Küçük köpek translate English
487 parallel translation
Ayağını denk alsa iyi olur. Çünkü o küçük köpek, eninde sonunda ona da uğursuzluğunu bulaştıracak.
He better watch his steps and fish on the bank... cause that little old dog's got the hex on him for sure.
O küçük köpek kesinlikle şeytanın gözlerine sahip.
That little old dog's got the evilest eye.
Seni küçük köpek, eve annene git.
- Come home to your mother, will you?
Ben Küçük Köpek.
I am Little Dog.
Küçük Köpek beni bekliyor ama Şef Kırık El de bekleyecek mi?
Little Dog says welcome, but would Chief Broken Hand say the same?
Küçük Köpek bu nedenle tatbikat yapmaları gerektiğini söylüyor.
Then that is why they must practice, Little Dog says.
Küçük Köpek.
Little Dog.
Dostum Küçük Köpek için ve dostum Amerikan Atı için.
For my friend Little Dog... and for my friend American Horse.
Ben atları düşünüyorum, Küçük Köpek... Krov köyündeki kaliteli atları.
I am thinking of horses, Little Dog... and the fine ones in the Crow village.
Küçük Köpek!
Little Dog!
Oğlum, Küçük Köpek... konuşulması gerekenlerle konuşacak.
My son, Little Dog... will tell those who need to be told.
Küçük Köpek öfkeliydi.
Little Dog was angry.
Ya Küçük Köpek diğer savaşçılardan seninle gitmemelerini isterse? Kalıp savaşmalarını isterse? Bunu yaparlar mı?
If Little Dog asks all the young warriors not to go with you... but to stay and fight, will they do this?
Küçük Köpek'in yanına gideceğim.
I will go to Little Dog.
Küçük Köpek benim kardeşim ve ben onu seviyorum.
Little Dog is my brother and I love him.
Küçük Köpek?
Little Dog?
Küçük Köpek cesaretini kanıtlamak zorunda değil.
Little Dog doesn't have to prove his courage.
Little Bighorn'da ve Siyu ve Krovların arasında da biliniyor... Herkes Küçük Köpek'ten daha cesur savaşçı olmadığını biliyor.
It is known at Little Bighorn and amongst the Sioux and the Crow... that there is no warrior who has more bravery than Little Dog.
Küçük Köpek babasının içinde konuşanın bir korkak değil, bir bilge olduğunu biliyor.
Little Dog knows that it is not fear that speaks within his father, but wisdom.
Bilmiyorum Küçük Köpek.
I don't know, Little Dog.
Arkadaşın Küçük Köpek'ti.
It was your friend Little Dog.
- Küçük Köpek bu konuda bana güveniyordu. Siz de öyle.
Little Dog put his trust in me, and because of that, so did you.
Biri Amerikan Atı ve diğeri de oğlun Küçük Köpek tarafından.
One by American Horse and one by your son, Little Dog.
Yani, Amerikan Atı ve Küçük Köpek savaşmak için orduyu mu çağırıyor?
You mean, American Horse and Little Dog want to meet the troops in battle?
Küçük Köpek ölmek için tepelere gitti.
Little Dog has gone into the hills to die.
Oraya gidip Küçük Köpek ile konuşacağım Albay.
I'm going out there and talk to Little Dog, Colonel.
İstediği buysa Küçük Köpek ile dövüşürüm. İster tüfekle ister mızrakla.
I will fight Little Dog if that's what he wishes, with a rifle or with a lance.
Küçük Köpek ve Amerikan Atı hala dostlarımdır.
Little Dog and American Horse are still my friends.
Küçük Köpek dostun olarak, senden ölümü tercih etmemeni istemeye geldim.
As your friend, Little Dog, I'm here to ask you not to die.
Ama bunun içinde, senin için bir zafer olmayacak Küçük Köpek... Çünkü iki kişiye karşı tek kişi olacak.
But there'll be no glory in it for you, Little Dog... because that'll be one against two.
Küçük Köpek bunu yapmayacak.
Little Dog will not do so.
- Küçük Köpek.!
- Little Dog!
- Böylece yarayı emip dışarı çekebilirler. - Anne, Elizabeth'in bana verdiği küçük köpek yavrusuna bak.
Mama, look at the little, bitty puppy Lisbeth give me.
- Steve, küçük köpek!
- Oh, Steve, the little dog!
Sizin gibi bazı zavallı küçük köpek balıklarını suya geri atacağım ama su, benim suyum olacak.
I'm gonna push some of you gasping'sharks back in the water. But it's gonna be my water. It'll cover the whole country.
Hadi gel, küçük köpek.
Come on, little doggy. Here we are.
Çok güzel küçük köpek.
Most pretty little dog.
Anne'n küçük köpek, oo...
Mama's little pet, oo,...
Anne'n küçük köpek...
Mama's little pet...
Zowie, seni küçük yaramaz köpek.
Oh, Zowie, you bad little dog.
Tüm bunların sebebi nasıl küçük bir köpek olabilir?
How could a poor little dog be the cause of it all?
O kutuda küçük bir köpek mi görüyorum?
Have you a little dog in that basket?
Küçük ve gri bir köpek?
A little gray-white dog?
Eğer dün evine zorla girmeseydim, bu küçük kız da ölmüş,... belki köpek tarafından yiyilmiş olacaktı.
If I hadn't broken into her house last night, this little girl would be dead too... maybe eaten by the dogs.
Jimmy wheat küçük kırmızı boyunlu tarımcı kuduz bir vahşi kedi gibi kim savasabilir? ...... ama gereksiz bir köpek tasıdı 2000 mil.
Jimmy Wheat, the little rednecked cropper who could fight like a wildcat with hydrophobia but carried a useless little dog 2000 miles.
Küçük bir köpek bile bunu yapabilir Bir tane benden iç Kaplan.
Even a little dog can do it. Have one on me, Tiger.
Şu küçük cocker cinsi köpek, Bill.
It's the little cooker, Bill.
Küçük bir göldeki iki köpek yavrusu gibi.
Happy as two little dogies at a waterhole.
Eğer yatarsan sana küçük bir köpek getiririm ve senin olur.
Look, if you go to bed, I might bring you a little dog all your very own.
O küçük beyaz bir köpek ile yürüdü.
She takes walks with a little white dog.
Küçük köpek.
That small dog.
köpek 255
köpekler 94
köpekçik 20
köpekbalığı 33
köpek mi 42
küçük 429
küçükken 45
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
köpekler 94
köpekçik 20
köpekbalığı 33
köpek mi 42
küçük 429
küçükken 45
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
küçük kızım 28
küçük kardeşim 59
küçük çocuk 37
küçük prenses 23
küçük ayak 20
küçük hanım 234
küçük bir hediye 18
küçük bir kız 38
küçük bir 20
küçük bir şey 30
küçük kardeşim 59
küçük çocuk 37
küçük prenses 23
küçük ayak 20
küçük hanım 234
küçük bir hediye 18
küçük bir kız 38
küçük bir 20
küçük bir şey 30