English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Ç ] / Çok uzun

Çok uzun translate English

18,381 parallel translation
Bu çok uzun zaman önceydi Erlendur.
That was a long time ago, Erlendur.
Biliyorsun, bunu yapmayalı çok uzun zaman oldu.
You know, it's been a long time... Since I could do this.
Çok uzun sürdü.
It's taking too long.
Çok uzun sürmeyecek.
It won't be much longer.
Hadi, çok uzun bir gece oldu.
Come on, it's been a long night.
Çünkü o kitabo okuyacaktın, sonra kızla karşılaşacaktın, Frida Kahlo'dan alıntı yapmak için uygun anı bekleyecektin. Bütün bunlar çok uzun sürerdi.
Because that's how long it would have taken you to read that book, and then talk to her, and then casually drop in the line about Frida Kahlo.
- Çok uzun zaman oldu.
So it's been a long time.
Çok uzun bir zaman için.
Not for a really long time.
Eğer karşılaşırsam seninle, çok uzun yıllar sonra, Seni nasıl karşılamalıyım? Sessiz ve gözyaşlarıyla. George Gordon Byron
_
Üzülme, çok uzun zaman önceydi.
No. It was... It was a long time ago.
Bir dava açarız, temelinden en sağlam şekilde, kaya gibi sağlam ve sonra onları hapse attırırız. - Çok uzun sürer.
We build a case, brick by brick, solid as a rock, and then we put'em away in prison.
- Çok uzun zaman önceydi o.
Oh, it was a long time ago.
Barry, bu çok uzun bir hikaye.
Barry, this is a very long story.
Çok uzun süredir içeride değildi.
Okay, she hasn't been in there long,
Çok uzun süre yoktum üzgünüm.
I'm sorry i was gone so long.
Evet, ama o çok uzun zaman önceydi, ve sadece kısa bir süreydi.
Yeah, but that was a long time ago, and just for a little bit.
Çok uzun sürmeyecektir.
It won't be long now.
Bu çok uzun sürmez.
This won't take long.
Bir sureliğine annem ve ben Eparcy'de bulunduk ama çok uzun sürmedi.
My mother and I settled for a time in Eparcy, but it didn't last.
Çok uzun sürdü.
You took your time.
Bu çok uzun bir bekleyiş olabilir.
That would be too long a wait.
Çok uzun zamandır.
A long time.
Çok uzun zaman geçti.
It's been such a long time,
Çok uzun zaman önceydi.
It was a long time ago.
Annemi affetmem çok uzun sürdü.
It took me a long time to forgive my mom.
Çok uzun zaman önce söylemem gereken şeyler.
Things I should have told you a long time ago.
Çok uzun zamandır seni bulmaya çalışıyorduk Dışlanmış.
So long have we tried to find you, Outcast.
Lafla madalya kazanılsaydı sen çok uzun zaman önce kazanmış olurdun.
If a medal could be won with words, you would have won it a long time ago.
Çok uzun yoldan geldik.
We have come from very far.
Ama orada çok uzun süre kalırsa kafayı çatlatıcağından korkuyorum.
But I'm nervous he's gonna crack if he stays in there too long.
Çok uzun zaman geçti, bilmiyorum.
Uh, that was a long time ago so I... I don't know.
Patlamanın çok uzun sürdüğü şaşırtıcı değil.
It's no wonder it took her so long to explode.
Yıllardır donör sayısı artsa da alıcı listelerindeki kişiler hala sağlıklı ve uygun bir organ için çok uzun ve muhtemelen ölümcül sıralarda beklemek zorunda kalıyorlar.
And while the number of donors has increased over the years, recipients are still in for a long, potentially fatal waiting period before a healthy, matching organ becomes available.
Bu aile çok uzun süre sadece Danny'nin meseleleriyle uğraştı.
Everything in this family has been about Danny for so long.
Çok uzun kalamam ama. Halletmem gereken bazı şeyler var.
I can't be too long, though,'cause I've got a bunch of shit to take care of.
Çok uzun sürmez.
Shan't be a moment.
Tarama çok uzun sürünce program loğunu kontrol ettim ve birisinin de benim izimi sürdüğünü gördüm.
The search was taking forever, so I checked my program log, and I got back-traced.
- Bir gün bile çok uzun bir süre.
- One bloody day is a day too long.
Beni kabullenmeleri çok uzun sürdü zaten.
It took them so long to take me back.
Bense çok uzun zaman olmadığını düşünüyordum.
Oh, and here I was thinking it hadn't been long enough.
Çok uzun zaman önceydi.
That was a long time ago.
Bazı kötü mahluklar çok uzun süre yaşar.
Some very bad things live a very long time.
Bu şeye çok uzun süredir hiç bakmadım.
I haven't looked at this stuff in such a long time.
Yakında Bodmin'de de aynısı olur. Çok uzun sürmeden de Truro'da.
It's come here to Bodmin soon enough, and it won't be long before it reaches you down in Truro.
Benim bunu fark etmem çok uzun sürdü sadece.
It just took me too long to realize it.
Çok uzun zamandır, annenin senin gerçek kişiliğinin önüne geçmesine izin verdim.
For so long, I let your mother get in the way of who you really are.
Virginia'daki Greensville County'e yol uzun ve yapılacak çok iş var.
Long ride, lots to do. Greensville County in Virginia.
Uzun saclari ve degisik sesiyle cok ilgi cekiciydi.
She was so luminous with long hair and this raspy voice.
Bana gerçekten çok seksi, tercihen uzun ve mümkünse Latin bir erkek bulmamız lazım.
I need you to help find me a really hot, preferably tall, possibly Latino guy...
Biz uzun zamandır bir aradayız, seviyorum bunu Wally de etrafımızda olursa çok daha güzel olur.
I mean, you know, it's been you and me for so long, and I love that, but having Wally around would be cool too.
Ancak, uzun süren bir değerlendirmeden sonra istifa edip başkan adayı olmak yerine Dışişleri Bakanlığı görevime devam ederek sizlere çok daha verimli hizmet edebileceğime karar verdim.
However, after much deliberation... I have decided that I have more to offer you as Secretary of State than to resign and run for office.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]