Bir şey olursa translate Spanish
5,585 parallel translation
Eğer yapabileceğim bir şey olursa, her ne olursa işte, söylemen yeter.
pueda ayudarte... ya sabes, literalmente, simbólicamente... sólo... dímelo.
Ve ayrıca, Sharon veya bana bir şey olursa miniği yetiştirme sorumluluğu tamamen sende olacak.
Pero además sé que si algo nos pasara a Sharon o a mí, tú serías lo bastante responsable para criar a ese chiquillo.
Komiserim, bir şey olursa haber verin, demiştiniz.
Capitán, quería saber si había noticias.
Bana ya da sevdiğim kişilerden birine bir şey olursa, dosya halka açıklanacak.
Si me pasa algo o a alguien que me importe, ese archivo se hará público.
Beni dinle. Eğer sana bir şey olursa yaşayamam.
Escúchame... si algo te ocurre alguna vez no podría vivir conmigo mismo.
Evet, aklıma bir şey gelirse ya da şüpheli bir şey olursa onu aramamı söyledi.
Dijo que le llamara si recordaba algo más o si ocurría algo sospechoso.
Ve, dinle Allah korusun, çok kötü bir şey olursa senden sadece şunu bilmeni istiyorum evde her zaman bir işin olacak.
Y, escucha... si, Dios no lo permita, pasa lo peor, solo quiero que sepas que... siempre tendrás un trabajo en la casa.
Eğer bir şey olursa, ben seni götürürüm çünkü yaş sınırı olan filmlere bile kendi başına giremezsin.
En todo caso, yo te llevaré porque no puedes entrar a una película para mayores de 17.
Eğer ona orada bir şey olursa bunun tek sorumlusu sensin.
Si algo le ocurre allí, es tu responsabilidad.
Özür dilerim, bunun bunun JT ile olan sorunlarımızla bir alakası yoktu. Sorun ; eğer Vincent'a bir şey olursa en yakın arkadaşım ve o yıkılacaktır.
Y lo siento, ya sabes, esto... esto no era por mis problemas con JT, es sólo que él y mi mejor amiga serían devastados.
Yukarıda bir şey olursa ve sen...
Si algo te pasa allí arriba y tú...
Eğer yapabileceğim herhangi bir şey olursa lütfen haber verin.
Si hay algo que pueda hacer, por favor, avísenme.
Aşağıda bana bir şey olursa anneme onu sevdiğimi söylemeyi unutma.
Cualquier cosa que me pase por allí, asegúrese de decirle a mi mamá que la amo.
Gerçekten bir şey olursa beni korumak için gayret göstereceğine de inanıyorum.
Y realmente creo que... Habrías hecho un esfuerzo por protegerme si algo pasara.
Polina onu alan her sürücünün ve aracın plâkasının fotoğrafını gönderiyordu bana kendisine bir şey olursa diye.
Polina me envió fotos de cada conductor que la recogía... y de sus matrículas en caso de que le pasara algo.
Malachi, eğer Henry'ye bir şey olursa ne yaparsın?
Malachi, si algo le ocurre a Henry...
Yapabileceğimiz bir şey olursa...
¿ Hay algo que podamos hacer...? ¿ A.B.?
Eğer yapabileceğim herhangi bir şey olursa, Iütfen söyle.
Si puedo hacer algo, por favor llámame.
Bana bir şey olursa en azından sen hayatta kalırsın.
Si algo me pasa, al menos tú debes seguir con vida.
Bana bir şey olursa, onlara görevini söyle.
Si algo me pasa, diles cuál es tu misión.
Bana bir şey olursa o, yaptığını yapmaya devam eder.
Si me pasa algo... ella seguirá haciendo lo que hace.
Elinde kullanabileceğim bir şey olursa, o zaman konuşuruz.
Y cuando tengas algo que pueda usar, hablaremos.
Peki size kötü bir şey olursa bana ne olacak?
¿ Pero qué me va a suceder, si algo malo te sucede a ti?
Eğer bir şey olursa, yasal olarak...
Si algo pasa, somos legalmente...
Eğer çocuğa bir şey olursa...
Le juro por Dios que si está pegando a ese niño...
Tanıdık gelen bir şey olursa söyle.
