Yemek yok translate Spanish
1,269 parallel translation
Yemek yok. Kablolu yayın da giderse kendimi öldüreceğim.
Si me quedo sin cable, Me voy a tener que suicidar.
- Toplantıdan önce yemek yok.
Prohibido comer antes de la reunión.
Yemek yok.
Hoy no hay comida.
Seni affediyorum ama... Bu gecelik sana yemek yok!
Te perdono pero... no cocinaré para tí si lo vuelves a hacer, ¡ vete!
Size yemek yok.
Nada de bocadillos.
Quahog'da yemek yok, sana başka bir yerde olacağını düşündüren ne?
Si no hay comida en Quahog ¿ qué te hace pensar que habrá comida en otros lugares?
Sıvı yok, yemek yok.
No liquidos. No comida.
Ben davet edilmedim. Çünkü yemek yok, Grace.
No lo estoy porque no existe.
Çalım yemek yok, koşun!
Lumber, observa en el balón. Preparen a tus compañeros para las barridas.
- El losyonu gerektirecek gerektirecek hiçbir yemek yok.
- Ningún plato los requiere.
Sıcak yemek yok. Temiz hava yok.
Ni comida caliente, ni aire limpio.
- Bayım. Evde hiç yemek yok.
- Señor-sin-comida-en-la-casa.
Su yok, yemek yok. Hiçbir şey
Sin comida, sin agua.
Yemek daveti yok, çiçekler yok, ilişkimizin tabiatını değiştirmeye çalışmak yok.
No intentaré cambiar el carácter de nuestra relación.
Yemek yemek için ölümden dönmek gibisi yok.
Nada despierta más el apetito que regresar de los muertos.
- Homer, yemek masasında silah yok demiştim sabah sana.
Homero, ya te dije esta mañana que nada de armas en la mesa de la cena.
İlk olarak, kasemi yemek odasına taşımak istiyorum. İkincisi, artık köpek maması yok.
Primero, quiero poner mi plato sobre la mesa.
Et yemek, alkol ve seks yok.
comer carne... -... alcohol, sexo.
Yemek artığı da yok.
Además, no hay desperdicios, no hay restos de comida.
Yani sakın - - Evet, cips ve kurabiye yemek yok.
Papas fritas y galletas.
Tamam ama hafif bir yemek! Salı sabahı hasta olmaya hiç niyetim yok.
Pero que sea liviano, temo enfermarme mañana.
- Uyku, yemek, içmek yok.
- No voy a dormir, ni comer, ni beber. Nada.
Artık rıhtımda istiridye yemek için cebimi boşaltmak yok.
Se acabaron los cubos de ostras en el muelle.
Ama kendi şartlarında hamburger yemek için New York'a kadar gelmene gerek yok.
Es maravilloso. Pero no tienes que mudarte a Nueva York para comer una hamburguesa sola.
Yemek için önümde uzanmış bir balıktan daha çok sevdiğim bir şey yok.
No hay mayor amor que cuando los peces ofrecen su vida para mi almuerzo.
Son bir yemek, ya da kimseyle vedalaşmak yok mu. Sadece "Görüşürüz, hayatını yaşa" mı?
¿ Entonces no irás a la cafetería por última vez ni te despedirás de nadie, solamente un hasta luego y que te vaya bien?
Yemek planını iptal etmek için bir neden yok.
- No es razón para cancelar nuestros planes para cenar.
Ama annen elinde yemek ve çocukların yeniden yıkanmış.. .. giysileri ile hergün evime geliyor.. .. baban birşeyleri kırana kadar tamir ediyor.. ve bunlarda rahatsızlık verici bir şey yok, öyle mi?
Pero ella viene a mi casa todos los días con comida y relavando la ropa de los chicos y tu padre arreglando lo que cree que está roto, ¿ eso no es invasivo?
Benim için yemek karnen yok ki.
Ud. no tiene cupones de racionamiento para mí.
Yemek yapmak istiyorsun ama robot olduğun için hiç tat alma duyun yok.
Quieres cocinar, pero un robot no tiene sentido del gusto.
Çünkü bizim yemek yapacak büyük annemiz yok.
Porque la comida hecha por la abuela no se consigue allí
Bana yemek var ama söz yok, hiç.
Me daban comida pero no decir palabras a mi, nunca.
Yemek odan yok mu?
¿ No tienen comedor?
Yemek odamız yok.
No tenemos comedor.
Verecek on dolarım yok çünkü yemek ve barınak için Casper'da ödeme yapacağım.
Los necesito para comida y cama en Casper.
Onların barış içinde yemek yeme zamanları yok
juguemos y juguemos con ellos.
Yemek boyunca sızlanmanı dinlemeye niyetim yok.
No quiero escuchar tus quejas toda la cena.
Kimsenin bana yemek getirmesine ihtiyacım yok.
Yo no necesito que me traigan la comida.
- Bak, biraz okula borcum var. Yemek alacak param yok ve Julie'den borç alamam.
Le debo dinero a la escuela, no tengo dinero para comer y no le pediré a Julie.
Vampir gibi giyindiğinde babamdan azar yemek gibisi yok değil mi?
Nada como que te grite papá vestido de vampiro, ¿ verdad?
Bu gece masal yok, Naomi. Bugün 200 kişiye yemek pişirmem gerekiyor.
Hoy no habrá cuento, Naomi, tuve que cocinar para 200 personas hoy.
Steven bilerek ve kasten Chritine DelBueno'nın dört yemek grubu diyogramasını yok etti.
Steven voluntaria y maliciosamente destruyó la caja de zapatos de Christine DelBueno con el diorama los cuatro grupos alimenticios.
Orada "Josie and the Pussycats" yemek kutusu yok ya?
No me digas que me conseguiste la lonchera de Josie and the Pussycats.
Kızın yemek pişirmiyor, size yok.
Si tu chica no cocina, no corres.
Yemek yeriz, havadan sudan konuşuruz arada garip suskunluklar olur. İstersen şarap içeriz. Ama kesinlikle çıkmak yok.
Entonces comeremos, charlaremos un rato, tendremos algunos silencios incómodos... el vino es opcional, pero definitivamente nada romántico.
Evde bir şey yok ama Ada'da muhakkak bir şeyler vardır. Bir şey yemek ister misin?
un pastelito quizá.
- Gerçekten, sorun yok. Yemek yediniz mi?
- No es molestia. ¿ Ha comido?
- Yemek için vaktin yok sanırım.
¿ Seguro que no tienes tiempo para comer? No.
Bu yemek zaten tuzlu, yani eklemeye gerek yok.
La comida ya está salada, así que no es necesario agregarle.
Sana yemek falan yok. Hanımım, lütfen.
¡ Oh esposo mío, por favor llévame!
Biz bir yere gidip yemek yiyeceğiz, beni götürmene gerek yok.
Vamos a ir a comer por aquí cerca, así no necesitaré que me lleven.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65