Düşünme bile translate English
644 parallel translation
Kooperatife para dağıtmayı sakın düşünme bile!
Don't even think of distributing the money of the cooperative!
Düşünme bile.
Never gave it a thought.
Bunu düşünme bile.
Don't even think that.
Düşünme bile. Sadece yap.
Don't think about it.
Chiyoko, böyle bir şeyi düşünme bile!
You mustn't, Chiyoko! Don't think like that
Ama senin için tekrar sokaklarda sürteceğimi düşünme bile.
But don't even think I'll ever walk the streets for you again.
Bunu düşünme bile!
No, don't even dream of it!
Bunu düşünme bile.
Think nothing of it.
Ayrılmakmış, beni korkutabileceğini düşünme bile!
Separate! Don't you think you can frighten me!
Düşünme bile.
Don't think.
- Hiç düşünme bile
- Don't think of it.
Ve eğer Rusların Küba'da bize yardım etmek için ne yaptığı konusunda istihbarat topladıysan bunu beraberinde ülke dışına çıkarabileceğini düşünme bile.
And if you have been collecting information about what the Russians are doing in Cuba to help us here, don't think for one minute you will take it out with you.
Sen de bunu düşünme bile, Nell.
And don't you think it, Nell.
Düşünme bile..
I said no.
Liderin Emrini kullanarak... başkaldırmayı düşünme bile
Don't ever dream of using the headman's decree... to revolt against me
Bunu düşünme bile.
Don't even think about it.
Düşünme bile.
Don't even think of it!
Gözlerini kapadı : "Düşünme bile, senin vajinanla ilgilenmiyorum, kapat onu."
He covered his eyes : "Out of the question " I'm not interested in your vagina, cover it up "
Düşünme bile!
Come on.
Hiç düşünme bile.
You just forget about that.
Oh, bak, sete geri dönmeyi düşünme bile.
Oh, look : Just don't even bother coming back to the set :
Bizi yargılamayı düşünme bile Holmes.
Don't presume to judge us, holmes.
Üzerimde aşk oyunları oynamayı düşünme bile.
Don't think for a second that your love moves me.
Ne demen gerektiğini düşünme bile, sadece konuşmaya başla.
Don't even think about what you're supposed to say, darlin', just start talking.
Yo. Bunu düşünme bile.
No, don't even think of it.
Düşünme bile.
Forget it.
"bunu düşünme bile deli divane ederbeni"
"The thoughts are maddening"
Hatta düşünme bile.
Don't even think.
Bedenini düşünme bile.
Don't even think about your body.
Bak, çalışmadığı zamanlarda ona ulaşmayı düşünme bile, sanırım Benjamin'in malikanesinde yaşıyor.
Look, I'd... I'd forget trying to get to her off duty. I think she's staying at Benjamin's estate.
Düşünme bile. Hayır.
Don't think about it.
Düşünme bile.
Don't worry about it.
Düşünme bile bayım.
Don't even think it, mister.
Düşünme bile Decker.
Don't even think about it, Decker.
- Düşünme bile.
Don't think about it.
Düşünme bile.
Don't think about it.
Bunu düşünme bile!
Non che pensa del
Bu kış vakti mi. Boşver düşünme bile
Not in this winter, you won't.
Sakın yarınki Mary Hart Çiftler Gecesine bizimle gelmesini düşünme bile...
Oh, do not.
Bağışlayın efendim, fakat her zaman demokraside askerlerin bile düşünme hakkı vardır diye düşünmüşümdür.
Forgive me, sir, but I've always understood that in a democracy, even a soldier has the right to think.
Sakın bir saniye bile bu şehirdeki herkesin bu olayı öğrenmeyeceğini düşünme.
And don't think for a minute that everybody in this town isn't going to get it.
Mary gibi biri hakkında ne bilebilirsin ki? Düşünme şekilleriniz bile aynı değil.
What do you know about a girl like Mary?
Burada düşünme özgürlüğü bile yok.
There's no freedom here even to think of.
Bir an olsun bile, Rahibe, alışkanlıklarının seni koruyacağını düşünme.
Don't ever think for an instant, Sister, that your habit will protect you.
Senin düşünme şeklinle bile... gerçekten alacağımı mı düşündün?
Even the way you think... did you really think I would take it?
Bunu düşünme bile.
It's no good trying it on with me.
Seni sevmediğimi bir an bile düşünme.
Don't ever think that I don't love you.
Düşünme bile.
Before you touched the precious ever again, Sméagol...
Soyutlamalarla düşünme becerin bile yok.
You're not even capable of thinking in abstractions.
Düşünme bile, sen kendininkini değiştir!
No way, you change yours.
- Düşünme bile.
Ah, not enough.
bile 28
bilesin 23
bilet 55
bilemem 161
bilemezsin 104
biletler 91
bilemedin 19
bilerek yapmadım 25
bilemedim 29
bilemiyorum ki 20
bilesin 23
bilet 55
bilemem 161
bilemezsin 104
biletler 91
bilemedin 19
bilerek yapmadım 25
bilemedim 29
bilemiyorum ki 20
bilemiyorum 2041
bilen var mı 30
bilemeyiz 20
bilemeyeceğim 25
bilemezsiniz 26
biletiniz 28
bileğim 27
biletler lütfen 39
düşündüm 122
düşünüyorum 297
bilen var mı 30
bilemeyiz 20
bilemeyeceğim 25
bilemezsiniz 26
biletiniz 28
bileğim 27
biletler lütfen 39
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşünüyordum 129
düşününce 41
düşünüyorum ki 20
düşünüyor musun 27
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşünüyordum 129
düşününce 41
düşünüyorum ki 20
düşünüyor musun 27
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35
düşünebiliyor musunuz 47
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35
düşünebiliyor musunuz 47