English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Kendine

Kendine translate French

39,671 parallel translation
Babam silahını aldı mürettabat adamını vurdu. bana hayatta kalmamı söyledi. sonra silahi kendine doğrulttu.
Mon père a pris un flingue, tué le membre de l'équipage, m'a dit de survivre, puis a retourné le pistolet contre lui-même.
Kendine halk kahramanı mı diyorsun?
Comment va la jambe? Tu te prends pour un justicier?
Kendine Prometeus diyor,... ve senin sonunu getirecek.
Il s'appelle Prometheus, et il va te tuer.
Kendine iyi bak.
Prends soin de toi.
Ben mutlu olmanı istiyorum,... ve bunun ışığında bence Billy'yle işler gerçek mi bunu öğrenmeyi kendine borçlusun ve ben de kendime önümde ne varsa onu kabul etmeyi borçluyum, şey olmadığım zamanlar...
Je veux que tu sois heureuse, et dans cet esprit, je pense que tu te dois de découvrir si ce que tu partages avec Billy est.. réel, et je me dois d'accepter ce qu'il se passera pour moi quand je ne suis pas...
Kendine çeki düzen ver. Ona saygını göster.
Rends-toi présentable Montre-lui du respect.
Bence kendine biraz sert davranıyorsun. Bu da biraz rahatsız edici çünkü bu genelde benim ve Felicity'nin işidir. Ancak Oliver, resmi yetkime dayanarak söylüyorum ki...
Je pense que tu es dur avec toi même, ce qui est un peu ennuyant puisque c'est normalement notre job à Felicity et moi, mais, Oliver, dans cette optique...
Hangisi daha mümkün kendine bir sor. Bratva'nın kardeşliğinde bir Amerikana izin vermesi mi yoksa seni sağlayabileceğin her küçük değer için seni kullanmaları mı?
Demandez-vous plutôt ce qui est le plus plausible, que Bratva laisse un Américain dans leur confrérie, ou qu'ils vous utilisent pour chaque petite valeur que vous pouvez fournir.
Kendine yüklenmekten vazgeç.
Donc arrêtez d'être aussi dur envers vous-même.
Ha! Küçük adam kendine bir bak!
Petit homme, regarde-toi!
Kendine bu kadar yüklenme artık.
Arrêtez d'être si dur envers vous-même.
- Kendine dikkat et.
Fais attention à toi.
Şimdi, görünüşe göre yayıncım diyor ki Benim kendi kendine yardım kitabımın en iyi satanlar listesine girebilmesi için, Ünlü birinin desteği gerekmekte
Mon éditeur dit que pour que mon livre de développement personnel fasse partie des best-sellers, j'ai besoin du soutien d'une célébrité et pas juste de n'importe quelle célébrité... le soutien des soutiens.
Belki nakliyeci hazineyi kendine sakladı.
Peut-être que l'expéditeur a gardé le trésor pour lui.
Kendine yardım edebilmek için tek bir şansın var
Vous avez une chance de vous aider, là.
Kendine ait bir yatak.
Un lit pour toi seule.
Kendine böyle yüklenme.
Ne te mets pas tout ça sur le dos.
Kendine gel.
Ça me dépasse.
Tamam ama belli ki Putnam kendi kendine kaybolmadı.
Clairement, Putnam n'a pas disparu de son plein gré.
Her şövalyenininki kendine özgüdür.
Elle prend une forme particulière pour chaque paladin. Ton Bayard est plutôt mignon.
Kendine dikkat et.
Sois prudente.
Lütfen, dön de kendine bak.
Regarde toi.
Polisin kendine ait küçük kirli sırları vardır.
La police a aussi ses sales petits secrets.
Bence kendine tek bir soru sormalısın.
Disons que tu dois te poser une question...
Bunun kendine sen yaptın.
Tu es seul fautif.
Kendini toparla, bir iş bul kendine.
Contrôlez-vous, et trouvez un boulot.
Kendine bir bak.
Regarde-toi.
Kendine dikkat et komutan.
Soyez prudent, commodore.
Yine temelde aynı şeyler ama George daha gergindi ve kendine güveni daha azdı.
Foulkes dirigeait l'enquête? Oh, non, non. Il ne dirigeait pas.
Bay Spector geçtiğimiz hafta kendine veya başkalarına tehdit teşkil etti mi?
M. Spector a-t-il été menaçant la semaine dernière?
Görünüşe göre Katie Benedetto kendi kendine zarar veriyormuş.
Katie Benedetto se serait infligé des blessures.
Kendine iyi bak Dani.
Prenez soin de vous, Dani.
Uyuşturucuyu bırakma toplantısında kendine alıcı arayan bir torbacı. İnsanların en çaresiz oldukları anda... Bu gerçekten alçaklık.
Un dealer essayant de trouver un acheteur à un meeting des narcotiques anonymes, où les gens sont les plus vulnérables.
Kendine iyi bak Eldon.
Prends soin de toi, Eldon.
Kendine yeni bir oyuncak almışsın bakıyorum.
Tu t'es acheté un nouveau jouet on dirait.
O orospu çocuğuna söyle ev bulsun kendine.
Dis-lui de se trouver un club.
Sadece kendine dikkat et, bu kadar mı, Frank?
Tu ne te préoccupes que de toi, c'est ça, Frank?
Sanki beni kendine ayırmışsın Tandy. Böyle hissetmeme neden oluyorsun.
Et c'est totalement approprié Tandy, parce que c'est exactement ce que tu me fais ressentir.
Hep kendi kendine mırıldanıyor.
Il parle tout seul.
Han, kendi kendine konuşuyorsun.
Tu te parles à toi-même.
Kendi kendine idare edebilir, biliyorsun... ama onu dünyanın deli paganlarına karşı... savunabileceğimi kendime kanıtlamam lazım.
Tu sais, je sais qu'elle peut se débrouiller toute seule, mais j'ai besoin de me prouver que je peux la défendre contre les païens tarés de ce monde.
Bir de şimdi kendine bak, Gotham'ın korkulu rüyası.
Et maintenant, regarde toi, la terreur de Gotham.
Kendine iyi bak Jim.
Porte-toi bien, Jim.
Bunu kendine sen yaptın.
Vous n'auriez pas dû faire ça. C'est de votre faute.
Sen kendine inanmasan da.
Même lorsque vous, non.
Kendine söylediğin o yalanları gördüm.
J'ai vu les tonnes de mensonges que vous vous dites à vous-même.
Sen kendine inanmasan da.
Même quand vous doutez de vous-même.
Kendine iyi bak.
- Prenez soin de vous.
Kendine gel bi'.
Dégage de là.
Bununla başa çıkabilmek için kendine bir karakter yarattı.
Et pour faire face, il a créé ce personnage pour lui...
Lütfen kendine ve diğerlerine iyi bak.
Et d'Aram. Trouvez-lui quelqu'un.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]