Çok kısa translate Spanish
3,706 parallel translation
Çok kısa olacak, vaktinizi...
Muy rápido, si usted podría...
Yani her neydiyse, çok kısa sürede çok sıcağa ulaşmış.
Así que lo que sea que haya sido, se calentó realmente mucho y rápido.
"Onu benim için öp, onu hayatımdan çok sevdiğimi ve..." "... çok kısa zamanda görüşeceğimizi söyle ona. "
Dale un beso de mi parte, dile que la quiero más que a mi vida y que la veré pronto.
Babası çok kısa olan bir adamı kaybettin ve bu senin başarın.
Perdiste con un tipo cuyo padre era tan bajito, que podría haber posado para trofeos.
Kız çok kısa bir süre komadan çıktı.
Ella estuvo consciente durante unos pocos segundos.
Öğrendiğim bir şey varsa, hayat çok kısa.
Una cosa que he aprendido es que la vida es corta.
Yer berbat ve eteğim de çok kısa.
El suelo está asqueroso y mi falda es demasiado corta.
- Ah! - Yani herkesin, farklılığını göstermek için çok kısa bir süresi olacak, Asıl yarış da burada.
Así que va a ser muy, muy difícil mostrar vuestro estilo individual en tan corto tiempo pero ese es el desafío.
Aferdersin ama seni çok kısa süredir tanıyor.
Perdóname, pero él apenas te conoce.
Aramızda kalsın, bir şeyi çok geç öğrendim dikkatli davranmak için hayat çok kısa.
Entre tú y yo, si algo he aprendido recientemente, es que la vida es demasiado corta como para ir a lo seguro.
Çok kısa, eğer vaktiniz varsa?
Sólo una palabra, ¿ si puedes darme un momento?
Çok kısa olmuş.
Um, es muy corto.
Çok kısa, değil mi?
Es demasiado corto, ¿ no?
Aslına bakarsan saçın gerçekten çok kısa olmuş.
En realidad, su pelo es particularmente corto.
Bir elektromanyetik sinyal ışık hızında uzaya doğru uçar, ve çok kısa bir süreliğine antenlerimizden geçer.
Una señal electromagnética va a través del espacio a la velocidad de la luz, y solo pasa por nuestras antenas durante un fugaz momento.
Çok kısa sürecek.
No tomará mucho.
Cevap çok kısa bir mesafede yatıyor.
La respuesta se encuentra a poca distancia, a pie.
Biliyorsun laboratuvar bu günlerde oldukça yavaş. Bu balistik raporlarını çok kısa zamanda size getirebileceğimden emin değilim.
Ya sabes, con lo jodidamente lento que ha ido el laboratorio últimamente, no estoy seguro de conseguir esos informes de balística tan rápido como esperaba.
Şimdi eğer 1950'ler boyunca hatta 1960 lar başına kadar sürmüş olan dinamik alanında ki araştırmalara, fizik alanındaki araştırmalara bakacak olursanız çok kısa bir zaman içerisinde bizi Dünya ile Ay DÜnya ile Mars arasında götürüp getirebilecek, Uçan daire gibi araçlar yapmamızı sağlayacak
Si observamos la investigación que se está haciendo en el campo de la dinámica y en la muy, muy, exótica física de los años 1950 e incluso a comienzos de 1960, está bastante claro que estábamos en un camino muy interesante hacia sistemas de propulsión muy, muy poderosos que en esencia permitirían crear platillos voladores que podrían viajar más fácilmente y en un tiempo más corto entre la Tierra y la Luna y entre la Tierra y Marte, por lo que esto tiene mucho sentido, en que tenemos
Yani, çok kısa bir sürede, çok büyük miktarda enerji ve çok yıkıcı etkileri.
Así que, un tiempo muy corto, una gran cantidad de energía, y efectos muy devastadores.
Çünkü, çok kısa zamandır birlikteydik.
Porque era demasiado pronto.
Dixon, hayat çok kısa.
Dixon, la vida es demasiado corta.
Penny, birbirimizi çok kısa bir süredir tanıyoruz, ve biliyorum ki bu çılgınca.
Penny, sé que solo nos conocemos desde hace un ratito, y sé que esto es una locura.
Açık arttırma da yarın, yani rakiplerimi teker teker öldürüyorsam çok kısa bir zamanda daha bir sürü kişiyi öldürmem gerekecek.
Y la subasta es mañana, así que... si estuviera eliminando la competencia, tengo muchas muertes que hacer en un período de tiempo muy corto.
Açık arttırma da yarın, yani rakiplerimi teker teker öldürüyorsam çok kısa bir zamanda daha bir sürü kişiyi öldürmem gerekecek.
Y la subasta es mañana, así que... si estuviera eliminado la competición... tengo mucho crímenes que cometer en un corto periodo de tiempo.
Çok kısa bir zaman aralığı var.
Es una ventana de tiempo muy corta.
Ama risk çok fazla ve zaman çizelgemiz çok kısa.
