English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bir anlığına

Bir anlığına translate French

874 parallel translation
Ama bir anlığına savunmasız kalan Amerikan No.2! bedelini ödedi
Mais à son tour, l'Américain n ° 2 paie pour un moment d'inattention!
Yemin ederim ki bir anlığına seni tanıdı.
J'aurais juré, l'espace d'un instant, qu'elle vous avait reconnu.
Bilmem. Sen arabadan inerken sadece bir anlığına görebildim.
Je l'ai seulement entrevu quand tu es descendue de sa voiture.
Gözlerimi kapatacağım... ve bir anlığına da olsa arzuladığım şeyin gerçek olduğuna inanacağım.
Je vais fermer les yeux... et croire un instant tout ce que je vais vouloir.
İnanmıyorum, bir anlığına bile.
- Je peux pas le croire.
Ama arenaya çıktığım zaman geçip gidiyor. bir anlığına kalabalığı duyuyorum ve herşey normale dönüyor.
Mais quand je rentre dans l'arène... avec les cris de la foule, tout disparaît.
Bir anlığına belki de sen almışsındır dedim.
Un instant, j'ai pense que tu les avais prises.
Bir anlığına da olsa huzur bul, evladım.
Trouvez la paix pour un instant, mon fils.
Bir anlığına mücadele ettiklerini gördüm.
Un moment, je les ai vues se battre.
Bir anlığına kendimden geçtim, hepsi bu. Bana ara sıra olur.
J'ai eu un étourdissement.
Bir anlığına, omzumda elinin dokunuşunu hissettim sonra yürüdü gitti hayatımdan sonsuza dek gitti.
Je sentis un instant la pression de sa main sur mon épaule. Puis il s'éloigna et sortit de ma vie à tout jamais.
Öyle yapması için dua ettim onu bir anlığına tekrar görebileyim diye.
Je priai qu'il en fût ainsi, pour pouvoir le revoir un instant encore.
Bir anlığına Doris'i unuttum ama sonra orada beklediği için memnun oldum.
J'avais oublié Doris. Je fus content de la trouver là.
Bir anlığına dahi bu şok edici ikrarın için sana cevap vermekle hata ettim.
J'ai eu tort de répondre même à votre... inadmissible aveu.
Bir anlığına sonra diye söylediğin o zamanın şimdi olduğunu düşündüm.
J'ai cru un instant que c'était.. Ie plus tard.. dont vous parliez.
Şimdi zalim ve alaycısın çünkü seni bir anlığına çıplak gördüğümü düşünüyorsun.
Maintenant, vous êtes cruel parce que vous vous êtes trop dévoilé.
bir anlığına da olsa öyleydi.
En effet... pendant un moment.
Bir anlığına olsun sevmedim. "
Jamais, au grand jamais! "
Evet. Kısa bir anlığına, Saga'da Atago Dağı'nın eteğinde gördüm.
Je l'ai aperçue à Saga, au pied du Mont Atago.
Bir anlığına buradayken birde baktım kaybolmuş.
Elle était près de moi et tout d'un coup, elle n'y était plus.
Bir anlığına, zavallı Jeykll ile konuşuyormuşum gibi hissettim.
Pendant un moment, j'ai cru voir ce pauvre Jekyll.
Heyecanla, bir anlığına, müzedeki karşılaşmalarının son görüşmeleri olduğu aklından çıktı.
L'exitation d'une telle aventure lui cacha quelque temps l'idée que cette rencontre au museum avait été la dernière.
Oradaki doktorlar ise bir anlığına bile kontrolü kaybedersen, numara yaptığını anlarlar.
Et devant les docteurs. Une défaillance, et tu es démasqué.
Arkandaki o haydutlar ve insanları, milyonlarcası! Bizi yok etmek için bir anlığına zayıf düşmemizi kolluyor!
Derrière lui et ces hommes il y a les Vandales, qui, par millions, n'attendent qu'un moment de faiblesse pour nous détruire.
Bir anlığına dahi uyumak istemiyorum
J'ai trop peur que tu repartes.
- Evet. Güç kalkanı kaldırılmış, kısa bir anlığına bakabildim ve her şey yolunda gibi gözüküyor. - Güzel.
