Onlar için translate Spanish
24,135 parallel translation
Sular çok gür olduğunda bu ada onlar için en güvenli mekan.
La isla es básicamente un puerto seguro por si se les complican las cosas en el mar.
- O zaman bunu onlar için yap.
- Bueno, entonces hazlo por ellos.
Onlar için yapmayacağım.
Esto no es por ellos.
Arkadaşlarınızı bulmuşlarsa onlar için çok geç demektir zaten.
Si saben acerca de tus amigos... ya es demasiado tarde para ellos.
Onlar için çalışmamız gerekiyordu.
Pero entonces una noche, simplemente nos fuimos.
Sadece... bu kadar ileri gitmek, riske girmek, hem de onlar için - - herkese uymayabilir.
Solo... que llegando tan lejos, arriesgando tanto, para conseguir cosas para ellos... la gente no está de acuerdo.
Onlar için mi?
¿ Por ellos?
Onlar için.
Por ellos.
- Evet. Çocuklar onlar için özel falan gibi bir şey.
Es como si los niños fueran especiales para ellos o algo.
Belki onlar için başka bir planları vardır.
De pronto tienen otros planes para ellos.
- Onlar için mi çalışıyorsunuz?
¿ Trabajan para ellos?
Hepsi onlar için bir şeyler yapmam ve onlar için bir şeyler yapman sayesinde.
Todo porque hice cosas para ellos así como tú hiciste cosas para ellos.
Hortlaklar bir saniyeliğine bile sınırı geçse bu onlar için saf işkence olur.
Los renacidos caminan fuera del límite por un segundo y es pura torura.
Şirketlerindeki hisselerimden feragat etmek hem benim için hem senin için hem onlar için adil olmaz.
Sería injusto para ti, para mí y para ellos que renunciara a mis acciones en su empresa.
Onlar için sakin ve sağlam bir ses olmanıza ihtiyaçları var.
Todo mundo está esperando que usted sea la voz calma y serena que todos necesitan.
Hayatlarımız, anılarımız, ölümlerimiz onlar için oyundan ibaret.
Nuestras vidas, nuestros recuerdos, nuestras muertes son juegos para ellos.
Birkaç bilgi var. Benim gazetemde değil tabii ama ortaya çıkarsa onlar için kötü olur.
Hay unos papeles que, si salieran a la luz, no en mi diario, obviamente pero, si salieran a la luz sería muy malo para ellos.
Bende üç tane var ama iki tanesi onlar için.
Tengo tres, pero sólo dos de ellos.
Onlar... Onlar bir şey için kavga ediyor.
Están... están luchando por algo.
Onları hayatta tutmak için ne yapmam gerekiyorsa yapacağım.
Haré lo que haga falta para que sigan vivos.
Uzun süreli esaretlerde kaçıranlarla iyi anlaşmak için görülmemiş bir şey değil. - Onları nasıl bulacağız?
No es raro que cautivos a largo plazo lleguen a un acuerdo con sus secuestradores.
Onları eğlendirmek ve etkilemek için buraya getirir.
Los trae aquí para entretenerlos y para impresionarlos.
Hacklendiysek, onları durdurmak için fazla zamanımız yoktur.
Si estamos siendo hackeados, es probable que no tengamos mucho tiempo para detenerlos. Esperen.
Onları toparlamak için çok uğraşmıştı.
Se pasó mucho tiempo reclutándolos.
- Onların sağladıkları şeyler için sanırım.
Lo que sea que nos den, supongo.
Onları görmek için evden ayrıldı.
Salió de la casa para verlos.
Onlar Allah için dua ediyorlar,
Están orando a favor de su Dios,
Onlar sana yardim ettigi icin ben de onlara yardim ediyorum.
Te estuvieron ayudando... así que les he estado ayudando.
Bunlar aramizda kalirsa sevinirim yalniz. Onlar icin.
Apreciaría que mantuvieras esto entre nosotros, por ellos.
Onlar icin bu portatif ses sistemini tamir ediyorum.
Estoy reparando este sistema de audio portátil para ellos.
Iki silah onlar icin tehdit arz etmez.
Dos armas no suponen una amenaza para ellos.
Aslında onları sizin için öldürüp sizlere sunabileceğimiz hizmetleri hatırlatacaktık ama kendi pisliğinizi kendiniz temizlediniz.
Así que íbamos a matarlos por ustedes, para recordarles el servicio que podemos darles y limpiaron el desastre ustedes solos.
Sanırım onlar senin gibi bir adamla çalıştıkları için şımarmıştı.
Creo que ellos... se malcriaron trabajando para un sujeto como tú.
