Kendisine translate French
5,881 parallel translation
Ölümü kandırarak Tanrı'nın kendisine meydan okumanın günahı.
Le péché de défier Dieu Lui-même en trompant la mort.
Ordularının kendisine ihanet etiiklerini yazdım.
J'ai écrit que ses armées l'avaient trahi.
Ölümsüz haşarat tutmuş kendisine baba demiş.
La vermine immortelle s'imagine lui-même père.
Sadece bir saniyeliğine de olsa kendisine gelmişti.
C'était bref, mais c'était lui.
Belki de vücuduna bir şok uygulanması gerekiyordur. Titreyip kendisine getirebilecek bir şey.
Peut-être qu'il a juste besoin d'un choc dans son système, quelque chose pour le guérir.
Şimdi kendisine bir sandviç hazırlıyor.
Il se fait un sandwich, maintenant.
her şey gücün kendisine saygı duymakla başlar... sonra da bütün güce layık olduğuna inanırsın.
Ça commence par respecter le pouvoir lui-même... puis il faut se convaincre que l'on mérite un tel pouvoir.
Kendisine geri verebilirsin.
Peut être que tu pourrais la lui rendre.
Giuliano'nun çocuğuna ya da kızın kendisine zarar gelmediğinden emin olmalıyız.
Nous devons nous assurer qu'aucun mal ne sera fait à l'enfant de Giuliano. Ou à la fille. Venez.
İnsanlar kendisine, orospu der diye korkuyorlar. Ya da belsoğukluğu olmaktan bazıları aşktan korkuyor.
Ils ont peur que des gens puissent les prendre pour des dépravés ou de choper une blennorragie et ils ont peur de l'amour.
Kendisine has bir mikrofilm değiş tokuş yöntemi vardı.
Il avait sa propre méthode pour passer les microfilms.
Kendisine amca Sasha diyordu.
Il s'appelait lui-même... Oncle Sasha.
Ama olan her zaman insanın kendisine oluyor.
Mais c'est toujours auto-destructeur.
Eğer yapmak istediği bu olsaydı doğrudan kendisine bunu yapan kişiyi hedef alması gerekirdi.
Si c'est ce qu'elle fait, elle irait après la personne qui lui a fait ça.
Kendisine para iadesi yapacak olan bir ilaç şirketinde çalışıyorum. Nerede olduğunu öğrenmem gerek.
La clinique où je travaille lui doit un remboursement, mais il faut que je le trouve.
İki patronu olan bir adam sadece kendisine hesap verir.
Et un homme avec deux maîtres n'obéit qu'à lui-même.
Duncan'ın sessiz kalmasını ve bütün bilimin kendisine kalmasını istiyor.
Il veut que Duncan garde le silence et toute la science pour lui seul.
Kessie kendisine sahte bir özgürlük belgesi düzenlemiş.
- Elle ne regarde pas avec emballement. Kessie a fabriqué ses propres documents d'émancipation.
Broughton'un kendisine gidemeyiz veya tuzak kuruldu diye uyarmakla onu riske atmış oluruz.
On ne peut pas aller voir Broughton en personne, ou l'on risque d'alerter ceux autour de lui qui sont en train de préparer ça.
Bayan Holden, birlikte kurduğumuz hayatın artık kendisine yetmediğine karar verdi.
Mrs. Holden a décidé que uh, la vie que nous partagions ne lui suffisait plus.
Kendisine birkaç dakikanızı ayırmanızı istiyor.
Euh... Elle aimerait que tu lui consacres un peu de temps.
Bana karşı sorumlulukları var, sana karşı ve kendisine karşı.
Elle est un frein pour moi, pour vous et pour elle-même.
Eğer Tanrının planı varsa, kime var? Bana mı kendisine mi?
Dieu fait des plans mais pour qui?
Merak ediyorum : kendisine benim aşk hayatımla ilgili... yazmanın deneysel olarak nasıl bir önemi vardı? Affedersiniz.
J'aimerais savoir quel est le bénéfice de lui parler de ma vie amoureuse?
Anlaşılan Gabriel onlardan birkaçını kendisine katılması için ikna etmiş.
Gabriel les a évidemment persuadés de se joindre à lui.
Ve yaşamak için kurbanları gibi kendisine bağımlı hale getirdi.
En s'assurant qu'elle dépende de lui pour vivre comme ses victimes.
Kızı her konuda kendisine bağlı olmaya şartlamış.
