Onlardan translate Spanish
20,938 parallel translation
Gerçek şudur ki, iyi bir avukat olabilirdin ama onlardan biri değilsin ve seni silip süpüreceğim.
La verdad es que habrías sido un muy buen abogado, pero no lo eres y haré que te encierren.
Peki, nişanınla konuşmak isteyebilirsin çünkü yüzüne bakılırsa seni hapiste görmeyi tercih etmektense onlardan birini kurtlara yem etmeye tercih eder.
Quizá quieras hablar con tu prometida, porque la mirada en sus ojos dice que preferiría traicionar a uno de ellos que verte en la cárcel.
Burada bir çok olağan üstü plan yaptım. Bu da onlardan biriydi.
Tengo muchos planes de contingencia.
İş arkadaşım Bay Weston bize bu davada ilerlememize yardım eden kişi bir çok şeydi belki ama sübyancılık onlardan biri değildi.
Mi socio, el Sr. Weston, el hombre que nos inició en esta andadura, era muchas cosas, pero un pedófilo no era una de ellas.
Bize onlardan bahsetsene, günahkarlardan.
Debería hablarnos de ellos, de estos pecadores.
Onlardan nerede bulurum biliyor musun?
¿ Sabes dónde puedo encontrar una?
Onlardan biri.
Es uno de ellos.
Dembe onlardan biriyle dövüştüğünde adamın kaskı çıkmış.
Cuando Dembe luchó con uno de los hombres, se le cayó el casco.
- İyi çünkü burada onlardan yok.
Bien, porque aquí no los encontrarías.
Biz almaya çalışıyorum mümkün olan en iyi onlardan önemsiyorum.
Hemos intentado cuidarlos de la mejor manera posible.
- Onlardan biri olduğunu mu düşünüyorsun?
¿ Crees que podría ser alguno de ellos?
Aylardır onlardan bilgi almaya çalışıyorum.
He estado tratando de obtener información de ellos durante meses.
Bunu bitirmenin yolu onlardan önce davranmak.
Averiguar cuál es su jugada final antes de que tengan la oportunidad de realizarla.
Onlardan özür dilemeliyim. Çok üzgünüm.
Tengo que decirles que lo siento mucho.
Biz onlardan birini öldürdük, onlar bizden birini.
Matamos a uno de ellos, ellos mataron a una nuestra.
Onlardan ya da başka kaynaklardan gelen iddiaların hiçbiri güvenilir değildir.
Toda acusación que provenga de ellas o de cualquier otra fuente no es creíble.
Kiliseyi onlardan temizlerdim.
Habría podido limpiar la Iglesia.
160 km öteden bile onlardan önce gideceğimi biliyordum.
Sabía que aunque estuviera a 160 km, llegaría antes que ellos.
Daha mı var onlardan?
Oh, Dios, ¿ hay alguno más de esos?
Çünkü her nasılsa onlardan biri olmadığını, sistemlerinde etkisiz eleman olduğunu biliyorsun.
Porque, de alguna manera sabes que no eres uno de ellos, que no eres más que un engranaje en la maquinaria.
Onlardan biri olmadığını, sistemlerinde etkisiz eleman olduğunu biliyorsun.
Sabes que no eres uno de ellos que no eres más que un engranaje en la maquinaria.
Birisi onlardan uzak durmak isterse durabil...
Si alguien quiere evitarlas lo suficiente, podría simplemente...
Ben de onlardan bir tane vardı. - Öyle mi?
Tenía a uno de esos.
Buraya birlikte geldiğin kişiler belki onlardan biri geri dönmeyi başaramazsa sevgili yaşlı baban başarabilir.
quizás alguno no regrese, - pero tu querido padre sí.
Duko onlardan uzak durmamı istedi.
Duko me acaba de advertir que me mantenga alejado de ellos.
