Ne harika translate French
6,129 parallel translation
Ne harika bir kek!
Quel superbe gâteau...
Ne harika, değil mi?
N'est-ce pas merveilleux?
Bu doğa dedikleri şey ne harika, değil mi çocuklar?
La nature n'est-elle pas cool, les enfants?
Eğer bu saçmalıksa, bana yardımcı olmuyorsun, kendine de yardımcı olmuyorsun, ama bu gerçekse, eğer düşündüğüm kişiysen, öyleyse yaptığınız şey harika.
Si ce sont des conneries, vous ne m'aidez pas, et vous ne vous aidez pas non plus. Mais si c'est sérieux, si vous êtes bien celle à qui je pense, alors ce que vous faites est génial.
- Harika. Adın ne?
- Tu t'appelles?
- Harika bir iş çıkardın. - Ne?
- Tu as été un super chauffeur.
Nakit iş yürütüyorlar, harika.
Ils ne bossent qu'avec du cash. C'est parfait.
Harika, ne zaman yapalım peki?
Cool, quand veux-tu faire ça?
Daha önce hiç yapmadığım harika bir şey. Bu adamın hakkını verebileceğimi biliyorum.
C'est une heure comme je ne l'ai jamais fait avant, et je sais que je pourrais jouer ce mec.
Ben hep sanmıştım ki bir gün harika adamın biriyle tanışırım. Evli ve bombok olmayan birisiyle.
J'ai toujours supposé qu'un jour, je finirais avec un gars super qui ne serait pas marié et pas tordu.
Harika fikir ama ben katılamam.
Ça a l'air super, sauf que je ne peux pas.
Ne kadar harika olmaz mı?
Ce serait pas super?
senin çevrende olmak istiyorum. Her zaman. Bence harika birisin.
je veux rester près de vous... tout le temps je vous trouve incroyable je veux juste être là je ne suis pas ce que tu crois je ne suis pas ce que tu vois
Kilisenin etrafında bir sürü iyi insan ayakta dikilirken rahip ne kadar harika bir adam olduğun hakkında bir dolu yalan söyler.
Du beau monde réuni debout dans une église pendant que le prêtre raconte un tas de mensonges sur la personne géniale que vous étiez.
Gerçekten harika bir gece geçiriyoruz ve senin neden bunu mahvetmek istediğini anlayamıyorum.
Tu as été super ce soir... et je ne comprends pas pourquoi soudainement tu décides de tout foutre en l'air... Je n'essaie pas de ruiner la soirée...
Harika zaman geçirdik ama tabi ne karıştırdığını bilmiyordum.
Nous avons passé des moments fantastiques, mais bien sûr je ne savais pas ce qu'il manigançait. ( La drogue. ) - La drogue?
- Harika olan ne?
Qu'est-ce qu'il y a? Vous allez nous le dire?
Tamam, harika. Sürekli sikinin ne kadar iyi olduğundan onu ne kadar çok istediğinden bahset...
Dites-lui que sa bite est trop bonne et...
Güven bana, uyuduğu falan yok. Harika.
Crois-moi, il ne dort pas.
Harika olan ne biliyor musunuz?
Tu sais ce qui es si génial?
Harika ya, siz bilmiyorsunuz, CIA de bilmiyor.
Génial. Vous ne savez pas. La C.I.A. non plus.
Harika ya. Tam da ihtiyacımız buydu.
Super, il ne manquait plus que ça.
Harika şimdi peşimizde bir sürü kasabalı, köylü, dağlı inancı var.
Génial, il faut se barrer maintenant, nous avons les habitants, anciens montagnards, d'un culte qui nous traquent. Ils ne nous feront pas de mal.
Harika kokmuyor olabilirim ama o kadar da kötü kokmuyorum.
Je ne suis peut être pas tout frais, mais je ne pue pas tant que ça.
Kulağa harika geliyor ama bu hissettiklerimi değiştirmiyor.
Ce serait merveilleux, mais ça ne me rassure pas.
Çünkü o bölümde birçok düzeyde harika bir yazarlık olduğunu söyledi. Aliterasyonun üzerinden geçti, yüksek sesle okudu ve "Bak burada ne oluyor" dedi ve...
Il m'a dit que, à l'intérieur de ce chapitre, la grande littérature existait en quelque sorte... à tellement de niveaux différents et il partit dans l'alliteration et il lut à haute voix et dit, " Tu vois ce qui se passe ici?
Hoş kırsal yerler, harika şarap, güzel kadınlar, nefis yemekler. Ne dersin?
À la campagne, bons vins, jolies femmes, plats délicieux.
- Rahatım. Tamam, harika. Ne zaman hazır olursanız.
- OK, quand vous êtes prêts.
Hiçbir parçası yok olmuyor harika bir şeye dönüyor bence deniz değişiminden geçtikçe.
"Rien de lui ne s'estompe ou ne disparaît... " mais son existence se dilue en quelque chose de bizarre et raffiné. "
1950'li yıllara dönsek harika olurdu. - Tanrım. - 1950'lere dönüp Gina Lollobrigida'yla buraya gelmek, onunla sarmaş dolaş öpüşmek.
