English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ E ] / Endişeli

Endişeli translate Spanish

3,480 parallel translation
Evet, genellikle endişeli olduğumda görüyorum.
Oh, sí. A menudo cuando estoy nerviosa.
Endişeli bir vatandaş olarak Anthony'den okula kadar sana eşlik etmesini isteyeceğim.
Pero como ciudadana preocupada, voy a pedirle a Anthony que te acompañe a la escuela. La escuela terminó hace media hora.
Şu anda endişeli bir biçimde Başkan Reagan'ın durumu konusunda bir haber beklesek de
Aunque, por supuesto, esperamos ansiosos rumores sobre la condición del Presidente Reagan.
Arkady endişeli.
Arkadi está preocupado.
Dr. Sweets'in laboratuvara gelebileceği konusunda biraz endişeli olabileceğinizi düşündüm.
Pensé que podría estar un poco ansiosa ante la idea de que el Dr. Sweets se pasara por el laboratorio.
Sonsuz endişeli tavırların ve duygularınla beynimin içine sinsice giren sensin.
Eres tú quién se coló en mi cerebro con tus eternas protestas y tus sentimientos.
Bu, dehanın temeli gibi, yılların birikimi olan tecrübe, ve bu sevimli endişeli halin gibi.
Son los cimientos de su habilidad, junto con años de experiencia, con esas adorables notas de... ansiedad.
- Bana biraz endişeli göründü.
A mí me parece que está un poco nervioso.
Anne, endişeli olmanı anlıyorum.
Mira, mamá, entiendo que estás nerviosa.
Kelsey, beni bir doktor olarak zor duruma sokuyorsun. Çünkü bir taraftan inanılmaz bir şekilde alaycısın, diğer taraftan da çok endişeli birisin.
Kelsey, representas un enorme desafío para mí como médico, porque, por un lado, eres increíblemente sarcástica pero, por otro lado, todo te da aprensión.
Ne... endişeli mi? Yarı sarhoş, ilk kez denizaltı kullanan bir aptal beni, bütün doğu kıyısını sinir gazıyla bombalamaya hazırlanan çılgın bir insan tarafından yönetilen 40 çevreci-teröristle yüzleşmeye götürürken mi?
¿ Por un medio borracho conduciendo por primera vez un submarino llevándome al fondo del océano para enfrentarme a cuarenta ecoterroristas dirigidos por un zumbado que está a punto de bombardear la costa Este con gas nervioso?
- Endişeli değilim.
- No estoy preocupado. - ¿ Sí?
Endişeli mi görünüyorum?
¿ Te parezco preocupado?
- Herkes endişeli...
Me refiero a que, todos están preocupados- -
İşe gittiğinde de hiç orada değil gibiymişsin. - Dostların, mesai arkadaşların herkes endişeli. - Öyle mi?
Y cuando estás allí, es como si no estuvieras.
Endişeli bir yapısı var.
Está angustiada.
Nozowitz, isminin ölen uyuşturucu satıcısı ile ortak olarak anılmasından ötürü endişeli görünüyordu.
Bueno, Nozowitz parecía preocupado por tener su nombre asociado con este traficante de droga.
Çok endişeli olurlar.
Están muy ansiosos.
Hayır, endişeli filan değilim.
- No. No, no lo estoy.
Ben kira konusunda endişeli değilim.
No estoy preocupado por eso.
Kız arkadaşın hakkında endişeli misin?
¿ Estas preocupado por tu novia?
Bence insanlar daha endişeli.
Creo que la gente se preocupa más.
Endişeli ha...
Preocupado...
Her neyse gittiği zaman işinin başına gelecekler hakkında endişeli görünüyordu bu yüzden bana talimat yazdırdı.
Como sea, se veía muy preocupado por su obra, por lo que le sucedería cuando se fuera, así que me hizo escribir instrucciones.
Dur tahmin edeyim, endişeli.
Déjame adivinar. Él está preocupado.
Bakalım kim endişeli görünüyor.
Veamos quien luce preocupado.
Senin için çok endişeli.
Está muy preocupada por ti.
- Eileen endişeli. Yeterince beraber vakit geçirmiyormuşuz.
Eileen está preocupada de que no estemos pasando suficiente tiempo juntos.
Endişeli ama kendinden emin gözüküyorsun.
Se ve preocupada, pero férrea.
Endişeli misin?
- ¿ Preocupada?
Varsayımıma göre, bu öğleden sonra da ayıktın ve şimdi ise endişeli destekleyenler yüzünden maskeli baloyu kaçırıyorum.
Quiero creer que esta tarde también estabas sobria, porque ahora me estoy perdiendo el baile porque tengo que atender llamadas... de votantes preocupados.
Hem Edith, Bay Gregson için çok endişeli.
Edith está tan preocupada por el Sr. Gregson.
Senin başın ya da kıçın konusunda endişeli değilim.
No me preocupan tus piernas.
Telefonda sesin endişeli gibiydi.
Sonabas preocupado en el teléfono.
Thane zaten endişeli.
Thane ya está al límite.
Bu konuşmayı yaptığımız sürece, David, bana söz ver birikmiş işlerinle ilgili, endişeli düşüncelerimi söylediğimde benim kadar açık sözlü olacak mısın?
Mientras compartamos este vínculo, David, prométame que cuando yo tenga que darle mi punto de vista respecto a en lo que está usted poniéndose al día será tan sincera como yo estoy a punto de serlo ahora.
Gunther üzerinde endişeli onun yeniden seçilmeyi umutları.
A Gunther le preocupan las perspectivas de su reelección.
Endişeli konuşmamaya çalıştı.
Trató de sonar muy perturbada
Bill neden endişeli olsun ki?
¿ Pero por qué iba Billy a estar ansioso?
Herkes Silas konusunda endişeli ama tüm bunlar için bariz bir çözüm var. Onun Bonnie'ye ihtiyacı var.
Todos están preocupados por Silas, pero hay una solución obvia para todo esto.
Vakit konusunda endişeli.
Está preocupada por el tiempo.
- Biraz endişeli görünüyorsun, Jennifer.
Bueno, pareces un poco preocupada, Jennifer.
Onlar her ne ise, onu epey endişeli yapıyorlardı.
No sé de qué, pero estaba muy nervioso.
Jimmy ile takılması konusunda endişeli değil misin?
¿ No te preocupa que esté con Jimmy?
Ondan bir sene uzak kalınca ne olacağı konusunda endişeli misin?
¿ Te preocupa lo que podría pasar si estás lejos de él durante un año?
- Anatoliy Grigoryevich, bu durumdan "endişeli"?
- Anatoliy Grigoryevich, que quiere decir con "preocupado"?
Senin hakkında endişeli.
El está preocupado por ti.
- Adamdan bende senin kadar haz etmiyorum ama Muirfield'in Vincent'e yaptıkları konusunda az da olsa endişeli değil misin?
- Mira, no me gusta ese tío más que a ti, pero, ¿ no estás un poco preocupada por lo que le hizo Muirfield a Vincent?
Ben kendim için endişeli değilim.
Se va mañana del pueblo. Bueno, no estoy preocupada por mis nervios.
Başkan rehinelerin durumunun farkında ve misyonerlerin güvenliği konusunda endişeli.
El Presidente es muy consciente de la situación de los rehenes, y está preocupado por la seguridad de los misioneros.
Bunun hakkında endişeli filan değildim.
Estaba bromeando.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]