English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Ken

Ken translate French

3,372 parallel translation
Ken mi o?
C'est ça Ken?
Hey, Ken!
Hé, Ken!
Yani gördüğün gibi Ken, her şey gayet iyi işledi!
Alors, comme tu peux le voir, Ken, tout se passe plutôt bien!
Ona bir zarar gelmeyecek Ken.
Il ne sera pas blessé, Ken.
Benim yuvamı yıktı Ken.
Il a anéanti mon mariage, Ken.
Olmaz Ken.
Non, Ken.
Hayır, hadi Ken!
Non, allez, Ken!
Koca, sıcak bedenine sar beni Ken.
Serre-moi contre ton grand corps chaud, Ken.
Biliyor musun Ken, doğrusu Steve'in burada olmadığına sevindim. O kenteynerin içinde bağlı halde olmak hiç zevkli değildi!
Tu sais, Ken, je suis heureux que Steve ne soit pas là parce que, honnêtement, je n'ai pas apprécié d'être ligoté dans ce container!
Biliyor musun Ken, Steve olmayınca bana yeni bir sağdıç lazım!
Tu sais, Ken, sans Steve, je vais avoir besoin d'un nouveau témoin!
Mantıken onu anlıyorum ama bana "Babam nerede?" diye sorduğunda nefes almayı unutuyorum.
Intellectuellement, je comprend, mais à chaque fois qu'il demande, "où est papa?" Je dois penser à respirer.
Vay canına Ken, mükemmeldi.
Super, Ken, c'était, euh, profond.
- Ken, bence tamamen hazırsın.
- Oh, Ken, je pense que tu es prêt.
Ken, hayır.
Ken, non.
Ken politikacı olacak.
Ken va faire de la politique.
Ayrıca Ken kelimenin tam anlamıyla, bunun içinde tam bir komandoyum.
Et, Ken, pour une transparence totale, je suis complètement à poil dessous.
Pekala Ken, araya girebilir miyim?
Ok, Ken, tu peux t'arrêter?
Adım Ken.
Mon nom est Ken.
- Ken ne?
- Ken comment?
Ken Muz, Ken Muz mu?
Ken Banane? C'est Ken Banane?
- Ken Thompson.
- Ken Thompson.
Ken Thompson, doğru.
Ah! Ken Thompson, exact.
Litchfield'ı seviyor musun Ken Thompson?
Aimez-vous, Ken Thompson, Litchfield?
Liderlik çok basittir Ken.
Diriger est si simple, Ken.
Özür dilerim Ken, gitmeliyim. Okulda küçük bir eşkıya oğlum Neil'a saldırmış.
Je suis désolée, Ken, je dois partir - un petit voyou de l'école a attaqué mon fils Neil
Ken, bu biraz aşırı oldu.
Ken, c'est un peu extrême.
- Ken.
Ken.
Ken.
Ken.
- Ken!
- Ken!
Ken, lütfen anla. Seni mahcup etmeye çalışmıyorum.
Ken, comprend s'il te plait, je n'essaie pas de t'embarrasser.
Bekle Ken.
Attend, Ken. Ken!
Ken! Olumsuzluğun acı çekmene neden oluyor Ken.
Ta négativité est la cause de ta douleur, Ken.
O zaman birbirimizi tanıyalım Ken.
Alors faisons connaissance, Ken.
- Bekle Ken, Ken.
- Attend, Ken, Ken.
Aynen öyle görünüyorsun Ken.
Tu as l'air de planer, Ken.
Ken, büyük piyango vurdu bize.
Oh, Ken, on est parti pour un grand tour.
Ken Bingsley, gevşe sadece. Çünkü birlikte çok güzel bir yolculuğa çıkmak üzereyiz ve her şey yoluna girecek.
Ken Bingsley, détend-toi, parce que l'on va faire un magnifique voyage ensemble et tout va bien se passer.
- Ken... - Mahsuru yok.
Ça ne me dérange pas.
- Başka zaman görüşürüz Ken.
- Je te vois une autre fois, Ken.
Ken, çok yoğun çalışıyorsun.
Ken, tu as travaillé si dur.
Çok uzun olduğunu söyleyen oldu mu Ken?
Est-ce-que quelqu'un t'a déjà dit que tu es vraiment grand, Ken?
- Ken.
- Ken.
Teşekkürler DJ Ken. Ve çalacağımız harika parça tüm ergen olan ve olmayan arkadaşların feleğini şaşırtacak.
Merci, DJ Ken, et on va vous jouer une musique de malade qui va vous rendre tous frères et vous tous les ados vous allez juste en perdre la tête.
DJ Ken!
DJ Ken!
Hazırsın Ken.
Tu es prêt, Ken.
Ken...
Ken...
- Hayır, Ken.
- Non, Ken.
Ken, hepsi çok iyi de...
Et bien, Ken, tout ça est très bien...
Biliyor musun Ken, bu çok samimice.
Tu sais, Ken, ça vient du fond du coeur.
Fakat bebek işini unut Ken.
Pourtant, c'est non pour le bébé supplémentaire, Ken.
Benim adım Ken.
Mon nom est Ken.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]