Ce ne serait pas super de retourner dans les années 50... en 1958, pour pouvoir bécoter Gina Lollobrigida?
Etrafına baksana- - herşeyin birbirine takılabildiği ve kimsenin zarar görmediği harika bir dünyada yaşıyoruz.
Regarde autour- - nous vivons dans un monde parfait où tout va ensemble et personne ne se fait mal.
- Harika olmuş. Neden biraz sabırlı olmuyorsun, Hank?
Ne peux-tu pas être patient, Hank?
Harika. Önce sen söyle o zaman.
Génial, pourquoi tu ne commences pas?
Güzel haberlerle, harika haberlerle hatta hayatımın en büyük haberiyle eve geliyorum ama senin geçmişinin enkazlarını temizlemeden söyleyemiyorum bile.
Je reviens à la maison avec de bonnes nouvelles, des nouvelles géniales, les plus grosses nouvelles dans ma vie, et je ne peux même pas les sortir avant d'être confrontée avec l'épave de ton putain de passé.
Güzel kızımın önünde dururken ki aslında ağlasa da hepimiz ağlamıyor gibi davranarak harika bir iş çıkarıyoruz sizlere hatırlatmak istedim ki birçok kişi beni idealist ve aptal olmakla suçladı bizler tek kelimeyle kendimizi adadık ve şimdi de büyümeye başlıyoruz.
Me voilà devant ma... superbe petite fille, que nous prétendons tous ne pas entendre pleurer, je voulais juste vous rappeler, bien que beaucoup me prennent pour un idiot idéaliste, que nous restons engagés et commençons à prospérer.
Ne? Harika olmuş, Jerry.
C'est formidable, Jerry!
Ve bana şöyle dedi, " Bum eğer şu harika kaşlarımı kaybedersem bunu Sue Ellen'a söyleme.
Et il m'a dit " Bum... Si je devais perdre mes merveilleux sourcils, s'il te plaît, ne le dis pas à Sue Ellen.
Buradan harika bir şarkı çıkmaz mı?
Cela ne fera pas une sacrée chanson?
- Ne yaptın sen? - Harika.
- Qu'est-ce que tu as fait encore?
Sen harika birisin ve asla senin gibi biri olamayacağım.
Tu es fantastique, et je ne serai jamais comme toi.
- Harika değiller mi?
- Ils ne sont pas géniaux?
Ne harika bir sürpriz.
Quelle bonne surprise.
Ona ne kadar özel ve harika bir insan olduğunu hatırlatacak birşeyler.
Lui rappeller quelle unique et merveilleuse personne il est.
Ve hiçbir şey de harika değil.
Et tout ne va pas bien.
Burada harika deneyim kazandım Bayan Underwood ama bu reddedemeyeceğim bir teklif.
J'ai eu une belle expérience ici, Mme Underwood, mais il s'agit d'une occasion que je ne peux pas laisser passer.
Tamam, bakın. Evet, mükemmel bir fizikle ve harika bir suratla kutsanmış olabilirim,... ama bu nasıI hissettiğinizi anlamadığım anlamına gelmez.
Ecoutez... oui, je suis chanceuse d'avoir des nichons parfaits et un beau visage, mais ca ne veut pas dire que je ne comprend pas ce que vous ressentez.
Harika ne zaman gidiyoruz?
Excellent. Quand est-ce qu'on part?
Harika bir şey yapmayacaksak işi asmıyorum.
Je ne laisse pas tomber le travail sauf si on fait quelque chose de bien.
Bu mutfağın harika kemikleri var özellikle de o kıytırık evlerde bulamayacağınız türden.
Je pense vraiment que cette cuisine a de bonnes fondations, juste le charme que vous ne trouvez pas dans ces copropriétés proprettes.
Gazetede bu mahallede ne kadar harika okullar olduğunu okumuştum.
Je viens juste de lire un article dans la presse sur les très bonnes écoles qu'il a dans le voisinage.
O harika Çin yemeğini düşünmeden edemiyorum.
Je ne peux m'empêcher de penser à ces bun au porc.
ne harika bir fikir 18
ne harika değil mi 29
harika 10247
harikasın 412
harikaydı 604
harikayım 109
harika görünüyorsun 610
harikalar 75
harikasınız 87
harika bir gün 57
ne harika değil mi 29
harika 10247
harikasın 412
harikaydı 604
harikayım 109
harika görünüyorsun 610
harikalar 75
harikasınız 87
harika bir gün 57
harika bir adam 26
harika bir kız 40
harikaydın 273
harika biri 117
harikadır 84
harika olurdu 53
harikaydınız 54
harika olur 206
harika bir kadın 31
harika bir yer 43
harika bir kız 40
harikaydın 273
harika biri 117
harikadır 84
harika olurdu 53
harikaydınız 54
harika olur 206
harika bir kadın 31
harika bir yer 43