English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ K ] / Konuşacak bir şey yok

Konuşacak bir şey yok translate Spanish

445 parallel translation
Konuşacak bir şey yok, o yüzden boş ver.
No hay nada de qué hablar, así que dejémoslo ahí.
Bu konuda konuşacak bir şey yok.
No hay nada de que hablar.
Konuşacak bir şey yok.
No hay nada de qué hablar.
- Konuşacak bir şey yok.
No tienes que decirme nada.
- Konuşacak bir şey yok.
- No hay de qué hablar.
Konuşacak bir şey yok.
No hay nada de que hablar.
- O zaman konuşacak bir şey yok.
- Entonces no hay nada de que hablar.
Konuşacak bir şey yok.
No hay nada que decir.
- Konuşacak bir şey yok. Sende?
Bien, sin novedad, ¿ y tú?
Konuşacak bir şey yok Josh.
No hay nada que arreglar, Josh.
- Konuşacak bir şey yok.
- No hay nada de que hablar.
Konuşacak bir şey yok.
No hay nada de que hablar, no pienso engañarme.
- Konuşacak bir şey yok.
- No hay nada que hablar.
Konuşacak bir şey yok.
No hay nada que discutir.
Konuşacak bir şey yok.
- No hay nada de que hablar.
Konuşacak bir şey yok.
¡ Qué formas son estas!
Konuşacak bir şey yok! Sana ne hissettiğimi söyledim.
No hay nada de qué hablar, ya te he dicho cómo me siento.
Konuşacak bir şey yok!
No hay nada de lo que hablar!
- Konuşacak bir şey yok.
- Vamos, habla. - No, debo decir nada. - ¿ Por qué no te defiendes?
- Konuşacak bir şey yok.
- No tenemos nada que hablar.
Konuşacak bir şey yok.
No hay nada más de lo que hablar.
- Korkarım ki konuşacak bir şey yok.
- Me temo que nada de qué hablar.
Eee, konuşacak bir şey yok değil mi?
Bueno, no hay nada de qué hablar, ¿ o sí?
Konuşacak bir şey yok.
No tengo nada que decir.
Konuşacak bir şey yok!
¡ No hay nada acerca de qué hablar!
Konuşacak bir şey yok!
No hay nada que planear.
Başka konuşacak bir şey yok.
No tenemos más nada de qué hablar. Bien.
- Konuşacak bir şey yok.
- No hay nada que discutir.
Konuşacak bir şey yok, nereye gidiyorsun?
No hay nada de qué hablar... ¿ Adónde va?
Bunu yemekte konuşabiliriz Ya da konuşamayadabiliriz Çünkü konuşacak bir şey yok.
Podríamos seguir la charla en una cena bueno quise decir, no hablaremos de ello, por que no hay nada que hablar.
- O ölü! - Konuşacak bir şey yok.
- No tengo nada qué decir.
İçindekileri dökmelisin, Emilia. - Konuşacak bir şey yok.
- No hay nada de qué hablar.
Ortada konuşacak bir şey yok
No hay nada de qué hablar.
Konuşacak bir şey yok!
No hay comunicación.
- Öyleyse daha fazla konuşacak bir şey yok.
- Entonces, no hay más que decir. - Sí, así es.
Konuşacak bir şey yok.
¿ Para qué?
Konuşacak bir şey yok.
No tienes nada para decir.
Konuşacak bir şey yok Danny.
No hay nada que decir, Danny.
Hey, konuşacak bir şey yok.
No hay nada de que hablar.
Ne için? Konuşacak bir şey yok.
No hay más que hablar.
Konuşacak bir şey yok, Chrissy.
No hay nada de que hablar.
Konuşacak bir şey yok.
Lo he pensado mucho.
Konuşacak bir şey yok.
Nada.
Bunu daha önce konuştuk. Konuşacak daha fazla bir şey yok.
Ya hemos hablado de eso y no hay nada más que decir.
- Sam. Konuşacak başka bir şey yok. Binlerce km yol geldin.
Nadie se te podrá comparar en cien millas a la redonda.
- Konuşacak başka bir şey yok ki. - Hadi ama.
No hay nada más para decir.
- Konuşacak hiç bir şey yok.
- No hay nada de qué hablar.
Konuşacak bir şey de yok zaten. Oraya gitmemin nedenini biliyorsun.
Tú conoces el motivo de por qué debo ir.
O hâlde konuşacak pek bir şey yok değil mi?
Entonces no hay nada que discutir.
Bu çiftin normalde olması gerektiği gibi gün ışığında değil de böyle erken saatte evlenmesi hakkında konuşacak ya da merak edecek bir şey yok.
Quiero decir, sobretodo, que venir aquí no es ninguna maravilla. Y no hay que murmurar, porque estos dos jóvenes celebran... el santo matrimonio por la mañana temprano. Y no como normalmente hacen todos, con la luz del sol.
CJ'e yaptığından ötürü kendisinden hoşlanmamam dışında... konuşacak fazla bir şey yok.
No hay mucho de qué hablar, excepto que no me caía bien... después de Io que le hizo a CJ.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]