking for plates, so if Kingston has swapped his out, then he's as good as invisible.
İşe yarıyor demektir.
It means it's working.
Bir ayak takımı ellerinde meşalelerle, gecenin bir yarısı evinizde belirirse mahalleye hoş geldiniz demek için gelmemişler demektir.
When a mob shows up at your house in the middle of the night with torches, they are not there to welcome you to the neighborhood.
Zamanın geldiğinde, zamanın gelmiş demektir.
When it's your time, it's your time.
Biri sizi tehdit ediyorsa, beni de tehdit ediyor demektir.
If someone is threatening you, they're threatening me, but if you keep me in the dark,
Eğer bunu izliyorsan, görev planlandığı gibi gidiyor demektir.
If you're watching this, the mission is going as planned.
Daha fazla saldırının geleceği demektir buda.
Which means there could be more attacks coming.
O otobüsü takip edersek kızı kaçıracakları göreceğiz demektir.
All right. So, if we tag that bus, we'll see who takes her.
demek 970
demek istediğim 2063
demek istiyorum ki 208
demek istedim 68
demek istiyorum 56
demek öyle 522
demek istiyorsun 52
demek istediğim şu 35
demek ki 147
demek istedim ki 26
demek istediğim 2063
demek istiyorum ki 208
demek istedim 68
demek istiyorum 56
demek öyle 522
demek istiyorsun 52
demek istediğim şu 35
demek ki 147
demek istedim ki 26