English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Ü ] / Üzgünüm evlat

Üzgünüm evlat translate Spanish

99 parallel translation
Çok üzgünüm evlat.
Lo siento, nena.
Çok üzgünüm evlat.
Lo siento, hijo.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm evlat ama küçük hanım galoşlarını unutmuş.
Siento molestarte, Buddy, pero la señorita se ha dejado los chanclos.
Bak dinle sana patladığım için üzgünüm evlat.
Sí. Escucha, lamento haber explotado así.
- üzgünüm evlat, herkes için yeterli miktarda kazanmalıyım - ama her şeyini kaybedeceksin!
- Tengo que obtener suficiente para todos. - ¡ Pero podrías perderlo todo!
bir alet kemeri, bir ışın kılıcı... üzgünüm evlat
Tenemos un cinturon, tricorders, un sable laser...
Hayır, üzgünüm evlat, sana yardım edemem...
No, lo siento hijo, no puedo ayudarte...
Seni babana ulaştıramadığım için üzgünüm evlat.
Perdón por no poder reunirte con tu papá.
O kadar acıdığı için üzgünüm evlat.
Lamento que te haya dolido tanto a ti, hijo.
Seni çalışma kampına yolladığımız için üzgünüm evlat.
Lamento haberte enviado al campamento.
Bunun için üzgünüm evlat
Lamento eso, hijo.
Seni mirasını kanıtlaman için zorladığıma üzgünüm evlat.
Lamento haberte presionado para estar a la altura de tu legado.
Bu iş yürümediği için üzgünüm evlat.
Siento que no haya funcionado, hijo.
Kaybın için üzgünüm evlat.
Mi sentido pésame, hijo.
Beklettiğim için üzgünüm evlat.
No hagas eso. Perdona por haberte tenido esperando tanto ahí fuera.
Çok üzgünüm evlat.
Lo siento tanto, hijo.
Ben... Beni o şekilde görmek zorunda kaldığın için üzgünüm evlat.
Yo lamento que hayas tenido que verme así, hijo.
Baban için üzgünüm, evlat, en azından onu buldun.
Siento lo de tu padre, al menos has dado con él.
Dinle, evlat, gerçekten üzgünüm.
Escucha, hijo, en verdad lo lamento.
Kötü bir evlat olduğum için üzgünüm Baba.
Padre, perdón por ser un hijo malo.
- sana maymun dediğim için üzgünüm - bu konuyu düşünme başkan prens, başkan prenses, başkan pres... hey, sorun nedir evlat?
- Lamento haberte llamado mandril. - No te preocupes. Presidente Prince, Presidente Princesa, Presidente Pipi....
Teşekkürler. Rahatsızlık için üzgünüm, evlat.
Disculpen la molestia.
Köpeğin için üzgünüm, evlat.
lamento lo de tu perro, hijo.
- Ben de üzgünüm, evlat.
Yo también lo siento.
Senin için üzgünüm, evlat.
Lo siento por ti, chaval.
Bu şekilde düşünürseniz, ben kötü bir evlat oldum ama ben çok gerçekten çok üzgünüm.
Así que supongo que visto así no he sido un buen hijo, pero lo siento mucho, mucho, mucho.
Ben de üzgünüm, evlat.
Yo también lo siento, hijo.
Ah, evlat üzgünüm. Şu anda sana pek anlaşılır gelmiyorum. Ama yapamam.
Ay, hijo, perdóname que no soy clara contigo ahora, pero ahora no puedo, ahora liberé mi intuición,
Evlat, riyakarlık etmek istemem, ama üzgünüm.
Hijo, no pienses que soy insincera, pero lo siento.
- Evlat, üzgünüm. Starsky mi?
¿ Es Starsky?
Bu şekilde olduğu için üzgünüm, evlat. Fakat kendini fazla zorlama.
Siento que haya pasado, hijo, pero no seas tan duro contigo mismo.
Dinle, evlat, senden şüphe ettiğim için üzgünüm.
Escucha, hijo siento haber dudado de ti.
Sünger Bob, evlat. Senden kuşku ettiğim için üzgünüm.
Bob Esponja mi muchacho, siento mucho haber por haber dudado de tí.
Ben üzgünüm, evlat.
Lo siento, hijo.
Bunları duyduğun için üzgünüm, evlat.
Siento que tuvieras que oír eso, hijo.
Bak, evlat, üzgünüm.
Mira, amigo, lo siento.
Gerçekten üzgünüm, evlat.
Lo siento mucho, hijo.
Bunun için üzgünüm, evlat.
Perdón por eso, hijo.
Hey, üzgünüm, evlat.
Hey, lo siento, chico.
üzgünüm.evlat ama doğru
Lo siento, hijo. Es verdad.
Ve bunun için çok üzgünüm, evlat çünkü gerçekten anlayacağını umuyorum.
Y siento mucho esto, muchacho, porque espero que realmente lo entiendas.
Çok üzgünüm, evlat.
Lo siento, chico.
Bir evlat olarak görevlerin konusunda hak talep etmem, - fakat yüreğin nankörlüğünü aklayabiliyorsa... - Sizi kızdırdığım için çok üzgünüm efendim.
Tú no me debes la sumisión de una hija, pero si tu corazón puede absolverte de tu ingratitud...
üzgünüm, evlat.
Lo siento.
Kardeşini iblis evlat olarak gördüğün için üzgünüm ama, ama benim 1300 dolar 27 sente ihtiyacım var.
Lamento que creas que tu hermano es la semilla del demonio, Case, pero necesito $ 1.300 con 27 centavos.
Evlat, dinle üzgünüm.
Escucha, hijo, lo siento.
Yanında olamadığım için üzgünüm, evlat.
Siento que no estuve allí para ti, muchacho.
- Evet, ben de üzgünüm Robert ama şu orkestraya geri dönmek gerek evlat.
Yo también lo siento, Robert. Regresa con tu orquesta.
Çok üzgünüm, evlat.
Lo siento, chiquito.
Seni patakladığım için üzgünüm, evlat.
Lamento haberte dejado sin aire, hijo.
Olayı daha yakışıksız hale getirdiğim için üzgünüm, evlat ; ama arkadaşlarının hiçbirisi, bu partiye davetli değil.
Lamento hacer esto incómodo, muchacho, en frente de, tú sabes, pero ninguno de tus amigos está invitado a esta fiesta.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]