Küçükhanım translate English
229 parallel translation
Bu bizim küçükhanım değilse ne olayım!
Knock me for a row at ninepins if it isn't little Miss Jane.
Size çay getireyim mi küçükhanım?
Can I get you a nice cup of tea, miss?
- Evet küçükhanım?
- Yes, miss?
Küçükhanım?
Miss?
Belli ki, küçükhanım fotoğrafının çekilmesini istemiyor.
Obviously, the young lady doesn't wish to be photographed.
- Naneli frape. - Tabii küçükhanım.
- A mint frappé.
Artık dost olduğumuza göre ittifak yapmalıyız küçükhanım.
Miss, now that we're friends, we have to form an alliance.
Bekleyin... Küçükhanım!
Miss, wait a moment!
- Akşam yemeği gecikecek küçükhanım.
- Dinner will be late, miss.
Buyurun küçükhanım?
Yes, Miss?
- Tamam küçükhanım.
- Yes, Miss.
Hadi bakalım küçükhanım.
All right, miss.
Hanımefendi sizi bekliyordu küçükhanım.
You are expected, miss.
Bir saniye küçükhanım.
Just a minute, miss.
Kedinizi alayım küçükhanım.
I'll take your furs, miss.
- Efendim küçükhanım?
- Yes, miss.
- Bakın küçükhanım...
- Now, look, miss...
Pardon küçükhanım.
Sorry, miss.
Beni dinleyin küçükhanım, bana emir vermeye kalkmayın.
Now listen, miss, don't you try to order me about.
Bana bebeğini gösterir misin, küçükhanım?
And will you show me your dolly, little lady?
- İyi uykular, küçükhanım.
- Sleep well, miss.
Bay ve Bayan Archibald, Küçükhanım Archibald.
Mrs. Archibald, Mr. Archibald, Miss Archibald.
- Günaydın küçükhanım.
- Good morning, mademoiselle.
İçeri gelin Küçükhanım!
Come in, dear madam.
" Elbette beni çok sevmişti nazik küçükhanım!
True, she liked me... very much... my gentle mistress!
Özür dilerim küçükhanım.
I'm sorry, Miss.
Beni kovsanız yeridir küçükhanım.
You should kick me out of here, Miss.
Küçükhanım.
Miss.
Küçükhanım, benim özel bir sorunum yok.
Miss, I got no special problem.
- Affedersiniz küçükhanım...
- Excuse me, Miss...
Afedersiniz küçükhanım.
Excuse me, miss.
Küçükhanım kocaman bir köpek kazanıyor.
And the little lady wins a big doggie.
Yatağa girme vakti geldi küçükhanım.
Time for you to go to bed, little lady.
- Şeref duyduk, şef. - Bu da kızım, Nicole. - Küçükhanım, nasılsınız?
My daughter, Nicole.
Bakın küçükhanım, şöyle daha az iç gıcıklayıcı bir şeyiniz yok mu?
Don't you have anything less conspicuous?
- Memnuniyetle, küçükhanım.
- You're welcome.
Evet, küçükhanım...
Yes, sister.
Küçükhanım, sizinle konuşmalıyım.
Young lady, I must have a word with you.
- Geliyor küçükhanım, geliyor.
- Coming, young lady, coming.
Küçükhanım benimle.
The young lady is with me.
Kitabınızı düşürüyorsunuz küçükhanım.
You're dropping your book, miss.
"Kitabınızı düşürüyorsunuz küçükhanım!"
"You're dropping your book, miss!"
Bayan Kleitz, Küçükhanım Chavez hakkında bilgi verildi...
Señora Kleitz and Señorita Chavez...
Küçükhanım!
Miss!
Ben de öyleyim, küçükhanım! Bu, sizi teselli etsin.
Me too, if that cheers you up!
Dinleyin küçükhanım. Kimseye bir şey söylemem, ama bir şartla... Onunla bir iş anlaşması ayarlayana kadar buradan çıkmayacaksınız.
I don't mind telling him nothing if you agree to stay here until I've had the time to clear some matters with him.
Küçükhanım, nikah dairesinde görüşürüz.
Miss, see you at the wedding.
- Küçükhanım, neyiniz va?
- What's wrong?
Ben mi, küçükhanım?
- What would you do in my place? - Me, miss?
- Küçükhanım...
- Miss...
Küçükhanım, buyrun.
Miss, your champagne.
küçük 429
küçükken 45
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
küçük kızım 28
küçük çocuk 37
küçük prenses 23
küçük kardeşim 59
küçük ayak 20
küçükken 45
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
küçük kızım 28
küçük çocuk 37
küçük prenses 23
küçük kardeşim 59
küçük ayak 20
küçük hanım 234
küçük bir hediye 18
küçük bir kız 38
küçük bir şey 30
küçük serseri 26
küçük bir 20
küçük bey 45
küçük şeyler 22
küçük sürtük 19
küçük köpek 18
küçük bir hediye 18
küçük bir kız 38
küçük bir şey 30
küçük serseri 26
küçük bir 20
küçük bey 45
küçük şeyler 22
küçük sürtük 19
küçük köpek 18