Kendini translate French
66,252 parallel translation
Kendini kapatmışsın bebeğim. Buna izin veremeyiz.
Tu es tout bloqué, chéri.
Kendini kapatmanın vakti geldi.
Il est temps de vous éteindre.
Tanışacağın Emmit Stussy, büyük adamdır, Bir hayırsever, bir lider, ve, son zamanlarda, Kendini iyi işlerine adamakla ilgili konuşur oldu, diğer bir deyişle, insanlığın iyiliği.
Voyez-vous, Emmit Stussy, que vous rencontrerez, est un grand homme, un philanthrope, un meneur, et récemment, il parle beaucoup et de plus en plus souvent de se vouer à ses œuvres de charité,
Kıçımın kendini yaratan adamı.
Un self-made-man, mon cul.
Dün kendini kovdurduğunu duydum.
Vous vous êtes fait virer hier, il paraît.
En iyisi lavaboya git ve kendini toparla. Çünkü biraz içmemiz gerekiyor ve insanların seni zorladığımı düşünmesine izin veremem.
Va donc te refaire une beauté, on va se mettre une bonne cuite, et je veux pas qu'on croie que je t'ai forcée.
Kendini en fazla bu kadar mı düşürebiliyorsun?
Alors, tu l'as touché?
Sana kendini daha düşürecek misin yoksa dibi buldun mu diye sordum.
Tu as touché le fond, ou pas encore?
O yüzden kendini suçlamayı bırak.
Alors arrête de t'auto-flageller.
Ve dostun silah çektiğinde kendini başında vurmuş da olabilir.
Et quand ton pote a sorti un flingue, il aurait mieux fait de se tirer dans la tête...
Bak, kimin öldürülmesi gerekiyorsa öldürürüm ama kendini daha iyi hissettirmeyecektir.
Écoute, je suis pour tuer tout ce qui le mérite. Mais tu te ne sentiras pas mieux.
Hırpalama kendini.
Ne vous en voulez pas.
İçini dökünce kendini iyi hissettin mi?
Vous vous sentez mieux d'avoir soulagé vos nerfs?
Verilerin şifresini benden başkası çözmeyi denerse veri tabanı kendini silecek.
Les données s'effaceront si un autre que moi tente de les décrypter.
O kendini ayrı tutuyor.
Il se tient à part.
Umarım kendini daha iyi hissediyorsundur.
Je me sens mieux, j'espère. Tu vas me raconter
İstihbarat memurları genelde kendini korur.
Les agents de renseignement couvrent généralement leurs paris. Ses...
Orijinal suç duyurusunda muhbirden söz etmediği için savcı kendi kendini köşeye sıkıştırdı.
Le procureur s'est fait sermonner pour avoir caché l'indic.
O zaman kendini yeniden tutuklatacaksın. Ne için?
- Vous risquez d'être arrêté.
O zaman arkadaşına söyle, suç işlerken kendini tutsun.
Dites à votre ami de se contenter de délits mineurs.
Hayır söyleyemem ama, benim ve bu büyük şehrin güvenliğini sağlamaya kendini adayan kişilere teşekkür etmek istiyorum.
Non, mais je remercie tous ceux qui ont protégé moi-même et cette ville.
Kendini patlattğı an güvenlik kamerasına yakalanmış. Etrafındaki üç sokakta ne varsa patladı.
Au moment où il s'est fait sauter avec trois pâtés de maison.
Sizce Franny kendini güvende hissetti mi?
Pensez-vous que Franny se sentait en sécurité?
Franny, konuşmamız sırasında Bay Quinn'in yanında kendini güvende hissetmediğini hatta çok korktuğunu söyledi.
Au cours de notre conversation, Franny a déclaré qu'elle ne se sentait pas en sécurité avec M. Quinn. Elle a même dit qu'elle était terrifiée.
Standart prosedür bu. O kendini daha iyi hissedene kadar.
