Ihtiyacım yok translate Spanish
14,622 parallel translation
Sana yalnızca bir birkaç ayak yedeklemen için başka bir şeye ihtiyacım yok.
No necesito nada más que que te alejes un poco.
- Başka bir çocuğa ihtiyacım yok.
No Necesito otro hijo.
Yardıma ihtiyacım yok.
No necesito ayuda.
Buna ihtiyacım yok.
No lo necesito.
Önden depozitomu vermeni istiyorum, parana ihtiyacım yok.
Pensaba pedirte que salieras de garante, pero dinero, no.
Sana ihtiyacım yok.
No te necesito.
- Seninle tartışmaya ihtiyacım yok.
- No necesito que pelees por mí.
Yardımına ihtiyacım yok.
No necesito tu ayuda.
Şansa ihtiyacım yok. Sen varsın!
No necesito suerte. ¡ Te tengo a ti!
Sana ihtiyacım yok
No la necesito.
Kimsenin yardımına ihtiyacım yok.
No necesito la ayuda de nadie.
Bakıcıya ihtiyacım yok.
No necesito una niñera.
Ona ihtiyacım yok.
No lo necesito.
Bu yüzden arabaya ihtiyacım yok.
no necesito un auto.
Artık bunlara ihtiyacım yok, elimde gerçeği var.
No hay necesidad de eso ahora, tengo lo auténtico.
Bana bu silahlar lazım daha fazla altına ihtiyacım yok!
Créeme, mi necesidad de estas armas es mucho mayor que tu necesidad por el oro.
Yardımına ihtiyacım yok.
No necesito de tu ayuda, está bien.
Paraşüte ihtiyacım yok. Kaykayım var!
No lo necesito. ¡ Tengo mi tabla!
Sağ ol evlât ama yardıma ihtiyacım yok.
Campeón, no necesito ayuda.
Bir sözlük değilim, bu yüzden tanımlamaya ihtiyacım yok.
No soy un diccionario, así que no necesito definición.
Ona ihtiyacım yok.
No necesito de eso.
O zaman da bir babaya ihtiyacım yoktu, şimdi de yok.
No necesitaba un papá entonces. No necesito uno ahora.
Diamondback'in yardımına ihtiyacım yok.
No necesito que él resuelva mis problemas.
Paraya ihtiyacım yok.
No necesito dinero.
Beni daha iyi hissettirmene ihtiyacım yok.
No necesito que intentes mejorar esto, que intentes hacerme sentir mejor.
Yolsuzları temizlemek için yardımına ihtiyacım yok.
No necesito su ayuda para limpiar la casa.
Bir müzik türümün olmasına ihtiyacım yok.
No necesito que mi música lo sea. Se da cuenta, aún estamos tarde.
Artık sana ihtiyacım yok, beni koruyamazsın.
Ya no te necesito. No puedes protegerme.
Lanet olası bir oturuma ihtiyacımız yok.
No necesitamos una maldita sesión.
Ona verdiği her şeyi geri vermesini istiyorum. Bir anlaşmamız var. Senin boktan bilgine ihtiyacımız yok siktiğim.
¡ Quiero que devuelva todo lo que él le dio! ¡ Pero nosotros no necesitábamos tu información de mierda, hija de puta!
Emeklilik için milyona ihtiyacımız yok.
No necesitamos un millón de dólares para jubilarnos.
Onu yok etmek için Selene'e ihtiyacımız yok.
No necesitamos a Selene para destruirlo.
İhtiyacım yok.
No lo necesito.
Bir önemi yok. Hanna'yı geri almak için ihtiyacım olan şey bende.
No importa, tengo lo que necesito para recuperar a Hanna
Birbirimizi öldürmek için oyuncaklara ihtiyacımız yok.
No necesitamos juguetes para matarnos el uno al otro.
Onlara artık ihtiyacımız yok.
No necesitamos de ellos nunca más.
Eğer bana ihtiyacın olursa çağır beni, tamam mı? Yok hayır!
Y si me necesitas, me llamas, ¿ de acuerdo?
Öyle bir değişime ihtiyacımız yok.
No necesitamos ese tipo de cambio.
Lanet olası sıcak ve bulanık hislere ihtiyacımız yok, Frank.
No necesitamos borrosos sentimientos, Frank.
Artık ona ihtiyacımız yok!
¡ Ya no la necesitamos!
Çünkü Ruslar yenilmediği sürece ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu şeyi elde etme şansımız yok.
Porque a menos que los rusos sean derrotados, no tenemos oportunidad de lograr lo que nuestro país más necesita.
Mollaya ihtiyacımız yok.
No necesitamos un mullah.
Kuzey'deki tüm hanelere ihtiyacımız yok.
No necesitamos todas las Casas del Norte.
Bizim zamana ihtiyacımız yok.
No necesitamos tiempo.
Artık bir tercümana ihtiyacımız yok Amahl.
Creo que ya no necesitamos un intérprete, Amahl.
- Aşçıya ihtiyacımız yok.
- No necesitamos un cocinero.
Yanımızda bir erkeğe ihtiyacımız yok. Ayrıca bir aşçıya kesinlikle yok.
No necesitamos a un hombre y mucho menos a un cocinero.
Demek istediğim geçen gün Clyde neden ısrarla hediye istemediğimi sordu. Ben de daha fazla eşyaya ihtiyacımız olmadığını söyledim. Gerçekten ihtiyacımız yok.
El otro día, Clyde me preguntó por qué insistía en no recibir regalos, y le dije algo como que no necesitamos más cosas, lo que es verdad.
Başka bir şeye ihtiyacımız yok. Teşekkür ederim Peter.
No necesitamos nada por el momento, gracias, Peter.
- Başka neye ihtiyacımı yok?
Lo analizamos todo.
Hadi ama, onun yardımına ihtiyacımız yok.
- ¡ Vamos! No necesitamos de su ayuda.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65