English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Babam için

Babam için translate French

4,771 parallel translation
Babam için her şeyi yaparım.
Je suis prête à tout pour mon papa.
Faith ve ben, babam için en mükemmel iş olduğunu düşünüyoruz.
Faith et moi avons le boulot parfait.
Oh, sadece son gün birkaç cümle söyleyeceğim işte. Sonra babam için bir para ödülü alacağım.
C'est juste quelques phrases, le dernier jour, et ensuite, je reçois une récompense pour mon père.
Efendim tüm saygımla ama bahsettiğiniz adam, babam için bir kardeş, benim için bir amca gibiydi. 30 yıldır ailemize sadık bir adamdır.
Monsieur, avec tout le respect qui vous est dû, mais l'homme d'on vous parlez était comme un frère pour mon père et un oncle à moi. Un homme fidéle à notre famille depuis plus de 3O ans.
babam için ilk şiirimi yazdığımda çok küçüktüm.
j'étais très petite quand j'ai écrit mon premier poème pour papa.
babam için.
pour mon père.
Babam için dua etmek istiyorum.
- Je veux prier pour papa.
Babam için çalışmıyorsun.
Vous travaillez pour mon père?
Bütün günü babam için endişelenmeden geçirmek için Gia ve Luke'u duvara yapıştıracağım.
Si je ne veux pas cogiter à propos de mon père, je dois épingler Gia et Luke.
Aküye takviye yapması için babamı çağırdık.
C'est mon père qui est venu nous dépanner.
Babamın ruhu için dua etmeliymişiz.
Nous devons prier pour papa.
Kardeşime gitmesi için izin versin diye babamı ikna ettim.
Je me suis battue avec mon père pour qu'il laisse mon frère partir.
Hatta belki de babamın zehri için.
Peut-être même de celle de mon père.
- Babamın intikamını almak için.
- Pourquoi? - Mon père...
Peki, babamın parasını geri almak için ne yapıyorsunuz?
Qu'avez-vous fait pour récupérer l'argent de mon père?
Düşününce çok ironik çünkü babamın bizim için hiç yapmayacağı şeyleri yapmayı denedim.
Il semble ironique de penser que, parce que j'ai tenté de faire des choses que mon père n'a jamais pu faire,
Babam oyunculuğu istediğim için deli olduğumu hiç o yere gelemeyeceğimi söylerdi.
Mon père trouve ça fou de vouloir être actrice. Il dit que ce sera jamais "ma place dans la vie".
İlkin, babam senin bir kaçık olduğunu düşünerek durmak istemedi ama onu, senin, tımarhaneye doğru gittiğin için ve ordan uzak olmadığın için deli olmadığına ikna ettim.
Au début, Pa ne voulait pas s'arrêter... il pensait que ça pouvait être un fou qui s'était échappé, mais je l'ai convaincu que ce n'était pas possible... puisque vous vous dirigiez vers la maison des fous et non loin d'elle.
Babam olmadığı için annem bize bakardı.
Ma mère s'est occupée de nous car mon père était absent.
- Babam bizim için almış!
- Papa l'a adopté!
Benim babam, geçimini sağlamak için kamyonculuk yapardı.
Mon vieux était chauffeur de camion.
Yine aynı şeyler olursa babamızla yüzleşirsin ama ödül almak için olmaz.
Si c'est le cas de nouveau, tu affronteras notre père les mains vides.
Ona sürekli kızıyordum. Babamı, beni ve Trey'i terk ettiği için.
Comme toujours, pour... avoir quitté papa, nous avoir quittés, Trey et moi.
Babamın belgelerini bulmak için okula gidiyorum ben.
Je vais à l'école. Je dois trouver le dossier de mon père.
Babam her zaman bir şeyden korkman onu yapman için en iyi sebeptir derdi.
Mon père disait que si quelque chose te faisait peur, - il fallait absolument le faire.
Nate eğer o bizim babamız olsaydı Sean da bizim için aynı şeyi yapardı.
Nate, si c'était notre père, Sean ferait la même chose pour nous.
Bizimkiler boşandıktan sonra, babam eve gelmeyince... onun Bay Kahverengi adında bir casus olduğunu... ve çocuklarının güvenliği için onları inkar ettiğini hayal ederdim.
Après le divorce, quand on ne voyait pas Papa, je faisais semblant d'être un espion appelé M. Brown, qui, pour le bien de ses enfants, devait faire comme s'ils n'existaient pas.