Oui, le champ de force a été levé et j'ai jeté un coup d'œil à l'intérieur rapidement et tout semblait en ordre.
Böyle bir şeyin mümkün olacağını düşünmüyordum ama bir anlığına somutlaştığımızdan beri bir gücün etkisi altına girdik.
Je ne pensais pas cela possible, mais nous avons été matérialisés pendant une fraction de seconde... et emprisonnés dans une sorte de force.
Bir anlığına bana evinde farklı bir şey gösterdin.
Tu me faisais entrevoir des sensations nouvelles.
Bir anlığına kaygılandırdın beni.
Vous avez failli m'inquiéter.
Bir anlığına onları kaybettiğimizi umut ettim.
L'espace d'un instant, j'ai espéré les avoir semés.
Akşam yemeğinde, sadece bir anlığına tabağı kasten düşürüp, Bay Pollock'a bir not verdiğini düşündüm.
Tu sais, au dîner, pendant un instant, j'ai cru que tu avais renversé le plat exprès, pour passer un mot à M. Pollock.
Bir anlığına.
Une apparition :
Talby, bir anlığına seni...
Je t'ai cru mort un instant.
- Güç dalgası bir anlığına yükseldi.
- Le faisceau du téléporteur a dévié.
Bir anlığına dikironium gösterdi ama sonra kaybettim.
J'avais du dikironium pendant une minute, et plus rien.
İki kez, bir anlığına etrafımızdaki her şeyin sonu gelir gibi oldu.
Par deux fois, pendant une fraction de seconde, tout ce qui nous entoure a semblé sur le point d'extinction.
Bir anlığına da olsa kurtulamıyorum onlardan. Düşüncelerimden bile kurtulamıyorum.
Je ne peux m'en libérer un seul instant même en pensée.
Bir anlığına bile olmaz.
Non, encore une minute.
Az da olsa husumetle bir anlığına gözünü bana dikti...
Elle m'a simplement jeté un regard indifférent, à peine hostile.
Evet, Mao Tse-tung'un liderliği altındaki bu bağnaz şeytanlar Bayan Spume'yi sadece bir anlığına hazırlıksız yakalayıp onu mahvetmişlerdi.
Oui, ces monstres fanatiques. sous la direction du nommé Mao Tsé-Toung. avaient surpris Mlle Spume dans un moment d'inattention bref mais fatal... et la détruisirent.
Siz baylar beni bir anlığına endişelendirdiniz.
Vous m'avez inquiété, un instant, Messieurs.
"Şimdi bir anlığına da olsa... "... mükemmelliği tadabilirim.
Pendant quelques minutes, je peux goûter la plénitude.
İhtiyacım olursa seni hep görebileceğime, bir anlığına da olsa.
Mais je ne vois pas comment toi à Munich, et moi à Vienne!
Bir anlığına çok korkmuştum.
Seulement... Dans un premier moment... J'ai eu atrocement peur.
Hareket edeceği zaman, bunu bir anlığına yapar ve sonra tekrar hareketsiz kalır.
Quand il bouge ça dure moins d'une seconde... puis il s'immobilise à nouveau.
Bir anlığına seni erkek sanmıştım.
Pendant un instant, j'ai cru que vous étiez un homme.
Beni bir anlığına öldürmeyi bıraksan, yardımını kullanabilirim.
Arrête d'essayer de me tuer. Aide-moi.
Eğer haberalma şefinin güzel eşine bir anlığına eşlik edebilirsem...
Merci. Si le Chef des Renseignements peut se passer un instant de sa belle compagne, je dois m'entretenir avec elle.
Kapa çeneni, ukala herif! Bir anlığına da olsa durup düşündün mü?
Tu n'as jamais compris que Père s'inquiétait pour le bien de nous tous.
Bir anlık zayıflığımıza denk geldi ve çiftçilerin değerli altınlarına gözümüz kaydı.
L'occasion était trop belle... On a essayé de voler l'impôt des paysans.
Seni yeniden görmekten daha iyi bir mutluluk olabilir mi... bir anlığına dahi olsa?
Même si ce n'est que pour un instant.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]