Endişelenecek bir şey yok translate Spanish
1,021 parallel translation
Endişelenecek bir şey yok.
No te preocupes.
Endişelenecek bir şey yok ki.
No hay por qué preocuparse.
- Endişelenecek bir şey yok yavrum.
No hay de qué preocuparse, nena.
Endişelenecek bir şey yok.
No hay por qué preocuparse.
- Endişelenecek bir şey yok. - Ah, Sımii, Sımii.
Puede quedarse tranquilo.
- Yani endişelenecek bir şey yok. - Yok mu?
- Así que no hay nada de qué preocuparse.
Endişelenecek bir şey yok.
No tienen que preocuparse de nada.
Vicdanın rahat olmalı. endişelenecek bir şey yok.
- Tenga la conciencia tranquila.
Endişelenecek bir şey yok.
No hay de que preocuparse.
- Endişelenecek bir şey yok.
- No te preocupes.
- Evet, endişelenecek bir şey yok.
- Sí, no te preocupes.
Evet, endişelenecek bir şey yok.
Ya. No tengo por qué preocuparme.
Kuşkusuz, endişelenecek bir şey yok. Muhtemelen idmansız kalmış.
Aunque si es un asesino, probablemente ya no practique.
Endişelenecek bir şey yok, değil mi, Tom?
¿ No hay nada de qué preocuparse, Tom?
Endişelenecek bir şey yok efendim, jeneratör devre dışı kaldı.
Nada de que preocuparse. Es el generador.
Oh, endişelenecek bir şey yok.
Oh, no hay nada de qué preocuparse.
- Endişelenecek bir şey yok.
- No hay por qué preocuparse.
Endişelenecek bir şey yok. Onlar biliyorlarsa bizimkiler de biliyordur.
No tenemos por qué preocuparnos... los nuestros también.
gördün mü endişelenecek bir şey yok.
¿ Lo ves? Se acabaron tus preocupaciones.
Endişelenecek bir şey yok.
Nada de lo que preocuparse.
Endişelenecek bir şey yok.
- No tiene que preocuparse por nada.
- Endişelenecek bir şey yok.
- A ti te da igual.
Ona sordum, endişelenecek bir şey yok Albitan'ın kuryesi.
Le hice unas preguntas y no hay duda de que... - es un mensajero de Arbitan.
Endişelenecek bir şey yok, efendim.
Nada importante, señor.
Endişelenecek bir şey yok.
No hay nada que temer.
Endişelenecek bir şey yok Bayan Davis.
Nada por lo que haya que alarmarse, señora Davis.
Endişelenecek bir şey yok, temiz bir yara.
No se preocupe, su herida ha sido limpia.
Yine de teşekkürler. Ama endişelenecek bir şey yok.
Se lo agradezco, no creo que sea grave.
Endişelenecek bir şey yok Anatol.
Se encuentra muy bien.
Endişelenecek bir şey yok.
- No hay de qué preocuparse.
Endişelenecek bir şey yok.
No debéis preocuparos de nada.
Endişelenecek bir şey yok - tamamen rutin testler.
No se preocupe. Son pruebas de rutina.
Ama şimdi arkadaşlarınlasın ve daha fazla endişelenecek bir şey yok.
Pero ahora estás con tus amigos. Y no hay de qué preocuparse.
Endişelenecek bir şey yok.. Hastamız var.
Está bien, nada de que preocuparse.
Endişelenecek bir şey yok.
Nada de que preocuparse.
Endişelenecek bir şey yok.
No hay nada de qué preocuparse.
Endişelenecek bir şey yok.
No hay nada de que preocuparse.
Endişelenecek bir şey yok.
Ella está mejor. No hace falta preocuparse.
- Endişelenecek bir şey yok.
- No hay de qué preocuparse.
Endişelenecek bir şey yok.
No se preocupe.
Endişelenecek bir şey yok.
No tiene nada que temer.
Endişelenecek bir şey yok.
No necesita agujerear la lata.
Endişelenecek bir şey yok.
Él hace esto cada año. No hay nada de qué preocuparse.
Endişelenecek bir şey yok.
No tienes de qué preocuparte.
Endişelenecek bir şey yok.
Nada para preocupar sobre.
Endişelenecek pek bir şey yok Karl.
Hay muy poco que vaya mal contigo, Karl.
Endişelenecek hiç bir şey yok.
No hay nada de qué preocuparse.
Endişelenecek bir şey yok.
Hidé cuidará de ella.
- Endişelenecek bir şey yok.
- Nada.
Endişelenecek bir şey yok.
Ya nada de que preocuparse.
Harcayacak bir sürü paramız var ve endişelenecek hiçbir şey yok.
Tenemos mucho dinero para gastar y ninguna preocupación.
endişelenecek birşey yok 34
bir şey yok 987
bir şey yok mu 17
endişelenme 2019
endiselenme 17
endişeleniyorum 63
endişe 26
endişelenmeyin 418
endişelendim 49
endişeliyim 71
bir şey yok 987
bir şey yok mu 17
endişelenme 2019
endiselenme 17
endişeleniyorum 63
endişe 26
endişelenmeyin 418
endişelendim 49
endişeliyim 71