Ama onlar translate Spanish
17,856 parallel translation
- Ama onlar...
- Es que están...
Bütün iş konuşmakta bitiyor sanabilirsin ama onlar hiç de öyle değil.
Crees que todo se resuelve hablando, pero ellos no son así.
Çocukların bağımsızlık kazansın istiyorsun, ama onları bırakmak çok zor.
Usted quiere que sus hijos tienen que la independencia, pero es tan difícil dejar'em ir.
Evet, ama onları bulmamız saatler alabilir.
Sí, pero podría tomar horas para encontrarlos.
Ciddi ciddi sevgili oldular ve bunu sorun etmemem gerektiğini biliyorum ama onların yanında dolaşmak benim için çok zor.
Ellos son pareja ahora. Y... Se supone que debería estar bien con eso, pero...
Bir sürü şapkam var ama onları hiç giymem. Çünkü onları sağa sola fırlatıp, uçurmakla çok meşgulüm.
Tengo un montón de gorras pero nunca las uso, porque estoy muy ocupada tirándolas por ahí, siendo guay.
Ama onları boyunları tamamen kırılsın diye tekrar sallandırıyordunuz, değil mi?
De modo que sus cuellos se rompieran de manera limpia, ¿ No?
Ya da plaklarından herhangi birini. Elbiselerine daha geçmedim ama onları da alabilirsin.
Todavía no he empezado con su ropa, pero si quieres algo, tú mismo.
Ama onlar bizim kiminle telefon seksi yaptığımızı biliyorlar, Web kamerasında nasıl burnumuzu karıştırdığmızı...
Pero ellos ven con quién tenemos sexo telefónico, cómo nos hurgamos la nariz...
Ben esnek davranmayı öğrenmiş olabilirim ama onlar öğrenmediler.
Quizás aprendí a ser flexible pero ellos no.
Ama onlar iskelet!
Pero ¡ son esqueletos!
Ama onları bir kenara bırakıp sana tarafsız fikrimi söyleyeceğim.
Pero los haré a un lado y te daré mi opinión imparcial :
Ama onlar boşanmadılar mı?
Pero ¿ no están divorciados?
Ama onlar etrafınızı sarmışlar. Sevinin!
Quieren quitarse los miedos, pero ellos están a su alrededor.
Ama onlar da bildiğin haydutlardan değildi.
Pero este no era cualquier pelotón.
Ben de görüyorum. Ama onların binlerce farklı versiyonunu görüyorum.
Pero veo miles de versiones de ellos :
Araları açık olabilir ama onlar kendi türlerinin iki Tanrı'sı.
Pueden estar enfrentados, pero son los únicos dioses de su especie.
Ama onları tahmin edebilmek için onları gerçekten anlaman gerekir. Bunun ne kadar zor olduğunu zaman içerisinde öğrendim.
Pero para predecir ellos, usted tiene que entender realmente ellos, y que resultó ser muy difícil,
Siz de onlar adına konuşuyorsunuz ama aslında kendiniz için konuşuyorsunuz.
Y oigo que tú hablas por ellos, pero en realidad hablas por ti mismo.
Ama ilkel bir içgüdüyle onları nasıl giyeceğimi biliyordum.
Sabía cómo ponérmela.
O punkçı sanat okulu veletlerin, onların ekipmana saygısı yok. Ama neredeyse kirayı ödeyebiliyorum. - O yüzden bu da bir şeydir.
Esos malcriados no respetan los equipos... pero casi pago la renta...
Ama yok onların kamerası başka tarafa bakıyor.
No, sus cámaras apuntan hacia otro lado.
Tayland polis gücünde 250.000 kişi var, ama memurların sadece 70'i kadın ve onlar da 2 yıl önce katıldı.
La policía tailandesa real es de 250.000 fuerte, pero sólo 70 son mujeres oficiales y que sólo fueron juramentados hace 2 años.
Ama onları göremiyorum.
Y aunque pudiese, ¿ qué haría?
Onlar aslında bizi beklemiyor. Bu külüstürü bekliyor. Ama bu sözde külüstürün anbeanlık doluluk oranını bilmiyorlar.
Pero no nos esperan a nosotros mismos, esperan esta cafetera y no conocen su ocupación de un momento a otro.
Onların hayatında böyle şeyleri görmüyoruz ama. Değil mi?
Y no ves que sus vidas se vayan al abismo, ¿ verdad?
Senatör Brown'ın ofisindekiler, Oral Roberts'dan birileriyle konuşmuş, Oklahoma'dan önce orda çalışmış, ve onlar da bir şeyler söylemiş, ama... ne demişler?
En la oficina del Senador Brown hablaron con hombres de Oral Roberts, donde trabajó antes de Oklahoma... y no tienen una historia...
Öyle demişler, ama bu kola kutusu konusundan sonra, onların da ifadesini almamız gerekecek.
Es lo que dijeron, pero fue después del cuento de la Coca. Creo... Pide affidávits de ellos.
Bırak ayak işlerini SPK yapsın cezalarını kessinler ama operasyonu onlar yürütüyormuş gibi görünmemeli.
Puedes dejar que la CMV se ocupe de la limpieza, cobre sus multas, pero no puedes dejar que parezca que ellos lo lideran.
Ve satıyorum, evet ama ne sattığımı iyi biliyorum ve onlar da ne aldıklarını çok iyi biliyorlar.