Pero el riesgo es demasiado alto y el tiempo demasiado corto.
Çok kısa telefon olamaz.
Muy corto para ser un número de teléfono.
Hayat çok kısa.
- Tía, la vida es corta.
Çok kısa bir süre önce burada bir kadın oturmuş.
Una mujer se sentó aquí hace muy poco.
Howard, aramızda en son senin evleneceğini düşünüyordum çünkü boyun çok kısa ve hiç hoş biri değilsin.
Howard... siempre pensé que serías el último de nosotros en casarte, porque eres muy bajito y poco apuesto. ¿ Tengo razón? Veamos.
- Hayır, iki yıl çok kısa.
- No, dos años es demasiado corto.
Sarışın değil ve boyu çok kısa.
Mírala, no es rubia y es muy baja.
Anahtarın getireceği ebedi bilgiyle kıyaslanınca üç ay çok kısa bir zaman.
Sin embargo, es sólo un momento comparado con el conocimiento que esta llave nos dará.
Evet, çok kısa ama.
Sí, brevemente.
Çok kısa bir sürede litrelerce Ponzi'nin mucizevi iksiri elinizde olacak.
En un corto tiempo tendrás galones del milagroso elixir de Ponzi.
O çok iyi, ufak tefek, ve kısa. Ufak tefek ya da değil...
Es un debilucho y es pequeño.
Çok kısa bir süreliğine acıtacak.
Solo le molestará momentáneamente.
Çimleri çok iyi keseceksin, kısa boylu çim...
Pasa el cortacésped bien bajito...
Gitmek için çok uzun yolumuz... ve kaçmak için kısa bir süremiz var.
Nosotros hemos obligado bastante ir Y poco tiempo a lograr llegar
'Gerçi yazışmamız kısa sürebilir. 'Adımı aklamaya çalıştığım için bir ölçüde...'... ama daha da çok sen ölüm hücresinde olduğun için.'
Aunque nuestra correspondencia bien podría ser corta, en parte porque pretendo limpiar mi nombre pero principalmente porque estás sentenciado a muerte.
Cody'ye o kadar çok içme demiştim ama trafiği de göz önüne alırsak üç saate geliriz. Kısa bir mola verdik.
Acabamos de hacer una parada técnica.
Kısa süre içinde, menfaatinizden vazgeçmeye istekli olmanızdan Bay Barnes çok memnun.
El Sr. Barnes está muy contento está dispuesto a vender su interés con tan poca antelación.
Ve de bu çok kısa bir liste.
Y es corta.
Eve giderken Arby'nin Yeri'nde kısa süre durmamız çok uygunsuz mu olur?
Um, sería mucho pedir hacer una parada rápida en Arby's
Hiç geri gelecek gibi değildi ve..... bunu düşünmek çok kötü birşey. # Ulaştın gizlere kısa zamanda
Y nunca hubo ninguna posibilidad se volvió en sí mismo, su pensamiento era realmente aterrador. Estos fragmentos de sonido son las últimas grabaciones realizadas por Syd Barrett.
Kısa sürede çok yakınlaştılar.
Congeniaron muy rápidamente.
Çok üzücü. Hayat kısa.
Una vida interrumpida.
Bunu kısa sürede gerçekleştirdiğiniz için çok teşekkür ederim.
Muchas gracias por hacer esto tan pronto.
Şu anda çok meşgulüz ama telefon numaranızı bırakırsanız en kısa zamanda sizi ararız.
Dejen su número y los llamamos. La familia quiere un ataúd abierto...
Çok mu kısa?
¿ Es muy corto?
kısa 87
kısacası 154
kısa boylu 32
kısa kes 39
kısa bir süre 21
kısa bir süre sonra 28
kısa bir süre için 27
kısa bir süre önce 26
kısa sürede 17
kısaca 78
kısacası 154
kısa boylu 32
kısa kes 39
kısa bir süre 21
kısa bir süre sonra 28
kısa bir süre için 27
kısa bir süre önce 26
kısa sürede 17
kısaca 78
kısa bir süreliğine 17
kısa keseceğim 34
kısa mı 17
çok kötüyüm 33
çok komiksin 151
çok komik 891
çok kibarsın 55
çok kötüsün 99
çok kötü 847
çok kötü bir şey 17
kısa keseceğim 34
kısa mı 17
çok kötüyüm 33
çok komiksin 151
çok komik 891
çok kibarsın 55
çok kötüsün 99
çok kötü 847
çok kötü bir şey 17
çok korkuyorum 271
çok kibar 31
çok küçük 77
çok karışık 33
çok kibarsınız 94
çok karanlık 65
çok kötü kokuyor 16
çok kötü hissediyorum 33
çok korktum 176
çok kötü görünüyor 21
çok kibar 31
çok küçük 77
çok karışık 33
çok kibarsınız 94
çok karanlık 65
çok kötü kokuyor 16
çok kötü hissediyorum 33
çok korktum 176
çok kötü görünüyor 21