Çünkü onları öldüren insanlar artık bizim için çalışıyor.
Porque las personas que los mataron, ahora trabajan para nosotros.
Yoksa sırf onları sinirlendirmek için her şeyin cevabının bende olduğuna dair bir açıklamada mı bulunmak istedin? Çünkü ben hiç kimsenin herhangi bir şeye cevabı olmak istemiyorum.
¿ O estabas tratando de dar un gran mensaje de que soy la respuesta a todo para irritarlos?
Onları canlandırmamız için. Onları tekrar topraklarına kavuşturup binlerce ömür boyu yaşamalarını sağlamak için.
Restaurarlos a su dominio, y dejar que vivan por miles de vidas.
Kendisi kurbanlarına günahlarından bağışlanmaları için iki saat veriyor yoksa onları doğruyor! - O kadar komik değil!
Le da a sus víctimas dos horas para, ser perdonados por sus pecados, o ¡ los mata!
Kusura bakma, incittiğim tüm insanları bulmam ve onların aptalca afları için yalvarmam gerekiyor.
Lo siento, se supone que debo encontrar a todas las personas que he herido ¡ y suplicar por su estúpido perdón!
Yani kalemi, hikaye yaratmak için değil onları kaydetmek için kullanmalısın.
Como tal, debes usar la pluma para registrar historias, no para crearlas.
Onlar seni sahip olduğu için şanslı olacaksın.
Van a ser afortunados teniéndote.
En kötü durumda, onlar bizim için gelecek.
Y en el peor, vienen por nosotros.
Onları birey olarak tanımak için sabırsızlanıyorum. Böylece karakterlerinin temeline göre bireysel olarak iltifat edebilirim.
Quiero conocer a tus hijos como personas, así puedo elogiarlos como individuos en base a sus personalidades.
Diane, yıldızlara bakıp onların küçük delikler olduğunu ve bütün oksijeni emdiklerini düşünüp ve kendini çok küçük görüp her şey anlamsızlaştığı için nefes alamadığını hissettin mi hiç?
Diane, ¿ alguna vez miras las estrellas y sientes que son agujeros en el cielo, que chupan el oxígeno, y, de pronto, no puedes respirar porque piensas en qué pequeño eres y qué poco sentido tiene todo?
Bir an önce koşup, onları kurtarmaya uğraşacağımı ama kurtaramayacağım insanlar olacağı için kendime engel olmam gerekeceğini söyledi.
Quieres correr y hacer todo lo posible por salvarlo, pero debes detenerte, porque hay personas a las que no puedes salvar.
Onları için söylediğim her şeyi biliyorlar! Tüm kulüp!
ellos saben todo lo que dije el club entero!
Bazı farklılıklarımız vardı, uh... Birkaç göçmen sınıfımı değiştirdiği için üzgündüm, ve doğru hatırlıyorsam senin cevabın "gidip onların dilini öğrenmem, daha açık görüşlü olmamdı". Okuldaki pozisyonunuzdan atıldığınız için üzgünüm.
sé que teniamos algunas diferencias me molestaba que un grupo de inmigrantes cambiara mi clase y creo que tu respuesta fue que necesitaba aprender su lenguaje ser mas mente-abierta lamento que su posicion en la escuela fuera terminada en verdad?
Bay Başkan, Ruslar Danimarka'ya saldırmak için bombacıları kışkırtıyor. NATO onları nasıl durduracağımızı bilmek istiyor.
Sr.Presidente los rusos estan movibilizando los bombarderos para atacar Dinamarca la OTAN quiere saber como los detendremos
Sayın Başkan, Doug onları o buzuldan kurtarmak için bir CH-53 Super Stallion bulacaksın yoksa karını arar ve geçen sene kedi kaçtığında kapıyı açık bırakanın bakıcı değil senin olduğunu söylerim.
Sr. Presidente, Dougm encontrarás una manera de enviar un Super Stallion CH-53E para sacarlos de ese glaciar, o llamaré a tu esposa y le diré que fuiste tú y no la niñera, quien dejó la puerta abierta el año pasado cuando el gato huyó.
- Onları ısıtmak için kullanacağız.
Las usaremos para calentarlos.
Onlar bisküvi arası için!
¡ Son para el postre!
Bu onların arkadaş grubunda olmam için bir eleme.
Esta es mi audición para estar en su grupo de amigos.
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
onları 229
onların 83
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
onları 229
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlardan biri 72
onlar benim 87
onlara sor 23
onlar da ne 21
onlar da 64
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlardan biri 72
onlar benim 87
onlara sor 23
onlar da ne 21
onlar da 64