Me estoy vendiendo, sí, pero sé exactamente qué vendo y ellos saben exactamente qué están comprando.
Herifle görüşürüm. Ama büyük baş olmadığı sürece, onlar buraya gelir.
Me reuniré con él, pero a menos que vea al jefe, que vengan ellos a verme.
Onları koklayabilir misin bilmiyorum ama.
No sé si puedes olerlas o no.
Muhtemelen üstlerine kusardım ama ev arkadaşın onları telefon rehberi gibi ikiye böldü.
Me sacaba mi vestido, pero tu compañera de cuarto lo rasgó por la mitad, como una guía telefónica.
Onların parasını karşılayamayacağım ama sana bir teklifim var ki bir yere gidemeyesin.
No puedo igualar su dinero, pero te puedo ofrecer algo que no conseguirás en ningún otro lugar.
Bugün getirecektim aslında ama sonra onları okudum ve berbatlar.
Bueno, iba a traerlas hoy, pero luego las leí, y son, como, terribles.
Insanlar hep gözlerimle dalga geçer ama sanirsam onlar...
La gente siempre se burla de mis ojos, - pero supongo que están...
Bir insan hep sağlam bir zeminde durduğunu düşünür ama gerçekte onlar...
Es donde una persona cree que están parados en suelo sólido... pero en verdad, ellos están sobre...
Saklayacak bir şeyi olmadığını söyledi,... ama yinede onları incelememiz için mahkeme kararı almak zorundayız.
Nos dijo que no tenía nada que ocultar, pero aún así tuvimos que citarlo para conseguirlo.
Onların görevi duygusallaşmamaları,... objektif olmaları,... ama bence,... gerçek hayatta da insan kalmaları en önemlisi.
El deber de uno es ser impasible, el ser objetivo, pero el deber de uno, creo, es permanecer humano en el ejercicio.
Ama biz onları bilerek yanlış anladığını kanıtlamak zorundayız.
Pero tenemos que demostrar que... se ha equivocado intencionalmente.
Herhangi birisi çocuklarını çello çalmaya, Çince konuşmaya güzel bir üniversiteye gitmeye veya bu tarz bir şeye zorlayabilirdi. Ama çocuk yetiştirmenin en zor kısmı onların nazik ve iyi olmalarını sağlamak ve bir şekilde sen bunu başardın.
Cualquiera puede forzar a tus hijos a tocar el violonchelo o hablar chino, o ir a una universidad de prestigio o algo así pero lo que es realmente difícil es criar niños que son decentes y amables, y... de alguna manera lo has hecho.
- Onlarla alAy ettiğimizi biliyorum ama yine de onları çok seviyorum.
Sé que nos burlamos de ellos, pero carajo, los amo tanto.
Belki polis bulmuştur onları. Jonas'ın telefonundan aranmış ama açmamış.
La Policía... puede haberlas encontrado.
Ama en azından bu gece onların olsun.
Pero podemos darles esta noche.
Ama Hükümet bu verileri onların izinleri olmadan alıyor.
El gobierno los obtiene sin su permiso. Hay una gran diferencia.
Ama en çok da sevebileceğin insanlar olduğu için öfkeliyim. Ve onların ölüm fermanlarını imzalamayı seçtiğin için.
Pero sobre todo, me cabrea que tengas gente a la que quieres y hayas firmado su sentencia de muerte.
İnsanları tahmin etmek için yaratıldım. Ama insanları tahmin edebilmek için onları gerçekten anlaman gerekir.
I fue construido para predecir la gente, pero para predecir ellos, usted tiene que entender realmente ellos,
Kötü şeyler yapmışsan ama hatırlamıyorsan onlar yine de hayatının bir parçası olur mu?
Si hiciste cosas malas, pero no recuerdas, ¿ son todavía parte de quién eres?
ÖYD'ler onların içinden geçme yoluydu ama geçici olarak.
Las ECM eran un modo de viajar por ellas, pero temporalmente.
Bu, seni başka bir aleme taşıyan görünmez bir akıntıya atlamak gibi bir şey ama beş hareketin de olması lazımdı ve onları hissederek yapmalıydık.
Es como saltar a una corriente invisible que te transporta a otro reino, pero necesitábamos los cinco movimientos y hacerlos con el sentimiento perfecto.
Benim deneklerim ÖYD'lerinde onlardan bahsettiler ama artık Leon, onları öbür boyutlara götürecek belki de orada kalmalarını sağlayacak bazı hareketler öğreniyorlar.
Mis sujetos los han tocado en sus ECM, pero ahora, Leon, están descubriendo una tecnología de movimiento que les permitiría ir a otras dimensiones y quizá quedarse allí.
onları 229
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlara sor 23
onlar benim 87
onlardan biri 72
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlara sor 23
onlar benim 87
onlardan biri 72
onlar da ne 21
onlar da 64
onlara bak 32
onlar ne 56
onları tanımıyorum 26
onları istemiyorum 21
onlar nerede 35
onlara dokunma 16
onları buraya getir 21
onları gördüm 114
onlar da 64
onlara bak 32
onlar ne 56
onları tanımıyorum 26
onları istemiyorum 21
onlar nerede 35
onlara dokunma 16
onları buraya getir 21
onları gördüm 114