English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ A ] / Aynı benim gibi

Aynı benim gibi translate French

619 parallel translation
Sen de aynı benim gibi Kızılderililerden nefret ediyorsun.
T'es trop amical avec les Indiens à mon goût.
Aynı benim gibi görünen başka bir kadın daha oluşu sinirimi bozdu. Gösterişimi huzursuz etti.
Apprendre qu'une femme me ressemble à ce point m'a intriguée à l'extrême.
Yalan söylüyor, aynı benim gibi.
II ment comme moi.
Fakat buradaki, ülkesi hakkında aynı benim gibi hisseden dört Fransızın fırsat bulsa savaşacağına emin olsam kendimi size inanmaya ikna edebilsem, belki...
Si j'étais sûr d'avoir trouvé de vrais Français qui partagent mes sentiments et qui, s'ils le pouvaient, combattraient pour la France, si je vous faisais confiance, je pourrais...
Çeteden birinin onunla karşılaştığını düşün, aynı benim gibi. Paranın peşindeydiler. Hikayesini anlatmak için bir fırsatı olabilirdi, bu da her şeyin sonu olurdu.
Si comme moi quelqu'un du gang était tombé sur lui, il leur aurait raconté sa version et ils auraient appris la vérité.
Aynı benim gibi.
Comme moi.
Eminim aynı benim gibi değerlerini bilmeyen insanların onlara dokunmalarına üzülüyorlardır.
En les touchant. De les ternir.
O denizciler de, arkadaş olmaya çalıştığınız bu canavar tarafından katledilen denizcilerdi, aynı benim gibi.
De simples marins, tout comme moi, massacrés par ce monstre avec lequel vous essayez d'être ami.
O da aynı benim gibi düşünüyor.
Elle partage mon avis.
Aynı benim gibi.
Il m'est arrivé la même chose.
Aynen öyle! Sana aynı benim gibi gözü pek müşteriler getiriyorum.
Et je t'amène une cliente qui n'en a pas non plus.
Aynı benim gibi, yakalanacağım diye ödün patlıyor.
Que ce soit le dernier boulot.
Aynı benim gibi, o da bu iş için hayatını verebilir.
Comme moi, il donnerait sa vie pour la señora.
Margaret da aynı benim gibi olsun.
Et Margaret de même.
Sana ne söylenirse onu yap. Aynı benim gibi.
Vous m'obéirez, comme je leur obéis.
Çünkü kendisi madenciydi. İçimizden biri, tıpkı diğerleri gibi. Aynı benim gibi.
Parce que c'était un mineur, un homme du peuple, comme moi.
Aynı benim gibi hissediyorsunuz. Berbat!
Vous ne devez pas aller très fort non plus.
Filmin kahramanı aynı benim gibi bir adam.
Le rôle principal est fait pour moi.
Bu kuşlar gitmeye can atıyor, aynı benim gibi.
Il leur tarde de partir. Et moi aussi.
Ama seçeneğin yok, aynı benim gibi!
Tu ne vaux pas mieux, tu sais!
Onu sever aynı benim gibi.
Il adore les soles. Moi aussi.
Beyler, biliyorsunuz, siz de, aynı benim gibi zafer peşindesiniz, ama hiç uğraşmadan kazanmak istiyorsunuz.
Vous savez messieurs... Vous espérez la victoire, tout comme moi. Mais obtenue sans effort, par l'intervention divine.
Aynı benim bu 15 kiloluk balığı aldığım gibi.
Comme moi pour tirer ce poisson de 35 livres.
Aynı şeyleri sana da yapacaklar. Benim gibi peşlerinden sürüklenip sana karşı kötü davranmamalarını moralini bozacak bir şey söylememelerini dileyeceksin.
Ils te feront la meme chose... et tu traineras apres eux comme moi... en esperant qu'ils soient plus gentils un jour... et ne disent rien pour te blesser.
Bunlar benim yağmacılarım, aynı Moseby " ninkiler gibi.
Ce sont mes hommes, comme pour Moseby.
Benim gibi bir kızla, aynı senin gibi.
Avec une femme comme moi!
Bu çocuklar da aynı senin, benim gibi kamu görevlisi ve hiçbir yere gitmiyorlar.
Ces gars font leur maximum au service des gens.
Seni benim öldürdüğümü söyleyecekler. Aynı karımı öldürdüğümü söyledikleri gibi.
Ils m'accuseront de t'avoir tué comme ma femme.
Tüm ödemeleri sana yapacaklar, ama aynı benim çizdiğim gibi inşa edileceğine dair, garanti vereceksin.
