English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Bir sorun yok

Bir sorun yok translate Spanish

2,894 parallel translation
Bazılarınızın bana'Pop-Eye'dediğini biliyorum bunda bir sorun yok.
Oh, ya sé que algunos de ustedes me llaman Ojos Saltones, Y... eso está bien.
- Bende bir sorun yok değil mi? - Hayır.
No hay nada de malo en mí, ¿ verdad?
Herhangi bir sorun yok.
No eres ningún problema en absoluto.
Hayır, ketçapla bir sorun yok. Tamam!
No, el ketchup está bien.
Aramızda bir sorun yok, dostum.
Estamos bien, hermano.
Baş kısmı ve gövdesinde bir sorun yok.
Partes de su cabeza y torso quedarán intactos.
Şu an bir sorun yok gibi.
Más lejos, mejor.
Sağlık kontrolünde bir sorun yok.
No hay problema en tus resultados.
Bir sorun yok.
Está bien.
O zaman bir sorun yok. Peki.
- Entonces no hay ningún problema.
- Geceyle ilgili bir sorun yok, değil mi?
¿ Estás bien esta noche? ¿ Bien?
Bir sorun yok gibi.
Era un tipo normal.
Oh, bunda bir sorun yok.
Pues, eso está muy bien.
Sanırım bir sorun yok.
Creo que está bien.
Ayrıca sahnelememizde bir sorun yok.
Y viene sin ataduras.
Bu üniformalarda birkaç yamanın halledemeyeceği bir sorun yok.
No hay nada malo con estos uniformes que unos parches no puedan solucionar.
Hee o zaman bir sorun yok.
Supongo que eso no me importa, después de todo.
Hee, bir sorun yok o zaman.
Supongo que eso está bien.
Burada bir sorun yok.
No hay ningún problema.
Ona şapka aldıysan bir sorun yok.
Está bien si le diste un sombrero.
Bir sorun yok.
No pasa nada malo.
Sizin için bir sorun yok, bayım.
No es un problema para usted, señor.
Hanna, senin için de bir sorun yok, değil mi?
¿ Hanna? ¿ Estás de acuerdo con esto?
Bir sorun yok, Neal.
Está todo bien, Neal.
Bir sorun yok.
No podría diferenciarnos.
O konuda bir sorun yok.
No tengo ningún problema con eso.
Aramızda bir sorun yok ya?
¿ Estamos bien?
Senin için bir sorun yok mu?
Oye, ¿ aceptas eso?
Bir sorun yok.
Te encuentras bien.
Bir şey yapmadıysan, sorun yok demektir.
Si no hiciste nada, no habrá problemas.
Panelin sorun çıkaran bağlantılarının onarımı ile ilgili çok sıkı bir şekilde çalıştığını biliyorum ancak ikinci yanma testini yarın yapabilmek uğruna kendini bu kadar fazla zorlamana hiç gerek yok.
Sé que estás trabajando muy, muy duro en este arreglo... pero no hay un motivo que te obligue a hacer mañana otra prueba de encendido de motor.
Ailesinin tıbbi geçmişi hakkında hiçbir bilgimiz yok ve muhtemelen olamayacak da yani bunun sizin için bir sorun olup olmayacağını düşünmeniz gerek.
No tenemos datos clínicos de su familia y quizá nunca los tengamos, así que deben pensar si es problema...
Sorun yok, o benim üvey annem gibi bir şey.
Está bien. Es mi suegra, o algo así.
Temiz bir işiniz var, sorun yok.
Tienen un negocio limpio, no hay problemas.
Sorun yok, ama sende öyle bir şey var ki çok itici.
Y sin embargo hay algo en ti que es increíblemente irritante.
Sorun yok. Bu yaptığımız bir şey.
esto esta bien, es lo que hacemos.
Hayır, hayır, benim için bir sakıncası yok. Eğer bu kara götlü şerefsiz gidince yatağı, çarşafı yastık kılıflarını, herşeyi yakmak sizin için sorun değilse!
¡ No, no, no tengo ningún problema con eso si usted no tiene problema con quemar la cama, las sábanas, las fundas todo, cuando este negro hijo de puta se haya ido!
Yok bir şey. Biraz sorun çıktı.
No fue nada.
Herhangi bir sorun veya bir yorumun yok mu?
¿ No tienes alguna pregunta o adiciones?
Eğer sorun yoksa, korkmanız gereken bir şey de yok.
Si no hay ningún problema, entonces no hay nada que temer.
Seni aramak için dışarı çıktım, içeri girdiğimdeyse kaybolmuştu ama sorun yok çünkü evine gidiyorum şimdi ve onu bulunca bir daha gözümün önünden ayırmayacağım.
Salí un momento a llamarte, y cuando volví, había desaparecido, pero está todo bien, porque voy a ir a su casa ahora mismo, y una vez que la tenga no pienso perderla de vista otra vez.
Sıcak bir yerde olduğum sürece sorun yok.
Poco me importa que se rían de mí Mientras yo esté caliente.
Dijital dünyada arşivlenmiş şeyleri oynatabileceğiniz hiç bir şeye yer yok ve buna benzer halledilememiş bir sürü sorun var.
No hay formatos de archivo que importen algo en lo digital... que puedas guardar, así que son todo tipo de cuestiones... con las que no han tenido que lidiar todavía.
Sorun yok, yerel ahırlardaki antrenörleri aradım, son anda Amber'ın yerine geçecek bir binici bulmaya çalışacaklar.
Llamé a los entrenadores de los establos locales y harán lo posible para ayudarnos a encontrar a alguien en vez de Amber.
Onun sesiydi. Ama önemi yok. Çünkü uçakta bir sorun vardı.
Era su respuesta, pero no importó, porque había algo que no funcionaba en el avión.
- Sanırım bende bir sorun var. Senin bir sorunun yok.
No hay nada malo contigo.
Herhangi bir sorun var mı yok mu bir düşün.
¿ Alguna sugerencia?
Tuvalet alışkanlığı kazandırmaya çalışıyoruz ama sorun deil, ıslatacak bir pantolonu yok.
Sí, lo sé. Le estamos enseñando a ir al baño pero no pasa nada, no tiene pantalones que mojar.
Sorun yok. Yeni bir müzikalde işler her zaman biraz gerilir.
Siempre se pone un poco tenso con un nuevo musical.
Yani bir insana karşı söylenmediyse sorun yok?
Así que mientras no se refiera a una persona, está bien.
Faith, başına bir şey gelmesine izin vermeyiz, tamam mı? Sorun yok.
Faith, no vamos a dejar que te pase nada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]