Bu böyle translate Spanish
24,161 parallel translation
Nasıl güreşmek bu böyle?
¿ Cómo estás peleando?
Bence bu böyle.
Creo que es asi.
Bu... bu böyle hissettiriyor.
Esto... esto es lo que se siente.
Babam asla böyle gözükmez, bu yüzden olamaz.
Mi padre nunca se vio así, así que él no puede ser.
Babam asla böyle gözükmez, bu yüzden olamaz.
No, mi padre nunca se vio así, así que no puede ser él.
Bu nasıl bir soru böyle?
¿ Qué clase de pregunta es esa?
Bu dünya nereye gidiyor böyle?
¿ Qué va a ser del mundo?
Bu duvarlardaki adamlar keşke bizim de elimizde böyle bir silah olsaydı diyor herhalde.
Los hombres colgados en estos muros hubieran deseado tener a mano un arma como esa.
Bu iş böyle yapıIır.
Así es como se hace.
Bu da neydi böyle?
¿ Qué diablos fue eso?
Bu tip durumlar için böyle bir şeye ihtiyacım var.
Soy un enemigo de Zoom, y necesito un lugar para ocultarme cuando algo como esto pasa.
Böyle bir insanın olduğu varsayıldığında, Bu samimi mutfak hakkında biraz daha konuşmak istiyorum.
Asumiendo que existe tal persona, quiero hablar un poco más sobre ese Frank Kitchen.
Bu kadar yorucu bir delik oluyorsun Ve böyle şaşkın bir kişi Düşüncelerini takip etmeyi zor buluyorum.
Se está convirtiendo en un aburrimiento muy fastidioso y una persona tan confundida que encuentro muy difícil seguir sus pensamientos.
Bu kolay değil, biliyorsun, Böyle insanlar bulma,
No es fácil, ya sabes, hallar gente así.
Elimizde böyle cihazlar yok diye bu kalbi atmıyor demek değil.
Solo porque no lo tengamos no significa que no esté pasando.
Elbette isterim, ama eğer krala ateş edeceksen ıskalayamazsın, ve şuanda, bu dolaylı delillerle, böyle bir krala karşı durmak...
Tienes toda la maldita razón que lo quiero, pero si vas a dispararle al rey, no puedes fallar, y ahora mismo, con la evidencia circunstancial, contra una reina como esta...
Her ne kadar yaşadığımız yüzyıIda terörizm tehdidine karşı böyle testlerin bazı faydaları olsa da, bu tür olası salgın kazalarına karşı,
- El virus fue manipulado en un laboratorio aquí, en nuestro país, a través de un peligroso e irresponsable procedimiento. A pesar de que a veces sea beneficioso en estos días y en esta época, cuando las amenazas de bioterrorismo son cada vez mayores, estos estudios no son actualmente permitidos en los Estados Unidos, debido a su potencial peligro
Bu saldırıyı onların yapmamış olması, gelecekte böyle bir saldırı yapmayacakları anlamına gelmez.
Solo porque ellos no atacaron no significa que nunca vayan a intentarlo de nuevo en el futuro.
- Çünkü bu iş böyle yürüyor.
- Porque así es como funciona nuestro acuerdo.
Böyle devam, Gil! İşte bu!
¡ Muy bien, Gil!
- Bu ne böyle?
¿ Qué coño es esto?
- Bu ne böyle?
- ¿ Pero qué...?
Sıradaki Kira ortaya çıkıncaya dek bu oyun böyle devam edecek.
Así que hasta que haya un nuevo Kira... el juego continuará.
Bu iş böyle yürüyor.
Así es cómo funciona.
Bu bok çukurunda biraz olsun neşelenmek istemiştim. Böyle kendi tozunda boğulmazsın.
Yo quería darle vida a esta mierda, para que no se asfixie en su propio polvo.
Yıllarca bu ülke için savaştıktan sonra eve geliyorum evde böyle mi karşılanacağım?
Vuelvo después de años de luchar por este país y este es mi bienvenida a casa?
Bu şeyi küçültebilir miyiz acaba? Böyle hiç güzel değil de.
Hey... ¿ pensamos que... podemos hacer que esta cosa más pequeña?
Böyle bir kılığın içinde bu konuşmayı yapman oldu mu dersin?
¿ De verdad quiere dar ese discurso llevando ese atuendo?
Bu suç işleyen polisleri köşeye sıkıştırdığında böyle yaparlar. Elimizi kolumuzu bağlamak için sistemle ilgili bilgilerini sömürürler.