- # Nefret ediyoruz onlardan # - # Tıpatıp aynısınız #
* De verdad que odiamos a esos tíos * * Sois iguales *
Fakat onlardan 10'unu katlettikten sonra,
Pero después de matar a unos 10 de ellos,
Carol'i kurtarmak icin oldurdugun adam onlardan biri miydi?
El hombre al que mataste para salvar a Carol... era uno de ellos, ¿ verdad?
Babam da onlardan biriydi.
Mi padre fue uno de ellos.
Insanlarin icine karisip onlari kendine guvendiriyorsun. Onlardan almak istediklerini elde ediyorsun sonra da orada hic bulunmamissin gibi cekip gidiyorsun.
Mezclarte, conseguir que confíen en ti, conseguir de ellos lo que necesitas y luego te vas como si nunca hubieses estado ahí.
Onlardan kurtulmaya çalışırken köprüden düştüm.
Estábamos intentando escapar de ellos y me derribaron del puente.
Onlardan kurtulduk.
Y no vamos a permitir que los guíes de regreso a nosotras.
Ezekiel ve birkaç koruma, onlardan bir grup ile ormanda karşılaştı.
Ezekiel y unos guardias se encontraron a un grupo de ellos en el bosque.
Belki biz başlatırız, belki bizden biri onlardan birine ters bakar, ya da belki onlar artık anlaşmaya uymaktan vazgeçerler.
Tal vez no lleguemos a lo requerido en una entrega o tal vez uno de nosotros los vea de mala forma o tal vez solo decidirán dejar de mantener el trato.
Tamam. Onlardan bir sürü olduğunu biliyoruz.
Bien, sé que hay muchos de ellos.
- Lip ile Ian onlardan takacak değil mi?
- Lip e Ian las llevan, ¿ verdad?
- Onlardan para mı alıyorsun?
¿ Les estás pidiendo dinero a ellos?
Smitty'i içeri almaya çalışıyordu ve sonra onlardan biri... onu yakaladı.
Intentó ayudar a Smitty a volver dentro y uno de ellos... uno de ellos la cogió.
- Onlardan biriydi, onu gördüm!
Dios mío. ¡ Era uno de ellos, lo he visto!
Onlardan biri onu yakaladı.
Uno de ellos la alcanzó.
Onlardan biriydi, onu gördüm!
Era uno de ellos, ¡ yo lo vi!
Onlardan birisin.
Eres uno de ellos.
Onlardan biri miydin?
¿ Eras uno de ellos?
Sen de onlardan birisin, değil mi?
Eres uno de ellos, ¿ no?
Karımı bulduğumda onlardan birisi olmuştu.
Si encuentro a mi esposa y es una de ellos, ¿ podrías convertirla?
Böyle bir dünya için? Çünkü onlardan biri gibi hissetmedin.
Porque no sientes cuando eres uno de ellos.
Katilin o olduğunu öğrenmek, şimdi de onlardan biri olması...
Y descubrir que él es el asesino y ahora uno de ellos...
Onları çok çalıştırmıyorlar, onlardan beslenmiyorlar bildiğim kadarıyla.
No los hacen trabajar duro, no se alimentan tanto con ellos según lo que sé.
Sen onlardan birisin.
Eres una de ellos.
- Sen de onlardan biri olabilirsin.
Ya podrías ser uno de ellos.
Evet, onlardan biriydi.
Lo era, sí.
onlardan biri 72
onlardan nefret ediyorum 60
onlardan uzak dur 23
onları 229
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlardan nefret ediyorum 60
onlardan uzak dur 23
onları 229
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlara sor 23
onlar benim 87
onlar da ne 21
onlar da 64
onlara bak 32
onlar ne 56
onları tanımıyorum 26
onlar nerede 35
onları istemiyorum 21
onlara dokunma 16
onlar benim 87
onlar da ne 21
onlar da 64
onlara bak 32
onlar ne 56
onları tanımıyorum 26
onlar nerede 35
onları istemiyorum 21
onlara dokunma 16