Kişisel bir şey translate Spanish
1,351 parallel translation
Bu kişisel bir şey.
Ahora, eso es realmente personal.
Geç oldu biliyorum ama konuşmak istediğim kişisel bir şey var.
Sé que es tarde... pero tengo algo personal qué discutir contigo.
Bu kişisel bir şey değil Tobi.
No es nada personal Tobi
Kişisel bir şey.
Asuntos personales.
Olanlar benim hatam değil. Bu kişisel bir şey değil.
No es mi culpa, no tiene nada que ver contigo.
Kişisel bir şey değil bu.
No tiene nada que ver contigo.
Biliyorsun. Kişisel bir şey değil bu.
Oye, no es nada personal.
Kişisel bir şey değil.
Nada personal.
Ama bu kişisel bir şey olamaz, değil mi?
Es sólo que así funciona el mundo. Es la naturaleza.
Kişisel bir şey değil.
No es nada personal.
Kişisel bir şey değil. Sadece bir fetiş.
No es personal, es un fetiche.
Doğru ya da yanlış, bunun kişisel bir şey olduğunu düşünenler olacaktır.
Bien o mal, habrá algunos que pensarán esto fue personal.
Kişisel bir şey olmalı, Lil.
Tiene que haber algo personal, Lil.
Yoksa kişisel bir şey mi?
O personal.
Kadının boğazı kesilmiş, yani daha kişisel bir şey bu.
Bueno, el corte en su garganta dice que era mas personal que cualquier otra cosa.
Kişisel bir şey değildi, sevgilim.
No es nada personal, cariño.
Bree, kişisel bir şey değil, ama müşterilerimle asla sosyalleşmem.
Bree, no es nada personal pero nunca confraternizo con mis pacientes.
Keşke onun aleyhine kullanabileceğimiz kişisel bir şey biliyor olsaydık.
Desearía saber algo íntimo que realmente le importe.
Kişisel bir şey değil, kötü bir insan olduğundan.
Nada personal, sólo eres un ser humano abominable.
Doktor Weir onlarla tanışmak istiyor... hepsi bu... kişisel bir şey değil.
La doctora Weir quiere conocerles, eso es todo, no es nada personal
Bu kişisel bir şey değil.
No es personal.
Kişisel bir şey değil, Tony.
No es personal, Tommy.
Bu kişisel bir şey.
Eso es personal.
- Kişisel bir şey.
Es personal.
- Sana karşı kişisel bir şey değil.
- No es nada personal.
Bu kişisel bir şey değildi kardeşim.
No fue personal hermano.
Kişisel bir şey.
Algo personal.
Kişisel bir şey değil, Mr. Zimmer.
No es nada personal, Sr. Zimmer.
Çok özel, çok kişisel bir şey.
Algo tan íntimo, algo tan personal...
Afedersin, bu kişisel bir şey değil.
Lo siento Julio, no es nada personal.
Bak, diyorum ki,... kişisel bir şey değil, ama tütün alkolden biraz daha fazla hararet yaratıyor.
No te ofendas, pero el tabaco genera un poco más de polémica que el alcohol.
"Kişisel bir şey değil hayatım."
Nada personal, querida.
Yani bu kişisel bir şey, ya da yakınındaki biri ya da ulaşılabilir biri.
Es un gran paso. Quiere decir que es personal, o alguien cercano, accesible.
Bu kişisel bir şey, şey değil...
Es personal... no es...
Sana kişisel bir şey sorabilir miyim?
¿ Puedo preguntarte algo personal? ¿ Te importa?
Catherine, bu kişisel bir şey değildi.
Catherine, no es nada personal.
"Crystal" isimli biri hakkında. Kişisel bir şey gibiydi.
Berk y Roy Foldes estaban discutiendo.
Kişisel bir şey.
Es personal.
Bir yığın kişisel şey olup bitiyor.
Es que están pasando muchas cosas personales.
Kişisel bir şey için gazete kaynaklarını kullanıyorsun.
Utilizas los recursos del periódico para trabajar en algo personal,
Bunu kişisel bir şey olarak yapmak istedim.
Me gustaría encargarme de esto personalmente
O kadar kolay çekip gidebileceğimi hiç sanmıyorum ve burada sadece kişisel sebepler yüzünden konuşmuyorum eminim bir kısmı bu yüzdendir ama senden öğrenebileceğimiz çok şey var.
No estoy seguro de dejarte ir tan fácil. Y no estoy hablando personalmente aquí, aunque definitivamente es parte de esto. Hay mucho más que podemos aprender de ti.
- Kişisel bir şey.
Es algo personal.
Kişisel bir şey.
Una cuestión personal.
Şey, o noktada artık kişisel bir mesele olmuştu.
Bueno, en ese momento, se habia convertido en algo personal
Okul, her bir öğrencinin İsa ile kişisel bir ilişki kurmaya. ... özendirildiğini söylerken... "özendirmek" le kastedilen şey :
Cuando la escuela dice que cada alumno debe desarrollar una relación personal con Jesucristo, eso es lo que significa "incentivar" :
Bu kilisede,... İsa'yı ilk defa kişisel kurtarıcım olarak kabul ettiğim yerde, tek bir şey söylemek istiyorum :
Aquí, en esta Capilla, donde acepté a Jesucristo por primera vez como mi salvador personal, solo quiero decir una cosa :
Kişisel varlıklar veya o tür bir şey mi?
De tesoros personales o algo así?
Ama bazı kişisel bilgiler alınana kadar, resmen size bir şey söyleyemem.
Pero hasta que se cumplan ciertas autorizaciones no estoy en libertad de decirle nada.
Bu kişisel bir şey değil.
Demasiado impersonal.
Bu bildiğin bir şey mi, yoksa sadece kişisel fikrin mi?
Eso es algo que sabias o es solo su opinión?
kişisel bir şey değil 55
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yedin mi 17
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yedin mi 17