Elbette eminim translate English
208 parallel translation
Elbette eminim!
Of course I'm sure!
Elbette eminim.
Of course I'm sure.
- Elbette eminim.
- Of course I am.
Elbette eminim.
Of course, I'm sure.
- Evet, elbette eminim.
- Yes, of course I'm sure.
Elbette eminim.
Well, of course I'm sure.
Şey, elbette eminim.
Well, of course I am.
- Elbette eminim.
- Of course I'm sure.
Elbette eminim.
Yes, I'm sure.
- Elbette eminim!
- Of course I'm sure!
Evet elbette eminim.
Yes of course I'm sure.
Elbette eminim.
Sure, I'm sure.
Hayır, elbette eminim.
No, I'm sure, of course.
Elbette eminim, annesi yılbaşı gecesi söz verdirmişti.
Of course I am, his mother made him on New Year's Eve.
Evet elbette eminim.
Yes, of course I'm sure.
- Emin misiniz? - Elbette eminim.
- Take the gun from his head.
Elbette eminim.
Course I'm sure.
Elbette, eminim.
Of course, I'm sure of it.
Onun Louis Bauer olduğuna eminim. O evde neler çevirdiği üzerine inanılmaz tahminlerim var ama ispatlayamam elbette.
I'm certain that he is Louis Bauer... and I've a shrewd idea of what he's up to in that house.
Tabi, elbette öyledir, eminim.
My heart, of course, bleeds for you.
Elbette, eminim.
Sure, yes.
Elbette, eminim istiyorsundur.
- Sure, sure you do.
Elbette, bu safra bulunmadan önce kullanılıyordu, fakat eminim Amerika kızılderili uzmanlığı en üst noktasındaydı.
Of course, this was used before the invention of sash weights, but I'm sure American Indian knowhow triumphed.
ah... eminim, elbette.
Uh... sure, of course.
Elbette ki rekor. Eminim öyledir, fakat söyleyeceğim- -
I'm sure it is, but the reason I waited up...
30000 Yen'in % 40'ı için elbette, eminim.
I'm fine, for 40 % of 30000 yen. Do it!
Darrin, eminim iyi daktilo kullanıyor yemek yapıyor, bütün ev işlerinile ilgileniyor, elbette harika golf oynuyordur.
Darrin, I bet she's good at typing cooking, taking care of the household accounts and playing golf.
Elbette, sizin gibi saygın bir doktor bunlardan mübahtır, eminim.
Of course, an eminent doctor like yourself is different, I am sure.
Elbette ki eminim, işim bu!
I should know--it's my job!
- Hayır eminim elbette.
Of course I am.
Elbette eminim!
But of course I'm sure!
Elbette, bundan eminim.
Oh, naturally, I'm sure of that.
Anlıyorum Gerard, elbette. Eminim.
Sure, I understand.
Eminim Bay Tanaka ona iş vermekten menun olur elbette, söyleyin yarın sabah 8 de gelsin başlasın!
I am quite sure that Mr. Tanaka would be quite pleased to employ him. Surely, surely. Tell him to come at 8 o'clock.
Eminim bunu anlıyorsunuzdur. Elbette, efendim.
Right.
Elbette! Eminim seni bekleyecek...
I'm sure he'll wait for you...
- Elbette, eminim.
- Sure, I'm sure.
Elbette hayır, ondan şüpheleniyordum... şimdiyse eminim Ama temin ölüme çok yaklaşmıştım ve çok ağır yaralandım! Savaşacak gücüm kalmadı!
Certainly not, I suspected him and I am now clear I mean, I feigned my coma but I am really wounded I am in no condition to fight I know
Elbette ki eminim.
Of course I'm sure.
Elbette! Elbette! Şu anda çekin karşılıksız çıkacağını düşündüğünüzden de eminim.
Of course, I also know that you're thinking the cheque may well bounce... but I'm afraid that's as good as it gets.
Elbette, eminim ki akşam gazetelerine dikkatle bakacaktır, fakir bir adam için ağır bir kayıptı.
Well, I'm sure he will keep an eye on the evening papers, for the poor man, the loss was a heavy one.
Elbette Asteğmen, bunu yapacağınıza eminim.
Yes, Ensign, I'm sure that you will.
- Elbette eminim.
- Yeah, of course I'm sure.
Elbette ki eminim.
Of course I am.
- Elbette eminim.
- To the right.
- Elbette--eminim.
- I'm sure.
Elbette, eminim. kendim denedim.
Of course, I'm sure. I tried it myself.
Her ne kadar Gul Dukat'ın sizi buraya getirme kararını saygıyla karşılasak da, eminim bazı önlemler almak zorunda olduğumuzu anlayışla karşılıyorsunuzdur. Elbette.
I'm sure you can understand that although we all respect Gul Dukat's decision to bring you here, we must take some precautions.
- Öyle bir şey demediğine eminim. - Elbette demedi.
I'm sure he didn't see it that way.
Elbette, eminim bu akşamki Strawberry Social partisi için biraz daha takılmak istersiniz.
Of course, I'm sure you'll be wanting to stick around for the Strawberry Social this afternoon.
- Elbette. Eminim haber vermeyi unutmuşlardır. Tamam, dostum.
I'm sure they just forgot to notify us.
eminim 1847
eminim ki 169
eminim öyledir 355
eminim iyidir 17
eminim öyle 22
eminim yaparsın 24
eminim vardır 38
eminim öyleydi 16
elbette 13408
elbet 35
eminim ki 169
eminim öyledir 355
eminim iyidir 17
eminim öyle 22
eminim yaparsın 24
eminim vardır 38
eminim öyleydi 16
elbette 13408
elbet 35
elbette var 142
elbette ki 133
elbette benim 21
elbette istiyorum 43
elbette seviyorum 29
elbette iyiyim 21
elbette yok 101
elbette öylesin 20
elbette isterim 24
elbette canım 17
elbette ki 133
elbette benim 21
elbette istiyorum 43
elbette seviyorum 29
elbette iyiyim 21
elbette yok 101
elbette öylesin 20
elbette isterim 24
elbette canım 17