Zaman yok translate Spanish
14,264 parallel translation
Zaman yok.
No hay tiempo.
Sorular için zaman yok, sadece eylem.
No hay tiempo para preguntas, solo acción.
Dinle Bob, bunun için zaman yok.
Escúchame, Bob, no hay tiempo para esto.
Biz onları destek ve ana özellik arasında sandviç, Dolayısıyla halkın haberdar edilmesi için kaçması için zaman yok.
Los ponemos entre el filme más viejo y el nuevo en programas dobles para que el público a ser informado no pueda escapar.
- Olmaz. Zaman yok.
No, no hay tiempo.
Tartışacak zaman yok!
¡ No hay tiempo para discutir!
Son oturumlarında, uzaylı " Zaman yok.
En su sesión final, ellos dijeron : " No hay tiempo.
Hiç zaman yok!
¡ No hay tiempo!
Her şeyi hazırlamak için fazla zaman yok.
No tenemos mucho tiempo para hacerlo.
Korktuğumuz şey oluyorsa, yazmaya zaman yok.
Si esto está sucediendo, no queda tiempo.
Bunu polise götürecek zamanın yok.
No hay tiempo para ir a la policía.
Hadi, çok zamanımız yok.
Vamos. No tenemos todo el día.
Fazla zamanımız yok.
Ya están formando células de tormenta.
Zamanımız yok.
Deprisa, Mk'Rah.
Bunun için zamanım yok.
No tenemos tiempo para esto.
Fazla zamanımız yok.
No hay más tiempo.
Çok zamanımız yok.
No tenemos mucho tiempo.
- Bunun için hiç zamanımız yok.
Pues, nadie tiene tiempo para eso.
Ne zaman istersen bırakabilirsin hayatım. Sormana bile gerek yok.
Cuando quieras cariño, tu sabes eso.
Barron'ı öldürürsek yok olacak ve zaman değişecek.
Si matamos a Barron él ya no estará, pero el tiempo seguirá su curso.
Herkesin çok zamanı yok, özellikle de benim "ama"
No todos tienen mucho tiempo, especialmente yo.
Bu yüzden bana hayatımın pek iyi gitmediğini söylemene ihtiyacım yok ama bu gece vaktim var mı, ajandama bir bakarım ve zamanım olduğundan emin olurum.
No necesito que me digas que mi vida no es genial... pero si tengo tiempo esta noche, revisaré mi agenda... y veré si tengo tiempo o no.
- Sorun yok. - Yap o zaman.
Hazlo entonces.
Savaş her zaman olacak kendi türümüzü yok edene kadar.
" Siempre habrá guerra hasta que eliminemos nuestra propia especie.
- Zamanımız yok.
No tenemos tiempo.
Fazla zamanımız yok.
No tenemos mucho tiempo.
Fazla zamanımız yok Dr. Burns.
Ya no tenemos mucho tiempo, doctora Burns.
Tüm bu önlemler için özür dilerim ama lütfen sakin olmaya çalış, fazla zamanımız yok.
Me disculpo por todas estas precauciones, pero por favor quédese tranquila. No tenemos mucho tiempo.
Harika, bana ihtiyacın yok o zaman.
Pues bien, grande, no me necesitas.
Buna zamanımız yok.
No tenemos tiempo para esto.
- Zamanım yok. Şimdi öğrenmem gerekiyor.
- Necesito aprenderlo ahora.
Bunca zaman ve yolda başka araba yok, sadece... çok tuhaf.
Todo este tiempo y no había otros autos en la carretera, es sólo... Es demasiado extraño.
Öyleyse, Samantha... o zaman çocuk yok mu?
Así que, Samantha... ¿ No hay niños, entonces?
Bence o kadar zamanımız yok.
No creo que tengamos tanto tiempo.
Hem vergi yok hem de istediğim zaman kumar oynuyorum.
Está bien, es una inversión empresarial. Lo entiendo. Lo respeto.
Öneriniz iyi, ama yeterince zamanımız yok.
Eso está bien, pero no tenemos tiempo suficiente.
O kadar zamanımız yok.
Pues, no tenemos tanto tiempo.
Tanıştığımız o kadar zamanımız yok gibiydi.
No tuvimos mucho tiempo para conocernos.
Şu an oyun için gerçekten hiç zamanımız yok diye düşünüyorum, öyle değil mi?
No creo que tengamos tiempo para... juegos ahora mismo, ¿ no?
O zaman sorun yok.
Entonces, sí.
Hadi dostum, buna zamanımız yok.
Vamos, no hay tiempo para esto.
Üzgünüm arkadaşlar ama ne yazık ki bu saçmalıklarla uğraşacak zamanımız yok.
Lo siento, amigos. Por desgracia, no tenemos tiempo para tonterías.
Güzel, çünkü zamanımız yok.
Bien, porque no tenemos tiempo.
Daha fazla zamanımız yok!
¡ No tenemos más tiempo!
Bizim kahvaltıda çikolatalı gözleme yiyecek zamanımız yok.
Dios, ¡ no tenemos tiempo para panqueques con trozos de chocolate! ¡ Ellie!
Soyunma odasına zamanımız yok.
No hay tiempo para el vestidor.
Üç, kral geliyor, ama zamanını bilen yok.
Y tres... El Rey vendrá, simplemente no se sabe cuándo.
- O zaman sorun yok.
- Entonces eres bueno.
Gazeteleri okuduğunuzda sevginin dünyadan nasıl yok olduğunu ve yeni bir zamanın başladığını göreceksiniz.
Si lees los periódicos, podrás ver... como desaparece el amor del mundo... y ver un tiempo nuevo y un comienzo interesante.
bir bilim adamı bir teori geliştirdiği zaman... onu dünyaya açarlar, ve insanlar onunla ne istiyosa yaparlar seni koruyamam koruyucuya ihtiyacım yok dosta ihtiyacım var
Cuando un científico avanza en una teoría... se lo dice al mundo, la gente hace con ella lo que quiera. No puedo protegerte. No necesito un protector.
- Zamanımız yok.
- No tenemos tiempo.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yok bişey 18
yoksa ne olur 26
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yok bişey 18
yoksa ne olur 26
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65