Eğer bunu yaparsan translate Spanish
388 parallel translation
Eğer bunu yaparsan, bir daha geri dönemezsin.
Lisa, si lo haces no podrás volver nunca atrás.
Eğer bunu yaparsan, seni kobra çukuruna attırırım.
Si lo hace, la tiraré en el foso con las cobras.
Eğer bunu yaparsan Michael'ı yerime geçirirsin.
Si lo hiciera, colocaría a Michael en mi lugar.
Ama eğer bunu yaparsan, sana aşkın bütün mükemmelliğini göstereceğim.
Pero si haces eso por mí, te enseñaré la absoluta perfección del amor.
- Eğer bunu yaparsan, seni öldürürüm!
- Así se hace, él es un hombre.
Eğer bunu yaparsanız kenimi öldürürüm ve her birinizi avlamak için geri dönerim.
¡ Si muero, volveré a atormentaros!
Eğer bunu yaparsanız, beni kusturacaksın.
Me pones enfermo.
Bunu biliyorum. Eğer bunu yaparsanız General, artık özgür bir dünya kalmayacak.
Sepa,... si usted sigue con esto, no habra ningún gobierno libre.
Eğer bunu yaparsan, görüşmelerimiz biraz yumuşayacaktır.
Si haces esto, las discusiones quizás se vuelvan más suaves.
Eğer bunu yaparsan dostum, surat ifadesini görmek için bende seninle gelirim.
Si lo haces, mi amigo, yo te acompañaré... sólo por ver la cara que pone.
Eğer bunu yaparsanız, tüm çalışmalarımız boşa gider!
¡ Si lo hacen, todo nuestro trabajo será en vano!
Eğer bunu yaparsan kendini öIdürtmüş olursun.
Sólo harás que te maten.
Eğer bunu yaparsan, ama yapmamalısın...
Si haces eso, pero no deberías... ¿ Cómo?
Eğer bunu yaparsan, her köşede onu görürler, her evde onu görürler.
No, si lo hace todos creerán verlo en todas partes.
Eğer bunu yaparsan atılırsın!
¡ Si no obedece, tendré que expulsarle!
Az kalsın karısını kırbaçlayacaktı kadın da "Eğer bunu yaparsan, bir daha yüzümü göremezsin" dedi.
El le quiso pegar con la fusta y ella le dijo : "Si me pegas, no me vuelves a ver."
Bunlar sadece havai fişek değil. Eğer bunu yaparsan iyi adamlar bu manyakları durdurabilir.
Recuerda no son solo los fuegos artificiales es porque ningún pinche loco puede detener a los buenos...
Eğer bunu yaparsan...
Si haces eso...
Eğer bunu yaparsan perşembe akşamı yerin dibini boylarsın.
Floyd, si lo haces, vas a pasarte días comiendo mierda.
Eğer bunu yaparsanız halkımın hayal bile edemediği bir zenginlik ve konforu tanırsınız.
Si lo hace... tendrá riquezas y lujos que nuestra gente nunca se atrevió a imaginar.
O reklamı gösteremezsiniz, eğer bunu yaparsanız... insanları korkutursunuz.
No puede emitir ese anuncio. Si lo hace... va a asustar a la gente.
Orada oturup bekleyebilirsin - Eğer bunu yaparsan belki biz anlaşabiliriz.
Puedes sentarte a la sombra y esperar, si vives, después de habernos enfrentado.
Eğer bunu yaparsan, cennete gidemezsin.
Si haces eso, no podrás ir al cielo.
Bunu neden düşündüğümü bilmiyorum ama eğer bunu yaparsan ona çocuğunu düşürtürüm ve onunla evlenirsin, tamam mı?
No sé por qué lo pienso, pero si lo haces... Te encargas rú del aborto y luego re casas con ella.
Eğer bunu yaparsan huzur içinde ölemem.
Si lo haces, no moriré en paz.
Eğer bunu yaparsan, hayatının geri kalanında buna pişman olacaksın.
Si lo hace, se arrepentirá el resto de su existencia.
Eğer bunu yaparsan, mezuniyetinden de vazgeç ve Akademi'den çek git.
Si tú sí, renuncia a tu compromiso con la Academia y vete.
Sen, sen beni vazgeçirmek için konuştun. Sana gösterdim, eğer bunu yaparsan hayatın benim ellerimdeydi. Eğer beni kanuna verirsen bende seni kardeşliğe verebilirim.
Tú, tú has hablado de que me rindiera yo te demostré que si hubieses hecho eso tu vida estaba en mis manos si tu me entregaste a la justicia yo puedo entregarte a la Hermandad han sido unidas una vez en matrimonio también nuestros destinos estarán para siempre entrelazados.
Eğer bunu yaparsanız tutuklanabilirsiniz.
