English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ I ] / Iyi düşündün

Iyi düşündün translate French

298 parallel translation
Biliyorum ama iyi düşündün mü? Daha önce hiç boğuldun mu?
Réfléchis bien : tu t'es déjà noyé?
Bunu da iyi düşündün mü? Evet, efendim.
Tu sais ce que tu fais?
Bunu iyi düşündün mü?
C'est bien réfléchi?
Evet. Çok iyi düşündün.
T'as eu une sacrée bonne idée.
Zaltar, bunu iyi düşündün mü?
C'est mûrement réfléchi?
Joey, iyi düşündün. Taze kalsın.
Excellente idée, mets-la au frais.
Hung, iyi düşündün mü? .
T'es sûre de savoir ce que tu fais?
Orada iyi düşündün.
Chapeau! Vous avez vu juste.
Evet, iyi düşündün, Spudford.
Oui. Bonne idée, Spudford.
Hırkaları iyi düşündün.
Bonne idée, les pulls.
Bu arada, sonda beni yakalamayı iyi düşündün.
Au fait, bien vu de m'avoir rattrapée!
Bunu iyi düşündün mü?
Avez-vous bien réfléchi?
Hazır düşünmüşken, onları götürecek en iyi rotayı da düşündün mü?
Tant que vous y étiez, vous avez trouvé la meilleure route pour les conduire?
İyi düşündün, Baxter.
Bonne réaction.
Senden daha iyi silahlara sahip 2000 Apaçiyle karşı karşıya geldiğinde başına neler gelir hiç düşündün mü?
Comment pourra-t-on affronter 2 000 Apaches mieux armés que nous?
İyi düşündün, bir bakalım.
Nous allons en avoir le cœur net.
İyi düşündün.
Bien raisonné.
İyi düşündün.
Bien pensé.
Düşünsen bile... gerçek şu ki, sen her zaman benim için fazla iyi olduğunu düşündün, değil mi?
- Tu ne veux pas quitter ta femme. - Tu te crois trop bien pour moi.
- İyi düşündün. - Şeftaliyle bitiririz.
Bien pensé, on finira avec des pêches.
- İyi düşündün, Judith.
- Bonne idée, Judith.
İyi düşündün Luchi.
Encerclons la ferme!
İnsanlara iyi davranmanın nasıl bir his olduğunu düşündün mü hiç?
Les gens ne veulent que prendre.
İyi düşündün...
Bonne idée.
Kaliforniya'ya kaçmanın iyi bir fikir olduğunu mu düşündün?
Vous pensiez qu'aller en Californie ferait une différence?
İyi düşündün.
Bien vu.
İyi düşündün, Irene.
T'en as là-dedans!
Yoksa buradaki seyircilerin, eserin için daha iyi olduklarını mı düşündün?
Ou pensais-tu qu'en Sibérie le public serait meilleur?
İyi düşündün!
Quel fils remarquable!
Hiç, iyi bir kitap okumayı düşündün mü?
Vous n'avez jamais pensé à lire un bon livre?
İyi düşündün.
Brave homme. Bien pensé.
İyi düşündün, ahbap!
Bien vu, mec!
Hiç düşündün mü? Eğer daha iyi bir şey olsaydı.
T'es-tu jamais demande... s'il pouvait y avoir mieux?
İyi düşündün, yüzbaşı.
Raisonnement d'officier.
- Benim iyi olmadığımı neden düşündün?
- Quoi? J'ai pas l'air d'aller bien?
Hoş bir fiziği olduğunu ve bunun da tanışmak için iyi bir bahane olduğunu düşündün.
Elle a examiné le mien. Tu la trouvais jolie et ça t'a servi d'excuse?
Daha önce kadınları sandığın kadar iyi bilmediğini düşündün mü?
Vous ne connaissez pas les femmes aussi bien que vous le croyez.
Bu aklıma gelmemişti. İyi düşündün. Verelim şunu gitsin işte.
Bien vu, je n'y avais pas songé.
İyi düşündün evlat.
Bien pensé, petit.
Bu kadar diktatörlüğü ve rejimi neden yıktığımızı düşündün mü, eve döndüğünde - " Çok iyi.
Tu ne t'es jamais demandé pourquoi on a renversé tous ces régimes, pour entendre ensuite : "Bravo, mais désolé, vieux."
Harika bir plan, Ben. İyi düşündün.
C'est un plan formidable, Ben.
Ray, sana söyledik, Sen iyi bir yazarsın... Yani sende iyi bir yazar olduğunu düşündün, değil mi? Sonra iş sahibi olsun.
On t'a dit que tu écrivais bien pour que tu aies confiance en toi et que tu décroches un travail.
Orada bayağı iyi düşündün.
T'as sacrément gambergé, là-dedans.
Çok iyi düşündün.
Sympa.
İyi düşündün mü?
Réfléchis bien, surtout.
Aerobik derslerinin kendimi daha iyi hissetmemi sağladığını düşündün mu?
Est-ce qu'il t'est venu à l'idée que ces cours d'aérobic me donnent une meilleure image de moi-même?
Martha, çok iyi çalıyorsun, ama çellonun nasıl şarkı söylediğini hiç düşündün mü?
Martha, tu joues très bien ce morceau mais entends-tu le violoncelle chanter?
Sizde kendi soygununuzu yapacak ne kafa, ne de yürek var. Bu yüzden buraya gelip, benim gibi işini iyi bilen namuslu bir hırsızı sıkıştırmayı düşündün?
Manquant de cerveau, de courage, tu veux presser le criminel ordinaire et décent qui connaît son boulot.
Gerçekten iyi olabileceğini hiç düşündün mü?
As-tu envisagé qu'il pouvait être bon à ce point?
İyi düşündün.
T'as raison.
Hayır, sadece düşündün de sizi daha iyi bir yere gönderebiliriz.
- Non, non. Vous pourriez aller ailleurs.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]