Dígame si algo le resulta familiar.
Laboratuvarları kontrol edeceğim, bir şey olursa haber et.
Iré a comprobarlo en el laboratorio, a ver si hay algo que se me haya pasado.
Eğer bana bir şey olursa, ciddi bir şey, Bebeği senin almanı isterdim.
Si alguna vez me sucede algo, ya sabes, algo grave, querría que tú te quedaras con el bebé.
Açıklığa kavuşturayım kızıma bir şey olursa seni öldürürüm.
Solo para que quede claro... si algo le pasa a mi hija, voy a matarte.
Eğer Joan'a bir şey olursa, kendimi asla affedemem.
Si algo le sucede a Joan, nunca me perdonaría.
Eğer Joan'a bir şey olursa, seni ben öldüreceğim.
Si algo le sucede a Joan, te asesinaré.
Eğer kötü bir şey olursa üstesinden gelemeyiz.
Y algo como esto... si sale mal, no lo superaremos.
Kötü bir şey olursa, karavanın kefili ben değilim.
Si algo malo pasa, mi nombre no está en el furgón.
Babası gibi bir şey olursa yakışıklı bir azgın çıkacak başımıza.
Bueno, si él es algo como su padre, va a ser un guapo semental.
Seni buradan çıkarmak için yapabileceğim bir şey olursa...
Si pudiese hacer... algo para ayudarte a salir.
- Yapabileceğim bir şey olursa ararsınız.
- Bueno, si... hay algo que pueda hacer.
- Hayır, Jenna'yla aranı açıyorsun. Öyle bir şey olursa ölümümün bir anlamı olmaz.
No, lo que haces es crear una ruptura entre Jenna y tú, y si eso ocurre, mi muerte no tendrá ningún sentido.
Ada, eğer bugün bana bir şey olursa bu mektubu göndermeni istiyorum.
Ada, si me pasara algo hoy... quiero que envíes esta carta.
Judson'ın ve kütüphanenin gidişiyle birlikte eğer bana bir şey olursa gelecek onlar.
Con Judson muerto y la Biblioteca desaparecida,... si cualquier cosa me ocurriera a mí, son el futuro.
Eğer tuhaf herhangi bir şey olursa hemen polisi arayın.
Si sucede algo sospechoso, llama a la policía, ¿ vale?
Hatta, benimle bağlantılı bir şey olursa NHL'de bir daha maça çıkmana izin vermem.
De hecho, si está en mis manos, no vas a jugar otro partido en la Liga Nacional de Hockey.
Bana bir şey olursa, şüphelileri biliyorsunuz.
Bueno, si me pasa algo, Sabemos quiénes son nuestros principales sospechosos son.
Bir şey olursa, sorun çıkar.
Si algo le llega a suceder, habrán problemas
Eğer ona bir şey olursa, Ne bulursam Professor McTavish'e götürecektim.
Si alguna vez le sucedía algo, tenía que llevarle lo que encontrara al profesor McTavish.
Eğer başka bir şey lazım olursa, benim ofisim aracılığıyla onlara ulaşabilirsiniz.
Puede contactarlos a través de mi oficina, Detective, si necesita algo más.
- Bir şey lazım olursa söyle.
Si alguna vez necesitas algo.
Bir şey söyle, ne olursa.
Dinos algo, cualquier cosa.
Yazmıyor ama Harvey ile ikinizin yaptığı bir şey yüzünden bütün her şey berbat olursa, bundan ben de etkilenirim.
No, pero si todo se viene abajo por causa de algo que hicieron tú y Harvey, estoy manchada por ello.
Şey, seni ailenden koparmak istemem. Ama bir şeye ihtiyacın olursa...
Bueno, no quiero mantenerte alejado de tu familia, pero... si hay algo que necesites...
Soran olursa farklı bir şey söylemeyeceğini söyledi.
Y ha dicho que no va a decir nada diferente si alguien pregunta.
Bu azimli olursa, genç bir Sengi Afrika'nın bu ağır çalışmayı bertaraf etme uzmanlarından çok şey öğrenebilir.
En lo que respecta a la perseverancia, la pequeña musaraña podría aprender un montón del laborioso experto en retirada de residuos del continente africano.
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46