Tu garderas l'argent, mais tu me garantiras que mes plans seront suivis à la lettre.
Cortlandt'ın aynı benim çizdiğim gibi yapılacağına dair sözleşme yapıp imzalamıştık, ben çizimi bu şartla yapmıştım.
Le contrat stipulait que Cortlandt serait construit selon mes plans, c'était ma seule condition.
Benim için tekrar yapacaksın. Aynı plânladığın gibi.
Vous le reconstruirez comme vous l'aviez prévu.
Ama o da aynı benim gibi, denizin zor bir yer olduğunu ve görevini yapmanın bir adama en büyük memnuniyeti verdiğini öğrenecek.
Et que la plus grande satisfaction est d'accomplir son devoir.
Aynı benim de sana olduğu gibi. Evet George.
Oui, Georges.
Her yeri görüp benim gibi 25 yıl burada yaşadıktan sonra sen de Teksas hakkında benimle aynı şeyleri hissedeceksin.
Quand vous aurez tout vu et vécu là-dedans, comme moi... dans 25 ans, vous ressentirez ce que j'éprouve pour le Texas.
Aynı benim eşim gibi. Yani gençliğindeki gibi.
Quand on était jeunes... mon mari trouvait souvent des prétextes pour rentrer tard.
Mösyö gibi bir Baron ve benim gibi bir mülteci aynı çatı altında barınamaz.
Je n'ai jamais pu le retrouver.
- Öyle, aynı benim taşaklar gibi!
Unis comme mes couilles!
Becket benim düşmanım... Bu beşeri dünyada... bir hain ama... aynı annesinin ona öğrettiği gibi çırılçıplak, yalın bir adam. Senin gibi yüzlercesi eder madam, tacın ve mücehverlerin gibi yüzlercesi!
Becket est mon ennemi mais en tant qu'homme tout traître qu'il est et aussi nu que sa mère l'a fait, il vous vaut cent fois, madame, avec votre couronne et vos joyaux et votre auguste oncle, l'Empereur, par dessus le marché.
Benim sadık tazılarım, sizin yanınız sıcak, aynı ahırdaki hayvanlar gibi.
Mes chiens fidèles. un peu de chaleur auprès de vous, comme les bêtes à l'étable.
Düşündüğün zaman hayatın çok basit olduğunu biliyorum. Aynı benim güzelliğim ve çirkinlik gibi.
Je sais que c'est trop simple de considérer la vie comme belle ou triste,
Tabii ki maviydi. Aynı benim gözlerim gibi.
Mais arrête... elle était bleue, de la couleur de mes yeux.
Aynı benim gençliğimdeki gibi.
Lorsque j'étais jeune, je lui ressemblais.
Montague de söz vermiş. benim gibi. Cezalarımız aynı.
Montaigu est menacé du même châtiment que moi.
Arkadaşlarımı benim davetimi geri çevirmemeleri konusunda zorlayacağım ama aynı hırsla benim ruhumu cennete gönderenler gibi beni yok etmek için.
"Mes amis, ne vous salissez pas les mains, dévorez-moi avec l'ardeur que vous avez mis à me maudire."
Arkadaşım Muriel'la ben tohumlarımızı aynı gün dikiyoruz, nedense benim çiçeklerim sanki peşlerinde polis varmış gibi saksıdan fışkırıyor. Zavallı Muriel'ınkiler...
Avec mon amie Muriel, nous avons planté nos graines le même jour et mes fleurs sortent du pot comme si la police les pourchassait et la pauvre Muriel...
Benim gibi kimsesiz olacak. Aynı onun gibi.
Il sera le fils de personne, comme moi et lui.
Aynı benim gibi :
Tout comme moi.
Curro aynı zamanda benim oğlum gibi.
Curro est comme un fils pour moi.
Aynı senin gibi benim de hüzünlerim oldu, ve sevinçlerim.
J'ai eu mes peines, comme vous. Et mes joies.
Almanya'nın her yerinde benim gibi milyonlarca memur benim kadar korkuyor ve aynı şeyi yapmaya çalışıyor.
A travers toute l ´ Allemagne, des millions et des millions de petits fonctionnaires, tout aussi terrifiés, font la même chose.
"Olimpiyat Oyunları'nın steno çalışmamı aksatmasına üzüldüğün için kusura bakma." "Ama benim gibi başında kavak yelleri esiyor olsaydı ve Dünya şampiyonasında bir şansın olsaydı, sen de aynısını yapardın."
Papa et toi vous êtes déçus que je préfère les Olympiades à la sténo, mais si vous aviez une chance d'être champions du monde, vous seriez aussi idiots que moi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]