C'est la procédure habituelle avant qu'elle ne se sente mieux
Kendini dört kez vurdun.
Tu as été touché quatre fois.
Silahındaki mermileri çıkardım. O herif geldiğinde Astrid kendini savunamadı.
J'ai enlevé les balles de son flingue, et elle n'a pu se défendre quand il est venu.
Yakın zamanda internette kendini göstermeye başlamış. Bir internet sitesi var.
Il a développé une certaine présence en ligne ces derniers temps... un site internet...
Kendini bırakma.
Restez avec nous, restez avec nous.
Kendini bırakma Grace.
Restez avec moi, Grace.
- Kendini cinsel istismara uğramış hissetmiyor musun?
Vous ne vous sentez jamais exploité?
- Hazırla kendini.
Te préparer.
Kendini Lord olarak saymakla başlayabilirsin!
Tu peux commencer à te comporter en seigneur!
Tanıt kendini! Cumbralandli Guthred!
Guthred de Cumbraland!
Kendini Tanrı'ya kanıtladı, ve, ve geçen gece ödülünü aldı.
Il a prouvé sa valeur à Dieu et... hier, il a obtenu sa récompense.
Tatlım, üç tane sepetim var diye kendini yargılamak zorunda değilsin.
Justifie pas ton envie d'avoir trois panières.
Mark kendini terk edilmiş hissetti ve üç yıI Meksika'da kaldı.
Mark s'est senti exclu et s'est planqué 3 ans au Mexique.
Ginny kendini iyi hissetmiyor...
Ginny se sent pas bien.
Ve boynuna taş bağlayarak kendini suya attı.
Il serra fort la pierre sur sa poitrine et sauta à l'eau.
Peki üç yıl önce... eski kocam halüsinasyonlar gördü ve kendini öldürmeye çalıştı.
D'accord... Il y a 3 ans, mon ex-mari a eu des hallucinations et a tenté de se tuer.
Bunlar zaten senin hatan, kendini beğenmiş serseri.
C'est ta faute, sale père la morale de merde!
Kendini iyi hissettiğini ve Tanrı olduğunu söylüyordu.
Il a dit qu'il se sentait bien et qu'il était Dieu.
O ipleri yılana çevirip kendini kurtarmıyorsun?
Vous n'avez qu'à changer les cordes en serpents pour vous libérer.
Kendini öldürmek için gayet şık bir yol bence.
C'est pourtant une élégante façon de se tuer.
Sen kendini öldürmek istemiyorsun ki. İntihara meyilli kişi görünce tanırım.
Tu veux pas te tuer, je sais reconnaître les suicidaires.
Kendini ağırdan öldüren bir alışkanlık.
C'est une drogue dangereuse.
Sonra kendini öldürdü.
Puis il s'est suicidé.
Judas, 30 parça gümüşünü yanına alıp kendini astı.
Judas a récolté ses 30 deniers et s'est pendu.
Bu kadar eminse niye kendini öldürsün?
S'il était sûr de lui, pourquoi se suicider?
Niye kendini öldürdü bir fikrim yok.
J'ignore pourquoi il s'est suicidé.
Lazer düzeneği başladığında kendini rahatsız hissedebilirsin. ... bulantı yaşayabilirsin.
Peut-être aurez-vous des nausées en passant près des lasers en phase de démarrage.
kendinize iyi bakın 182
kendini yorma 31
kendinize dikkat edin 70
kendini bırak 36
kendini nasıl hissediyorsun 165
kendinizi tanıtın 39
kendini koru 33
kendini tanıt 58
kendini beğenmiş 62
kendini evinde hisset 32
kendini yorma 31
kendinize dikkat edin 70
kendini bırak 36
kendini nasıl hissediyorsun 165
kendinizi tanıtın 39
kendini koru 33
kendini tanıt 58
kendini beğenmiş 62
kendini evinde hisset 32