Kanserden ölmek üzere olan anneme bakabilmek için... memlekete dönmem gerekti, babam da...
J'ai dû rentrer chez moi pour qu'on puisse s'occuper de ma mère qui était malade d'un cancer, et mon père...
Babam muhtemelen beni vazgeçirmeye çalışacaktır... ve kazanacaktır da ama şu an için...
Mon père essaierait de m'en dissuader. Il finirait sûrement par gagner, mais pour l'instant...
Babam yeniden borca battiginda sence tahsil etmek için kimi göndermislerdir?
Quand mon père s'est endetté de nouveau, qui pensez-vous qu'ils ont envoyé pour régler les comptes?
Ama Tammy hiç hırsız olmadı. Ama Tammy hiç hırsız olmadı. O babamın fabrikasındaki kasaları test etmek için çalışırdı.
Il testait les coffres-forts dans l'usine de mon père.
O babamın fabrikasındaki kasaları test etmek için çalışırdı. Tammy hakkında 2 temel şey biliyorum. Tammy hakkında 2 temel şey biliyorum.
Deux choses essentielles à savoir à propos de Tammy.
Grover dan intikamımızı almamız için bu son şansımız. Babam masum olmasına rağmen 8 yıldır hapiste. Babam masum olmasına rağmen 8 yıldır hapiste.
En dépit d'être innocent, papa... est en prison depuis 8 longues années.
Bunu benim için değil babam için yap lütfen.
Fais-le pour papa s'il te plaît.
Babam ve bu iki adam için bu proje, kendilerinin en büyük projesiydi.
Ils ont faits des prêts, des crédits...
Babam harap olmuş bir şekilde onu izliyormuş, ve onu durdurmak için parmağını bile kaldıramıyormuş.
Grover a volé ses propres diamants... Puis il a appelé la police.
Polisler biometrik kilidin üzerinde babamın parmak izini bulacağı için.
Grover a pris les diamants... Et il a touché l'assurance.
Bu benim için sadece bir soygun değil benim için babamı temize çıkarma fırsatı!
Super plan, Charlie! Ce plan est superbe. Ce n'est pas seulement un vol pour moi... c'est comme honorer la mémoire de mon père!
Babamın doğum günü partisi için her şey hazır mı?
C'est bon, l'anniversaire de papa?
Babam onun için her şeyi yaptı : ilaçlar, doktorlar...
Elle était malade.
Şey, babam lüks oteller için pirinç avizeler üretiyor.
Mon père a une entreprise qui fabrique des luminaires en cuivre pour des hôtels luxueux.
Anne babamı beni almaları için çağırmıştım.
J'ai appelé mes parents pour qu'ils viennent me chercher.
Babam benden başladığı hikayeyi bitirmem için filmin devamını yapmamı ve McCreedy'ler hakkındaki yanlışı düzeltmemi istedi.
Mon père m'avait demandé de faire une suite à "The Town". Pour finir l'histoire qu'il a commencée et rectifier les faits en ce qui concerne les McCreedy.
Babamız, bir gün daha hayatımızı kurtardığın için şükürler olsun... ki biz de senin inayetini gerçekleştirebilelim.
Notre Père, merci de nous avoir protégés afin d'exécuter Ta volonté.
Bu babamın hayatını kutlamak için yeterli büyüklükte bir kutlama.
Ça va être une réunion de taille raisonnable pour rendre hommage à la vie de Papa.
Büyük babamın istediğini yapmak için onlara güvenemeyiz.
On ne peut pas leur faire confiance pour respecter les volontés de Grand-Père.
Sürekli geçmişe bir özlem duyduğu için babamın çok salak olduğunu düşünürdüm.
La nostalgie de mon pà ¨ re et tout à § a, je trouvais à § a nul.
Babamın buraya göz atmasını engellemek için mi yazdım bunu?
J'essayais d'empêcher papa de regarder dedans?
Geçirdiğim süreci hatırlamaya çalışıyorum. Çünkü babamın pedofil olduğunu dünyaya duyurduğun için seni suçlamış olmam terapistimin dediğine göre yönlendirilmiş agresifmiş.
Je t'en voulais d'avoir balancé que mon père était pédophile.
Ruhunu tartmak için babamın kalbini aldı.
Il a pris son cœur pour peser son âme.
Babamı benim için öp.
- Embrasse papa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]