Es lo que estos policías cuando saben que les han cogido... explotar sus conocimientos del sistema para tratar de atarnos de pies y manos.
Bu... Anneme de böyle mi oldu?
¿ Eso es... eso es lo que le pasó a mi madre?
Neden... Neden kendine böyle bir şey yapmış bu şey?
- ¿ Por qué se haría... por qué se haría esa cosa eso?
Biliyorum bu aralar böyle şeyler pek tuhaf gelmiyor ama...
Lo sé... En verdad... no parece tan inusual en estos días, pero...
Bu ampuller her gün nasıl patlıyor böyle?
¿ Cómo es que la bombilla se queman todos los días?
# Yeni renklerle bu tatlı seslerle # Hayatım neden farklılaştı birden böyle?
♪ ¿ Por qué mis días de repente parecen diferentes?
Evet, böyle olur bu!
¡ Sí, ese es el camino!
- Ne koydun bu çantaya böyle?
- ¿ Qué has llenado en tu maleta?
Böyle güreşirse nasıl birinci olacak bu?
¿ Cómo ganará si pelea así?
Ya beni düzeltirsin ya da ölürsün demiştim sana! Bu kötü adamlar neden hep böyle ürkünç yerlerde saklanır ki?
¡ Te dije que me ibas a curar o ibas a morir! ¿ Por qué será que los malos siempre insisten en tener escondites tenebrosos?
Kazanmayı bu kadar isteyip böyle baskı yapmasaydım...
Si no hubiera querido ganar a toda costa, no la habría presionado tanto...
- Evet. Bu işler böyle yürüyor.
- Así funcionan los negocios.
- Bu ne böyle?
- ¿ Qué demonios es?
- Bu da neydi böyle, bir tür test mi?
¿ Qué demonios es esto, una clase de prueba?
Natalie'nin böyle yapması için hiçbir sebep yok, Bu da demektir ki, bu yüzden sen olduğun ihtimalini düşünmem gerek, dengesiz, kontrolden çıkmış, paranoyak Alex Parrish,
No hay razón por la que Natalie hiciese algo así, lo que significa que no lo hizo ella, lo que significa que tuve que considerar la posibilidad de que tú, la inestable, descontrolada y paranoica Alex Parrish,
- Bu da kim böyle?
¿ Quién demonios es ese?
Bu kadar genç yaşta böyle bir öz güven.
Ser tan seguro a una edad tan joven.
Bu ne beklenmedik bir onur böyle.
Un honor inesperado.
Arthur aramız düzeldi sanıyordum. Bu ne böyle?
Arthur, pensé que estábamos en buenos términos de nuevo. ¡ ¿ Qué pasa?
İsterim ki diğer alanlarda da bu kadar efor sarfetsinler, Bay Wegg. - Fikrimi sorarsanız böyle.
Ojalá gastara la misma energía en otras áreas, Sr. Wegg, si me entiende.
Tanrı bilir beni görse şaşırır. Benim hakkımda böyle düşünüyordu, ancak işin doğrusu bu.
Bien sabe Dios que estaría tan sorprendido como yo de saber que algo de lo que me enseñó ha arraigado, pero esa es la verdad.
Sonra böyle koyuyorsun... Kafanı koyuyorsun... Ellerin de bu şekilde burada.
Entonces podrás... poner la cabeza... las manos, de esta forma.
Boyle'la cekete bakmaya gittiğimiz zamanın kamera görüntüsü bu.
Esta es la filmación de seguridad de cuando Boyle y yo sacamos el abrigo.
bu böyle olmaz 16
bu böyledir 20
bu böyle gitmez 19
bu böyle olmayacak 20
bu böyle devam edemez 31
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
bu böyledir 20
bu böyle gitmez 19
bu böyle olmayacak 20
bu böyle devam edemez 31
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle şeyler söyleme 28
böyle bir şey olmayacak 25
böyle konuşma 236
böylelikle 44
böyle olsun istememiştim 16
böyle gelin 49
böyle iyiyim 107
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle şeyler söyleme 28
böyle bir şey olmayacak 25
böyle konuşma 236
böylelikle 44
böyle olsun istememiştim 16
böyle gelin 49
böyle iyiyim 107
böyle mi 243
böyle bir durumda 32
böylesi 17
böyle işte 52
böyle şeyler 30
böyle olsun istemedim 34
böyle söyleme 179
böyle gel 42
böyle değil 53
böyle davranma 44
böyle bir durumda 32
böylesi 17
böyle işte 52
böyle şeyler 30
böyle olsun istemedim 34
böyle söyleme 179
böyle gel 42
böyle değil 53
böyle davranma 44