Olü translate Spanish
29,788 parallel translation
Bu izin ölü bir gözcünün sürüklenerek çıkartılması sırasında oluştuğunu düşünüyordum.
Estaba pensando en este desgaste fue hecha por un puesto de observación muertos ser arrastrado fuera.
Kaç tane kişi seni ölü istiyor?
Cuánta gente te quiere muerto?
Milis kuvvetler kim olduklarını biliyor. Onları ölü görmek istiyorlar gibi.
La Milicia sabe quienes son, parece que los quieren muertos.
Bir garnizon ölü adama razı olacak mısın?
Entonces, te parecería bien un cuartel lleno de soldados muertos, ¿ no?
Ölü sekreterimin külleriyle şirketin kaderi hakkında tartışıyorum.
Estoy teniendo una discusión sobre el destino de la empresa con mi secretario las cenizas muertas.
Tek sahip olduğu şey sen, ben ve gemidekilerdi. Ve artık o ölü.
Tú, yo y el resto de nosotros en esta nave éramos todo lo que tenía y ahora está muerto.
Belki siz Dedektif Hudson'ın neden ortağınızla içki içtikten hemen sonra şirketiniz tarafından kiralanan bir evde ölü bulunduğunu söyleyebilirsiniz.
Bueno, tal vez pueda decirnos por qué el detective Hudson murió en una casa alquilada por su empresa justo después de haber sido visto tomando copas con su socia.
Aman Tanrım, ölü ve havuzda!
¡ Dios mío, está muerta en la piscina!
Ölü bir insana göre iyi görünüyor.
Tiene buen aspecto para estar muerta.
Havuzdaki ölü emlakçıyı bir yana bırak, bu ev bizim için biçilmiş kaftan.
Si no piensas en la agente inmobiliaria en la piscina, esa casa es perfecta para nosotras. ¿ Ella era tu agente?
Hayır, hayır, ölü gibi yorgun anlamındaki ölü değil.
No está muerta como cansada.
Rahmetli anlamındaki ölü, merhum, aramızdan ayrıldı.
Muerta como fallecida, sin vida, traspasada. ¿ Por qué?
Bu biraz sıkıntı olabilir çünkü kendisi muhtemelen ölü.
Esto es un problema porque seguramente está muerto.
Ve şimdi ölü.
Y ahora está muerto.
Ölü oluşu dışında, kurbanın yaşına göre formu yerindeymiş.
Buenos días, Teniente. Excepto por todo lo de la parte muerta, la víctima está en buena forma para su edad.
Ölü mü o?
¿ Está muerto?
Amy, Dr. Joe'nun kimliği gizlenerek korunduğundan ve dünyanın geri kalanının onu ölü sandığından emin ol.
Uh, Amy, asegúrate de que el Dr. Joe está anónimo, protegido, y en lo que concierne al resto del mundo, muerto.
Fakat beş ölü olduğunu doğrulayabilirim. Bunlardan biri Los Angeles Emniyeti Genel Müdür Yardımcısı Russell Taylor. Polis Dwight Darnell'e yardım ve yataklık edenleri ararken kendisinin pozisyonunu geçici olarak ben dolduruyorum.
Pero puedo confirmar que hubo cinco muertos, incluyendo al jefe adjunto de operaciones del LAPD Russell Taylor, cuya posición estoy llenando temporalmente mientras que el LAPD encuentra quien ayudó e instigó a Dwight Darnell.
Daha ne kadar ölü olacağım?
¿ Cuánto tiempo voy a estar muerto?
Yine de ortada iki ölü var.
Suena a que creen que lo intentó. Y aun así, dos personas siguen muertas.
Pepsi testi gibi olacak ama ölü ellerle.
Será como el desafío de Pepsi pero con las manos muertas.
hâlâ ölü olabilir.
Aun así podría estar muerta.
Tek yapmaları gereken bana tek bir kişiyi getirmek, ölü ya da diri.
Lo único que deben hacer es traerme a una persona. Viva o muerta.
Bazı kısımlarımı hayatta, bazılarını ölü tutuyor.
Me ayuda a mantenerme vivo... y a algunas partes de mí muertas.
Ta kendisi! "Ölü ya da diri" demişti galiba.
Bien, bien, bien. La misma chica. "Viva o muerta", creo que dijo.
Wyatt Earp 80 yıldır ölü ve habersiz.
Wyatt Earp ha estado muerto y en la oscuridad durante 80 años.