Il l'a conditionnée à être dépendante de lui.
Yine geçen yıl kendisine altını getiren ikili sosisli tekniğini kullanıyor.
La praline utilise le sien deux-chien-sur-un-laisse technique qui l'a gagné or l'année dernière.
Acaba kendisine ne gibi feyizler verdiniz?
Et qu'est ce que vous lui avez procurez?
Özellikle ilettim kendisine bunları.
J'ai spécifiquement parlé à l'avocat général.
Ona lütfen Benny Severide'ın kendisiyle konuşmak istediğini ve bu numaradan kendisine ulaşabileceğini söyler misiniz?
S'il vous plait dites lui que Benny Severide aimerait lui parler et qu'il peut me joindre à ce numéro?
Rahibin kızı, kendisine İncil'den cümleler gönderen çocuğa aşık.
La fille du prêcheur amoureuse du garçon qui lit la Bible.
Kendisine Seks Makinesi diyor.
Il se nomme lui même Sex Machine.
Sınıfında kendisine âşık olan bir kız varmış.
Il m'a dis qu'une fille de sa classe a le béguin pour lui.
Kendisine bayılıyorum denemez.
Yeah, je ne suis pas fan.
Kendisine acilen bana ulaşmasını söylerseniz memnun olurum.
Je vous serais donc reconnaissant de lui demander de me contacter en urgence.
Terk edilmiş bir gazete bayiinden kendisine bir hayalet kulübesi modası yaratmış.
Il paraît il est façonné lui-même une petite hutte du fantôme hors d'un étalage de journaux abandonné.
Alındı. Kendisine güzel bir karşılama hazırlarız.
On va souhaiter la bienvenue au lieutenant Norris.
Qui-Gon Jinn'in kendisine yol gösterdiğine inanarak ölümden sonra bilincini nasıl sürdüreceğini öğretecek beş rahibeyi buldu.
Convaincu qu'il est guidé par Qui-Gon Jinn, il trouve cinq prêtresses qui va lui apprendre comment manifester sa conscience après la mort.
Ben de bundan kendisine de çiçek gönderilmesini istediğini çıkarttım.
J'ai pris ça comme un signe pour être sûre qu'elle allait recevoir les fleurs.
"Bir insan kendisine yettiği kadarına razı olmalı."
"Un homme devrait être préparé à se suffire lui-même."
Bir insanın kendisine yettiği kadarına razı olması gerektiğinden emin misin?
Tu es sûr qu'un homme devrait se suffire à lui-même?
Kendisine şiddetli PTSD teşhisi kondu.
On lui a diagnostiqué un stress post-traumatique sévère.
O Nell'e kendisine de aynı şeyi yaptığımı söylemiş, ve... işte o zaman Nell aradı ve ilişkimizi bitirdi.
Elle a prévenu Nell que je lui avais aussi fait ça. Nell a appelé pour rompre. Si vous vous serviez d'elle, pourquoi tant de colère?
Belki de Sam kendisine yeni bir saldırı hazırlamıştır.
Peut-être que Sam a organisé une autre agression.
Kendisine Alzheimer teşhisi koysunlar diye büyükannemin bütün parasını yetimhaneye vermek istemesi gibi.
C'est comme quand ma mamie voulait donner tout son argent à cet orphelinat, ils lui avaient diagnostiquée Alzheimer.
Mercy'nin kendisine ve bize zarar vermesinin önüne geçmeliyiz.
Mercy doit être protégée d'elle-même et nous d'elle.
- 16 yaşına gelip kendisine alkol alacak birisine ihtiyaç duyduğunda mesela.
- Ah, quand elle aura 16 ans.
- Kendisine gereken bilgiyi aldığında...
Une fois qu'il aura eu les infos...
Tanrı sizi kendisine çekiyorken yok.
Pas si Dieu vous guide.
Girişte kullanılan şifre kurbanın kendisine aitmiş.
le dossier sera clos uniquement s'il peut prouver qu'il n'a pas tué Jenna.
kendine iyi bak 816
kendi 44
kendine dikkat et 335
kendine 60
kendimi 187
kendine gel 419
kendisi 191
kendini 76
kendinize iyi bakın 182
kendini yorma 31
kendi 44
kendine dikkat et 335
kendine 60
kendimi 187
kendine gel 419
kendisi 191
kendini 76
kendinize iyi bakın 182
kendini yorma 31