English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Sakıncası yok

Sakıncası yok translate Spanish

1,272 parallel translation
- Sakıncası yok.
- No, no pasa nada.
Hiç sakıncası yok.
Me parece bien.
Saymanızın sakıncası yok.
Y si está en tu naturaleza contarlo, no me ofenderé.
Bronte'nin misafiri, sakıncası yok değil mi anne?
Está en casa de Brontë, pero le daba vergüenza traerlo.
- Sakıncası yoksa. - Yok.
- ¿ Seguro que no te importa?
Yani katılmamın bir sakıncası yok?
Entonces, no te importará que yo esté presente.
Benim için sakıncası yok.
A mí no me importa.
Benim için sakıncası yok.
Yo no la rehusaría.
Sakıncası yok.
No importa.
Avukatınız burada ne yapıyor? Harold, etrafta dolaşmanın sakıncası yok, değil mi? - Tabii ki.
Miren, no tengo ilusiones de ganar un concurso de popularidad con ustedes.
Kafanı şişirmemin sakıncası yok herhâlde.
¿ No te molesta si yo hablo?
Bu insanlardan iğrenmenin sakıncası yok.
Está bien aborrecer a esta gente.
- Peki, bir sakıncası yok.
- Bueno, no veo por qué no.
Bence bir sakıncası yok.
¡ No tengo problemas con eso!
Ağlamanın sakıncası yok.
- Pero no es grave llorar.
- Ona öyle söylememin sakıncası yok değil mi Clark?
- Se lo puedo decir, ¿ no, Clark? - No lo sé, mamá.
Bence bir sakıncası yok.
Lo aceptaré.
Senin için sakıncası yoksa benim için de yok.
Si a ti no te importa, a mi tampoco.
Bence büyükelçilere sınırları hatırlatmanın hiçbir sakıncası yok.
Es bueno que le demos un toque al embajador.
Hani o gece senin ofisinden yaptığımız satışlardan. Wendy, insanlara cinayet satarak eğlenmek istiyorsan benim için... -... sakıncası yok.
Si quieres vender asesinatos a la gente... y te divierte, esta bien, pero no me interesa.
-... sakıncası yok.
- Dime algo.
Sözlerin bir sakıncası yok.
Las palabras no tienen nada de malo.
Lütfen. Bence sakıncası yok.
Por mi está bien.
Tamam, sıcak sosa dönmek istiyorsan, bence sakıncası yok.
Muy bien. Quieres volver al pote hirviente. Me parece muy bien.
Bir sakıncası yok, değil mi?
No te importa, ¿ verdad?
Bence sakıncası yok.
Supongo que sí.
- Onu beslememin sakıncası yok ya?
- ¿ Está bien si lo alimento?
Sana Terr dememin bir sakıncası yok değil mi?
¿ No te importa si te llamo Terr, ¿ verdad?
Yani, sakıncası yok, değil mi? Hayır.
No te importa, ¿ verdad?
Hepsi bu mu? Birlikte çalışmamızın bir sakıncası yok mu?
¿ No le causa problemas que trabajemos juntos?
Sakıncası yok. Şu an gayet iyiyim.
Ahora no tengo problema.
Kesinlikle sakıncası yok Baba.
- No hay ningún problema.
- Bence sakıncası yok.
- No tengo ninguna objeción.
Sakıncası yok, kalabilirsin.
Quédate por favor.
Sana Teddy dememin bir sakıncası yok ya?
¿ No te importa que te llame Teddy, verdad?
Sakıncası yok değil mi?
¿ No te importa?
Bence, burada eğlencesiz bir şekilde savrulup sefil ve keyifsiz bir şekilde ölmemizin bir sakıncası yok.
En lo que a mí se refiere, podemos seguir flotando sin comedia. para morir una muerte miserable y sin humor.
- Bence hiç sakıncası yok.
- No veo por qué no.
Sakıncası yok sadece şu an buna paramız yok.
No es que sea malo... ... pero no hay presupuesto. Bien hecho.
Umarım söz etmenin herhangi bir sakıncası yoktur? Evet, evet ama anlatacak pek fazla bir şey yok.
No hay mucho de que hablar.
Sakıncası yok mu?
- ¿ No te importa?
Hayır, hiç sakıncası yok.
No, no me importa. Espera.
O benim. Sakıncası yok değil mi?
Es mía, si no te importa.
Başka kimse var mıydı diye sormamın bir sakıncası yok, değil mi?
Debo preguntarte si había alguien más anoche.
- Bence bunun sakıncası yok.
- Probablemente lo haga.
- Burada dönmemin sakıncası yok değil mi? - Tabii, yok.
¿ Puedo hacer volteretas?
Arıların yok edilişini izlemek için geri dönmemin sakıncası var mı?
¿ No le molesta que vuelva más tarde, para ver cómo destruyen el nido de avispas?
Bence sakıncası yok.
- No me importa.
Sakıncası yok.
Eso no importa.
- Duş almamın bir sakıncası var mı? - Yok tabi.
- ¿ Um, te importa si tomo una ducha?
Bence sakıncası yok.
Por mí, no hay problema.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]