Y Ud. se expone a que la arrestemos si hace eso.
Sana nasıl bulabileceğini gösterebilirim ve sende kaza esnasında olan olayları tekrar ederek geri dönebilirsin, ama eğer bunu yaparsan, hiç bir şekilde garantisinin olmadığını bilmelisin.
Puedo decirte cómo encontrarla. Puedes recrear las mismas condiciones y volver a atravesarla, pero es imposible predecir cuál será el resultado.
Makull, eğer bunu yaparsan bu gezegendeki herkes üç dakika içinde ölecek.
La gente de este planeta tiene menos de 3 minutos de vida si continúa con esto, Makul.
- Eğer bunu yaparsanız, birçok insan ölecek.
- Morirán muchos si hace esto.
Eğer bunu yaparsan işi bırakırım.
Si haces eso dimitiré.
"Eğer bunu yaparsan, senin için hazırladığım sürprizi göremezsin."
Lo haces y no te daré la sorpresa que tengo para ti.
Niki, eğer bunu yaparsan Tanrı'yı açıkça inkâr edersin!
Niki, si lo hace convertirse en una afrenta a Dios!
Eğer bunu yaparsan iyi anlaşırız.
Si haces eso, nos llevaremos bien.
Eğer bunu yaparsanız, Bir bina ve Risa bu bölümü ayakta kalamaz
No va a quedar en Risa ni un solo edificio en pie.
Bir Kaptan olarak, mürettebatınızın iyiliği için, en iyi kararları alman gerekir, ve eğer bunu yaparsan, kendine sorman lazım...
Tiene la responsabilidad de decidir lo que es mejor para su tripulación. Debería plantearse si es lo que está haciendo.
Eğer bunu yaparsan, eminim bu şamatanın içinde çok mutlu olacaksın. Wade!
Hazlo, ya verás lo bien que lo vas a pasar.
Eğer bunu yaparsanız, her ne pahasına olursa olsun, çok hızlı bir şekilde eve dönecek bu mürettebatın bir parçası olabileceksiniz.
Supongo, porque participamos todos nosotros. ¿ Quién la escribió?
Ama şunu bilin ki, eğer bunu Tanrı adına, O'nun evinde yaparsanız O'na ve sözüne küfretmiş olursunuz.
Pero sabed que si lo hacéis en el nombre de Dios, y en la casa de Dios, blasfemáis contra él y su Palabra.
Eğer bunu yaparsanız, Size hizmet edeceğim.
Si así lo haces, yo te serviré.
Eğer bunu bir kere daha yaparsan, seni paramparça ederim.
Si haces eso otra vez, Voy a desmontarte... Pedazo por pedazo
Eğer bunu bir daha yaparsan, Marsilya'daki ağabeyim seni öldürür.
Si lo vuelves a hacer, mi hermano de Marsella te mata.
Eğer bunu, yaparsan ve Andrzej ölürse beraber olamayız.
Si lo haces y Andrzej muere... no volveré a tu lado
Eğer bir daha bana bunu yaparsan, seni öldürürüm.
Si vuelves a hacerlo te mataré.
Eğer dediğimi yaparsan bunu hiç bir zaman unutmayacağım.
Si haces esto nunca olvidaré este favor.
Eğer, bunu yaparsanız, en azından yalnız bir muhabiri kampanyaya yerleştirin. Ki bu muhabir hangi adayın şimdi ve sonra ne söylediğini açıklayabilsin
Pero si lo hacen, pongan al menos un reportero que escriba lo que dice ese candidato.
Eğer bunu bir daha yaparsan, kafanı ezerim.
Si lo vuelves a hacer, te parto la cabeza.
Eğer bunu bir daha yaparsan, seni bağlamak zorunda kalırım.
Como vuelvas a hacer eso, te pongo las correas.
Eğer kazanamazsanız, kazanan kişiyi suçlayamazsınız çünkü bunu yaparsanız, kaybeden kişi yalnızca siz olursunuz.
Si uno no gana, no puede culpar al que ganó porque esa es la verdadera forma de perder.
bunu yaparsan 37
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer izin verirsen 26
eğer bilseydim 25
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer izin verirsen 26
eğer bilseydim 25
eğer o 55
eğer yanılmıyorsam 39
eğer ben 51
eğer sakıncası yoksa 54
eğer öyle olsaydı 20
eğer varsa 60
eğer isterseniz 86
eğer olursa 24
eğer ölürsem 16
eğer mümkünse 45
eğer yanılmıyorsam 39
eğer ben 51
eğer sakıncası yoksa 54
eğer öyle olsaydı 20
eğer varsa 60
eğer isterseniz 86
eğer olursa 24
eğer ölürsem 16
eğer mümkünse 45