Bu kabul edilemez translate Spanish
850 parallel translation
Bu kabul edilemez.
Es intolerable.
Bu kabul edilemez.
¡ Esto es intolerable!
Bu kabul edilemez efendim.
Eso es inaceptable, Señor.
Bu kabul edilemez.
Esto es intolerable.
Ama bu kabul edilemez!
¡ Qué disparate!
Bu kabul edilemez.
Esto es una cosa que no se hace...
- Bu kabul edilemez!
- Intolerable.
O her şeyi yapabilirdi. Bu kabul edilemez.
Era capaz de cualquier cosa.
O halde söylemeliyim ki bu kabul edilemez.
Entonces, lamento decirle que son inaceptables.
Bu kabul edilemez!
¡ Esto es intolerable!
- Ne? Bu kabul edilemez. - Heyecanlanmayın, Vali Bey.
- No se altere, Gobernador.
İkincisi, meclisin büyük çoğunluğu, kentin çıkarları söz konusuyken.. .. bilgilendirilmedi. Ki bu kabul edilemez.
Segundo, el pleno nunca fue informado de esta decisión, lo cual es inadmisible porque afecta los intereses de los ciudadanos.
Bu kabul edilemez!
¡ Eso no tiene ningún valor!
Ama bu kabul edilemez.
Es inmoral.
Artık sınırlarını aştın ve bu kabul edilemez.
¡ Eso va más allá de los grosero y es completamente inaceptable!
Suçlamalarda Yahudi karşıtlığından geçilmiyor. Bu kabul edilemez.
En los debates y en las acusaciones hay ráfagas de antisemitismo.
- Bu kabul edilemez.
- Esto es inaceptable.
Ama bu kabul edilemez, insanlık dışı, şok edici...
No. Esto es desgarrador, conmovedor, inhumano.
- Bu kabul edilemez bir risk.
- Es un riesgo inaceptable.
Bu kabul edilemez Bay Data.
Eso no es aceptable, Sr. Data.
- Bu kabul edilemez.
- Inaceptable.
Bu kabul edilemez.
- Creo que no podríamos aceptarlo, lo siento.
Seçim kampanyalarında bu kabul edilemez bir durumdur.
Claro que, en una campaña política, eso es inconcebible.
Bu kabul edilemez.
Así no lo acepto.
Bu kabul edilemez!
Eso sería intolerable!
Bu kabul edilemez!
Inadmisible.
Ve bu onlar için kabul edilemez değil mi?
Y eso no es aceptable para ellos, ¿ verdad? - No.
Bu tür kanıtlar kabul edilemez.
Esas pruebas no son admitidas. Es inadmisible.
Ancak, bu gerçeği doğaüstü bir şeyin varlığının nihai kanıtı olarak yorumlamak sadece varsayımdır. ve bu nedenle ilave bilgi olmaksızın kabul edilemez.
Pero la interpretación del hecho y no puede aceptarse si no hay más datos.
Şerefli bir erkek için bu durum kabul edilemez.
Para un hombre de honor, esta situaciòn es imposible.
Bu tür teklifsizlikleri kabul edilemez başıbozukluklar olarak görüyorum.
Para mí, ese tipo de informalidad es inadmisible e inexcusable.
- Bu söylediğiniz kabul edilemez...
- Es inconcebible... - Comandante Marco.
Bu ve bu..... ve tüm bunlar... Hepsi aynı saçmalık. Bu kesinlikle kabul edilemez.
Éste, y éste... y éste también...
Bu kabul edilemez.
¡ Esto es demasiado!
... ayrıca her bireyin teknik veya bilimsel kaynaklardan türlü yaratıcı yetilerinden yararlanıp yararlanmaması bakımından kapitalizmin dün olduğu gibi bugün de kabul edilemez olduğuna karar kıldınız ya da belli belirsiz bu hisse kapıldıysanız ve bu hissi temel alarak sosyalizmi benimsediyseniz...
Inaceptable por su uso de la técnica y la ciencia, de las capacidades creadoras de cada individuo, ¡ Revisionista! ¿ Y los disidentes?
Shogun'a karşı bu kötü niyetli hareket kabul edilemez ve affedilemez.
Tu has puesto una maldición sobre el Shogun, y eso es imperdonable.
Bu saatten sonra yolcularımıza başka yollar aramalarını söylemek kabul edilemez.
Es imperdonable que nuestros pasajeros tengan que hacer otros arreglos para partir.
Bu kayıplar benim için kabul edilemez, Adama, seçeneğimiz yok.
Esas pérdidas son inaceptables para mí aún si tuviéramos éxito en traer combustible desde el depósito cylon.
Neden bu güne kadar kabul edilemez olarak gördümüz şeyleri kabul etmeye hazır olduğumuzu düşünsünler ki?
Ahora, por qué deberían creer que estamos dispuestos a aceptar... lo siempre hemos creído inaceptable?
Tabii, konuştuğum herkes Omega'nın en iyi olduğunu söylüyor, ama... fazla ısrarcı biri gibi... görünmek de istemiyorum. Bırak, bunu kabul edilemez adaylar düşünsün, çünkü bu geceden sonra sen...
Todos dicen que Omega es la mejor, pero... odio parecer, ya sabes, prepotente.
Bu kesinlikle kabul edilemez.
No es aceptable.
"Bu önemli bir kayıp olarak kabul edilemez".
"No se puede considerar una pérdida significativa de atractivo".
Para iyi. Fakat bu durum kabul edilemez.
El dinero está bien, pero esta situación es inaceptable.
Bu kabul edilemez, Leo.
Claro.
Bu çok iğrenç ve kabul edilemez.
Es sucio y despreciable.
- Bu... ... kabul edilemez.
Es inaceptable.
Sayın Yargıç, bu sorgulama tarzı kabul edilemez.
- Esta línea de interrogatorio es irrelevante.
Kabul edilebilir ya da edilemez efendim... gerçek bu.
Aceptable o no... es la verdad.
Giderse, onu bir daha asla görmeyiz... ve bu benim için kabul edilemez.
Si se va, no le volveremos a ver... y eso no puedo aceptarlo.
Efendim, bu, onu kabul edilemez risk haline getirmiyor mu?
¿ No lo convierte esto en un riesgo inaceptable, señor?
"Ah" diye bağırmak bu dojo'da kabul edilemez Bay LaRusso.
En este dojo nadie grita "ay", LaRusso.
kabul edilemez 57
bu kadar 1215
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar yeter mi 31
bu kadar basit mi 22
bu kan 29
bu kadar yeterli 43
bu kadar 1215
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar yeter mi 31
bu kadar basit mi 22
bu kan 29
bu kadar yeterli 43
bu kadarı çok fazla 17
bu kadar çabuk mu 71
bu kadar komik olan nedir 26
bu kadar erken mi 37
bu kadarı da fazla 67
bu kadar komik olan ne 88
bu kadar konuşma yeter 21
bu kadar hızlı değil 17
bu kadar saçmalık yeter 43
bu kadarı yeterli 87
bu kadar çabuk mu 71
bu kadar komik olan nedir 26
bu kadar erken mi 37
bu kadarı da fazla 67
bu kadar komik olan ne 88
bu kadar konuşma yeter 21
bu kadar hızlı değil 17
bu kadar saçmalık yeter 43
bu kadarı yeterli 87