Endişe etmene gerek yok translate Spanish
239 parallel translation
Hayatım, bunun için endişe etmene gerek yok.
Querida, eso es algo de lo que usted nunca tendrá que preocuparse.
Endişe etmene gerek yok.
No se preocupe más.
Endişe etmene gerek yok.
No hay que preocuparse.
Benim için endişe etmene gerek yok.
No me preocupa. Esperaré hasta mañana.
Endişe etmene gerek yok.
No hay por qué preocuparse.
Sağlığın konusunda endişe etmene gerek yok.
Si lo que le preocupa es la salud, tranquilo.
Hayatının geri kalanı için bu kadarı yeter sana. Endişe etmene gerek yok artık.
Suficientes para que no tuviera que preocuparse durante el resto de su vida.
Endişe etmene gerek yok.
No hay de qué preocuparse.
Evet. Endişe etmene gerek yok.
Sí, y no te preocupes.
Endişe etmene gerek yok.
No tienes por qué preocuparte.
Endişe etmene gerek yok, tatlım, sakın parası olmadığını sanma.
Con tantas mujeres que tuvo, cariño, tal vez lo sea.
Yani endişe etmene gerek yok.
Tu no debes preocuparte.
Evden dışarı çıkmadığın sürece endişe etmene gerek yok.
No tienes por que preocuparte si no sales de la casa.
Endişe etmene gerek yok.
No tiene porque preocuparse.
İş bulmaktan endişe etmene gerek yok.
No tienes que preocuparte por el trabajo.
- Endişe etmene gerek yok.
- No tienes que preocuparte.
Oh, bununla ilgili endişe etmene gerek yok, anne.
No creo que deba preocuparte eso, Mama.
Ama artık endişe etmene gerek yok.
Pero ya no tienes que preocuparte.
Endişe etmene gerek yok
Quédate a cenar con ellos.
O zaman endişe etmene gerek yok.
Entonces no debes preocuparte.
Polly'nin önemli birşeyi unutacağından endişe etmene gerek yok.
Polly no olvida cosas importantes.
Artık endişe etmene gerek yok. Sana bakacak birini bulacağız.
No te preocupes vamos a encontrar quien cuide de ti.
Her zaman. Bir süreliğine endişe etmene gerek yok.
No tienes que preocuparte por nada por un tiempo.
Hayır, dinle, hiçbir şey değişmedi. Endişe etmene gerek yok.
No, escucha, nada ha cambiado no hay motivos para preocuparse.
Ama senin endişe etmene gerek yok.
Pero no te debe preocupar.
Kapıda kalmakla ilgili endişe etmene gerek yok.
Así no te quedas tirado en la calle.
Sosyete budalasıdır. Endişe etmene gerek yok.
Es un imbécil, así que no tienes de qué preocuparte.
O halde endişe etmene gerek yok.
Entonces no tienes nada de que preocuparte.
Korkma, evlat. Endişe etmene gerek yok.
No seas miedoso, hijo, nada de que preocuparse.
Endişe etmene gerek yok.
No estoy preocupado por eso.
Hiç endişe etmene gerek yok.
No podemos perder.
Bu yıl artık Noel için endişe etmene gerek yok.
Ya no necesita preocuparse más por la Navidad de este año.
- Senin endişe etmene gerek yok.
- No se preocupe por eso.
Bu konuda endişe etmene gerek yok.
No tiene que preocuparse por eso.
Bu konuda endişe etmene gerek yok.
No quiero niños. No tiene que preocuparse por eso.
Gerçekten de bu konu hakkında endişe etmene gerek yok.
Realmente no tienes nada de que preocuparte.
Endişe etmene gerek yok.
Trabajo del club del crimen. No te preocupes.
Mandy konusunda endişe etmene gerek yok Peg.
Peg, no tienes que preocuparte por Mandy.
Endişe etmene gerek yok.
Escucha, cariño, no tienes nada de que preocuparte.
Bu konuda endişe etmene gerek yok.
No tienes que preocuparte por eso.
Artık, endişe etmene gerek yok çünkü bir daha böyle bir şey olmayacak.
No tienes que preocuparte porque nunca va a suceder de nuevo.
Kredi kartı şirketinden olabilir. Endişe etmene gerek yok.
Seguro que es una compañía de tarjetas de crédito.
Bu konuda endişe etmene gerek yok.
- No tengo que preocuparme por eso.
Rupert, bu kız söylediğin kadar iyiyse, endişe etmene gerek yok.
Rupert, si esta chica es todo lo que dice, no tiene nada de que preocuparse.
Babam biraz para gönderdi. Endişe etmene gerek yok.
Bueno, mi papá me envió más dinero, así que no te preocupes.
Ama benim yüzümden endişe etmene gerek yok.
Pero... no tienes que preocuparte por mí.
Bu yüzden kimse görecek diye endişe etmene gerek yok.
Entonces... Nunca tendrás que preocuparme de que alguien lo vea.
Bunu endişe etmene gerek yok.
No tendrás que preocuparte por eso.
Bebeğim, endişe etmene bile gerek yok.
- Nena, no te preocupes.
Kayacaklar diye endişe etmene de gerek yok çünkü, birbirlerine "yapışmışlar".
No debes preocuparte de que se muevan, porque están pegadas. - Vete.
Endişe etmene gerek yok
Vivek ama a sus hermanos ¡ más que su propio uno mismo!
gerek yok 917
gerek yoktu 39
endişelenme 2019
endiselenme 17
endişeleniyorum 63
endişe 26
endişelenmeyin 418
endişelendim 49
endişeliyim 71
endişeli 16
gerek yoktu 39
endişelenme 2019
endiselenme 17
endişeleniyorum 63
endişe 26
endişelenmeyin 418
endişelendim 49
endişeliyim 71
endişeli 16