Kaçış yok translate Spanish
728 parallel translation
Kaçış yok.
No hay salida.
Bundan kaçış yok.
- No podrás escaparte.
Şimdi anlıyorum ki benim için hiçbir kaçış yok.
Ya sé que no tengo otra salida.
- Bundan kaçış yok.
No se puede hacer nada.
Artık kaçış yok.
Pero no tiene escapatoria.
Kaçış Yok gibi, 40 tane senaryo yazdı.
Un puñado de valientes, Nadie escapará.
Kaçış yok bayım.
De ninguna forma, Señor.
Kaçış yok, sarmaşık gibi sarar.
Cuando ve una mujer, señora mía, no desiste, no la deja, es suya.
Evet, kaçış yok.
- Mariscal, es mejor acabar con esto.
Oh, hayır, hayır, kaçış yok.
No. No hay escapatoria.
Ondan kaçış yok gibi görünüyor.
No se puede negar.
Pekâlâ, antrenman saati, kaçış yok!
¡ Preparación física dentro de 10 minutos!
Ve dediğim gibi, ondan kaçış yok.
No, es lo que yo decía, quererse evadir, es una broma.
Bundan kaçış yok.
- No es posible escapar de él.
Onlar içinse elbette kaçış yok.
No hay salida para ellos.
Elbette kaçış yok.
Claro que no.
- Buradan kaçış yok.
Nadie escapa de aquí.
- Şu an yok ama bir kaç dakika önce varmış.
Ahora no, pero parece que si hace unos minutos.
Sen gelmiyorsan kaçış falan yok.
Sin ti, no hay escape.
Ve bu sefer hiçbir kaçış yolum yok.
Y el gobernador no me indultará esta vez.
Bu kaçışı, hapishanede bir şeyler yapma şansımı... yok etmek için Druggin'in tezgahladığı hiç aklına gelmedi mi?
¿ No pensaste que Druggin planeó la fuga... para que mis reformas en la prisión fracasaran?
Williams'ın kaçış öyküsünü öğrendim ve başka bilen yok.
Tengo la exclusiva de la fuga de Williams.
Onları kaçırdık gibi görünüyor, şimdilik sıkıntı yok.
Parece que los hemos perdido definitivamente.
- Kaçış falan yok.
- No hay escape.
Büyük bir başarı olursa, haftada altı gece, iki matine beni görmekten bıkacaksın. Kaçışın yok bundan.
Si tiene éxito acabarás harta de verme... seis noches por semana y dos matinales.
Ama bundan başka kaçış yolu yok demiştin.
- Pero dijiste que no había otra salida.
Bundan kaçışın yok, Stanford, Gerçekleri biliyorum.
No se saldrá con la suya, Stanford. Sé la verdad.
Caddenin karşısındaki yerde bir kaç lokma yemek için ata gerek yok.
No necesito el caballo para cruzar la calle y comer algo.
Onu bir kaç test için bir iki gün burada tutacağız, George, fakat eminim ciddi bir şey yok. Sadece yıpranmış.
Se quedará un par de días, no es nada serio,... sólo cansancio.
Burda yok Raymond. Treni kaçırmış olabilir mi?
No ha llegado, ¿ crees que se habrá caído del tren?
Sadece bir kaç ışık yok.
Sólo quedan un par de luces más.
Müttefik subaylarının İngiltere'ye geçmek için kullandıkları kaçış yolu bulunmalı ve yok edilmeli.
Hay que descubrir y destruir la ruta por la que esos oficiales aliados van a ser sacados hacia Inglaterra.
Bir kere kapıldın mı, kaçışı yok.
La tienes. No hay manera de quitártela.
Kaçış imkanı yok..
No hay forma de escapar.
Bay Northcross, bu sefer kaçış yok.
Esta vez no habrá ningún error, Sr. Northcross.
Kaçmak işe yaramaz! Hiçbir kaçış yok!
Vamos, corred, deprisa.
Kaçış yolu yok.
No hay escapatoria.
Düşman kaçıyor, Ama bir sığınakları bile yok.
El enemigo huye, pero se impone una retirada.
Kaçış fikrinin amacı Almanları sınır gerisinde bozup bir başka cephe açmak. Buna itirazım yok.
La idea que tienes de esta fuga es comenzar otro frente para fastidiar a los alemanes detrás de sus líneas.
Ben şehri görmekte kararlıydım, ama herkes gitmek istiyordu tartışmadan kaçınmak için, kısacası, sıvı halkada sorun yok.
Estaba decidido a ver la ciudad, pero todos queríais marcharos... y para evitar discusiones, resumiendo, el enlace del fluido no está mal.
Hayır, sevgilim, senin kaçışın yok.
No, querida, no tienes escapatoria.
Sabah üzerinde çalışılacak bir kaç şey var ama adamlarım hepsini halledecektir, endişelenmene gerek yok.
Tenemos algunas cosas que solucionar por la mañana... pero lo aclararán mis chicos, y no tiene que preocuparse por nada.
Nişanlımın bu kaçış olayından haberi yok.
Mi prometida no sabe nada de nuestra huida.
Bir kaçış yolu planlamak için yeterli zaman yok. Gir içeri!
No, no hay suficiente tiempo para planificar una ruta de escape.
Bir kaçış ya da bu gemiyi yok etme teşebbüsü Enterprise'ın ve sizlerin anında yok edilmesine yol açar.
Cualquier intento de escapar o destruir esta nave ocasionará la destrucción inmediata de la Enterprise y de sus ocupantes.
Kaçışınız yok.
No hay escape para ustedes.
Yok, bu adam şarabı biraz fazla kaçırmış.....
¿ Lo atropellaron? - Ese hombre tomó un poco de vino.
- Bundan kaçış yok.
No puede ser otro.
Ama mahzenden de kaçış yolu yok.
Pero en cambio, en el sótano no podríamos huir.
Benim bir şeyim yok ama sen aklını kaçırmış olmalısın.
¿ Qué te pasa? A mí nada, pero tú estas loca.
Kaçmamalısın delikanlı. Vur kaç yok. Oyunmuş muamelesi yapma delikanlı.
No hace falta tomar eso como un juego, joven.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65