Küçük bir hediye translate English
579 parallel translation
- Küçük bir hediye.
- Just a little birthday card.
Sana küçük bir hediye getirdim.
I've got some little presents for you.
Ve ben size küçük bir hediye getirdim!
And I brought you a little present!
Beni dinle üç kağıtçı, eğer ki öyle bir şey olursa sana böyle küçük bir hediye vereceğim.
Well, listen, sucker, when it does, I'll make you a little present of this.
Senin için küçük bir hediye.
Little present for you.
Minnettarlığımızın göstergesi olarak küçük bir hediye, adamlarınız için...
A small token of our gratitude, for your men
"Benim için küçük bir hediye" de.
Say "a little present all for me."
Benim için küçük bir hediye.
A little present all for me.
Beaky, işte sana küçük bir hediye.
Beaky, here's a little present for you.
Senin için küçük bir hediye, Homer.
A little present for you, Homer.
Sana küçük bir hediye getirdim MacFarlane.
I brought you a little present, MacFarlane.
Bayan Sloper'a küçük bir hediye getirdim, efendim.
I've brought Miss Sloper a small gift, sir.
Annene küçük bir hediye alacağım.
Thanks, boy. I'll get a little present for your mother.
- Sana küçük bir hediye aldım.
A little something for you.
Johnny amcadan sana küçük bir hediye.
Present from your Uncle Johnny.
Küçük bir hediye.
A little present
Ona küçük bir hediye ver.
Hm. Well, give her a little present.
- Büyükanne için küçük bir hediye mi?
A present for your little old grandmother?
Bak sana küçük bir hediye aldım.
I've, er, bought you a little present.
Sana küçük bir hediye getirdim.
I brought you a little present.
Al sana küçük bir hediye.
Here's a little present.
Anlayışınıza sığınarak küçük bir hediye getirdim.
I took the liberty of bringing a small gift.
Ama yine de düğün için küçük bir hediye vermek istiyorum.
But I do want you to have some little trifle for the occasion.
Ve bana küçük bir hediye bırakmıştınız. Bunun gibi bir kutu değil mi?
And you left me a little present... a jar like this, right?
Bugün ona küçük bir hediye gönderdin.
So you have sent her a little gift today.
Dürüst olmam gerekirse, bu sadece küçük bir hediye
To be honest with you, this is just a small place
- Size küçük bir hediye getirdim.
I've brought you a little present.
Süleyman Sarı, sana küçük bir hediye göndermiş.
He sent his greetings.
Ve burada da büyükbaba George ve benden küçük bir hediye.
And here's a little gift from Grandpa George and me.
- Yarına dek işini görebilecek küçük bir hediye.
- Just a gift to tide you over till tomorrow.
Yardımına karşılık küçük bir hediye, 50 altın Lira..
Here is 50 taels of gold It's a small present
Küçük bir hediye, Bay Lee.
A gift, Mr. Lee.
İzin verirseniz size küçük bir hediye takdim etmek istiyorum.
Allow me to present a small gift.
Aklıma gelmişken, işte sana benden küçük bir hediye.
Yes, by the way, here's a little souvenir for you from me.
Sana beni hep hatırlaman için küçük bir hediye getirdim.
I brought you a little present to remember me by.
Ama önce küçük bir hediye.
But first a small present.
Küçük bir hediye?
A small present?
Joe Aiello'dan küçük bir hediye alıyorum.
I get a little present from Joe Aiello.
Sizin için küçük bir hediye.
Here's a little present for you.
Bugün sana işverenimin almanı istediği küçük bir hediye getirdim.
No matter. Today, I have brought with me a little present that my employer wants you to have.
- Sana küçük bir hediye getirdim.
Oh, I brought you a little present.
Sizin için küçük bir hediye.
A little present for you.
Küçük bir hediye.
A little gift.
Mezuniyeti için küçük bir hediye.
A tiny present for her graduation
Küçük bir kız için sevimli bir hediye! ..
A pretty present for a little girl!
Bana hediye edilen küçük altın bir yüzük için dövüşmüştük.
We fought for a little gold ring that had been a gift to me.
Küçük bir parti yapıp parfüm falan hediye almak için.
Maybe have a little party, get some perfume or something.
Küçük hanım, seni affettiğimi göstermek için bir hediye vereceğim.
My dear little girl, I'm going to give you a present to show you I forgive you.
Bay Harold'dan küçük bir kişisel hediye.
A small personal gift from Mr. Harold.
Çocuklar De Luca kardeşler aranızdan bazılarına küçük oyuncaklar hediye etmiş bu onların cömertliği maalesef bu küçük silahlar gerçekten onlara ait değildi daha doğrusu onlara ait olmayan bir parayla alınmış.
I've just been told that the De Luca brothers... gave out some toy guns to certain students. They meant well, but those little guns... don't really belong to them.
"Küçük bir kız için üç hediye - Oharu - " kim ölmüş olabilir. "
"Three gifts for a little girl - Oharu - who may be dead."
küçük bir kız 38
küçük bir şey 30
küçük bir 20
küçük bir çocukken 37
küçük bir kızken 23
küçük bir çocuk 19
küçük bir sorunumuz var 19
bir hediye 84
hediye 81
hediye mi 55
küçük bir şey 30
küçük bir 20
küçük bir çocukken 37
küçük bir kızken 23
küçük bir çocuk 19
küçük bir sorunumuz var 19
bir hediye 84
hediye 81
hediye mi 55
hediyem olsun 24
hediyeler 55
küçük 429
küçükken 45
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
küçük kızım 28
küçük çocuk 37
küçük prenses 23
hediyeler 55
küçük 429
küçükken 45
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
küçük kızım 28
küçük çocuk 37
küçük prenses 23
küçük kardeşim 59
küçük ayak 20
küçük hanım 234
küçük serseri 26
küçük bey 45
küçük köpek 18
küçük sürtük 19
küçük şeyler 22
küçük mü 41
küçük olan 19
küçük ayak 20
küçük hanım 234
küçük serseri 26
küçük bey 45
küçük köpek 18
küçük sürtük 19
küçük şeyler 22
küçük mü 41
küçük olan 19