Dinle, ölü anneni onurlandırmak için.. ... bu anlaşmayla parasız kalmak olmaz kardeşim.
Irte a la quiebra solo para honrar a tu difunta madre no es la forma, hermano.
Kim ölü dedi ki?
¿ Quién dijo que estaba muerta?
Blu-Ray filmler çıkmadan önce, o sahnede gördüğüm tek şey, ölü köpekler falandı. Anlıyor musun?
Antes del Blu-ray lo único que veía eran perros muertos y basuras así. ¿ Sabes?
Babam harcımı öderken gayet de mutluydu, ama şimdi ölü, sırf senin tarafında yer aldım diye.
Mi padre estaba perfectamente feliz pagándome la universidad, pero ahora está muerto porque la elegí a usted antes que a él.
Cinayet kurbanı daha fazla ölü olamaz.
Podría ser un homicidio. La víctima no dejará de estar muerta.
Ölü sertliği veya morluk var mıydı?
- ¿ Había rigor mortis, lividez...?
Lanie gerçekten de yaşayan bir adamı ölü mü ilan etti?
- ¿ Lanie declaró muerto a un tipo vivo?
Cevapları aramaya devam etmeliyiz, En başta da bu adamı bu kadar hevesle ölü görmek isteyeni bulmalıyız.
Debemos encontrar la respuesta, comenzando con quién lo quiere muerto.
Çünkü bir kere senin kimliğin açığa çıkar ve seni öğrenirlerse Ve benim de seninle uğraştığımı, O zaman sen de benim kadar ölü olursun.
Porque cuando sepa que sabemos de ti, estarás tan muerto como yo.
Senin ölü elemanın, gizli gücü meğerse
verdadera superpotencia de su tío muerto,
Zaten ölü birini nasıl öldürürsün ki?
¿ Cómo matas a algo que ya está muerto?
85 ölü, 23 kayıp. Tanrım.
85 muertes confirmadas, otros 23 desaparecidos.
300 milyon ölü Amerikalının arasında dolanan aşiretler var.
Solo hay tribus luchando por salir del lodo que cubre los cuerpos de 300 millones de estadounidenses muertos.
Şu anda Senatör Beatty ve Sekreter Rivera ölü.
El senador Beatty y el secretario Rivera ya deben estar muertos.
Ölü olanlar yerine yaşayan düşmanlara odaklanır mısın, lütfen?
¿ Te puedes centrar en los enemigos vivos en vez de en los muertos, por favor?
O adam ölü.
Ese hombre está muerto.
Bir daha birini gömdüğünde, ölü olduğundan emin ol.
"La próxima vez que entierres a alguien, asegúrate de que esté muerto".
O ses Rollins'in sesi gibi gelmiş olabilir ama o ölü.
Esa voz se podría parecer a la de Rollins, pero está muerto.
Gerçekten, tamamen ölü.
De verdad, muy muerto.
Eğer burada olsaydı muhtemelen şimdiye ölü olurdum.
Bueno... si él estuviera aquí, yo ya estaría muerta.
Aria, Sara Harvey Radley'de ölü bulundu.
Aria, a Sara Harvey la han encontrado muerta en El Radley.
Ölü kocamdan alıntı yapıyorum :
Para citar a mi marido muerto :
Sürtük oldun.. .. kayıp kız oldun, ölü kız oldun..
Has sido la zorra, la chica desaparecida, la chica muerta.
Üç numaralı masada ölü adam var!
Tenemos un hombre muerto en la mesa tres!
Ölü adam burada! Düşüyor!
Esto, se trata de un hombre muerto!
ölürüz 22
oluruz 16
ölüyorum 262
olumsuz 381
ölümcül 30
olumlu 213
ölürsünüz 19
olurdu 43
ölüyorsun 30
olur mu öyle şey 39
oluruz 16
ölüyorum 262
olumsuz 381
ölümcül 30
olumlu 213
ölürsünüz 19
olurdu 43
ölüyorsun 30
olur mu öyle şey 39
olursa 17
ölürsem 25
ölüyorlar 23
olur efendim 53
ölüyor mu 22
ölümüne 20
olur mu hiç 40
olur biter 25
ölürse 17
ölümü 26
ölürsem 25
ölüyorlar 23
olur efendim 53
ölüyor mu 22
ölümüne 20
olur mu hiç 40
olur biter 25
ölürse 17
ölümü 26