Ne söyleyeceğini biliyorum translate French
153 parallel translation
Ne söyleyeceğini biliyorum.
Mais je sais ce qu'il aurait dit.
Bana ne söyleyeceğini biliyorum.
Je vous entends d'ici.
Evet evet, bana ne söyleyeceğini biliyorum.
Oui, je vous entends d'ici.
Ne söyleyeceğini biliyorum.
Je sais ce que vous allez dire.
Şimdi ne söyleyeceğini biliyorum : "Vitaminlerini al." "Uyuman lazım." Ya da :
Tu vas me dire que j'ai besoin de repos, que je suis nerveuse, à cause de la première.
Senin bana ne söyleyeceğini biliyorum, çünkü sen erkeksin.
Tu es un homme, Dan, je sais ce que tu me dirais.
Şimdi ne söyleyeceğini biliyorum, Cissie.
Je sais ce que tu vas dire, Cissie.
Ne söyleyeceğini biliyorum. "Bir erkek hep annesinin bebeği olarak kalmamalı."
Je sais ce que tu vas dire : "Un homme ne peut pas rester le bèbè de sa mère." C'est ma mère.
- Ne söyleyeceğini biliyorum.
- C'est ce que je fais.
Ne söyleyeceğini biliyorum :
Je sais ce que tu vas dire :
Ne söyleyeceğini biliyorum bu yüzden nefesini tüketme.
Je sais ce que vous allez dire.
Ne söyleyeceğini biliyorum, "Oh, bir tane daha mı?" Ama inan bana ben çok iyiyim. Dinamit gibiyimdir.
Vous vous dites sûrement : "Encore un!" Mais moi, je suis de la dynamite.
Ne söyleyeceğini biliyorum : muhteşem.
Je sais, c'est du vinyle.
Şimdi ne söyleyeceğini biliyorum, yemek sadece gıda zehirlenmesine yol açar ama biz o riske girmeyi göze aldık.
Je sais ce que tu dis, que se nourrir peut intoxiquer mais nous voulons prendre le risque.
- Ne söyleyeceğini biliyorum.
- Je te vois venir. - Parce que tu peux lui dire adieu.
Dinle, ne söyleyeceğini biliyorum.
Je sais ce que tu vas dire.
Ne söyleyeceğini biliyorum.
Je sais. On a eu des petites frictions.
Çok geç kaldın. Ne söyleyeceğini biliyorum.
Je sais ce que vous allez me dire.
Ne söyleyeceğini biliyorum.Bunlar sahici olmayan şeylerin eş anlamlısı.
Je t'entends déjà dire : ce sont des antonymes de "vrais".
Bak, ne söyleyeceğini biliyorum... ama bu tür şeyleri onunla şimdi yapmazsam ne zaman yapacağım?
Je sais ce que tu vas dire... mais si je ne le fais pas avec elle maintenant, alors quand?
Ne söyleyeceğini biliyorum.
Ne dites rien, je sais.
Ama zaten ne söyleyeceğini biliyorum.
Mais je sais ce qu'il répondra.
Ne söyleyeceğini biliyorum.
Je sais ce que tu vas dire.
Zeyna, şimdi ne söyleyeceğini biliyorum.
Je sais ce que tu vas dire.
Ne söyleyeceğini biliyorum, ama para lazım.
Je sais ce que tu vas dire, mais j'ai besoin de thune.
Ne söyleyeceğini biliyorum.
Et merde! Toi aussi?
Ne söyleyeceğini biliyorum ve onu duymak istemiyorum.
- Je n'ai pas envie de vous écouter.
Sakın konuşma çünkü ne söyleyeceğini biliyorum.
Arrête. Je sais déjà ce que tu vas dire.
Ne söyleyeceğini biliyorum.
- Je sais ce que tu vas dire.
Ne söyleyeceğini biliyorum.
Elle était distante, à midi.
Faith'in buna ne söyleyeceğini biliyorum sanırım.
Je sais ce que Faith en penserait.
- Ne söyleyeceğini biliyorum ve...
- Je sais ce que tu vas dire...
-... ve ne söyleyeceğini biliyorum.
- et je sais ce que tu veux me dire.
- Ne söyleyeceğini biliyorum.
Je sais ce que vous diriez.
Ne söyleyeceğini biliyorum. Önyargılarımı geride bırakıp herkesi kucaklamalıyım.
- Oui, abandonner tous mes préjugés, essayer de m'entendre avec tout le monde, surtout les Nietzschéens.
Bundan sonra ne söyleyeceğini biliyorum.
Après, tu vas dire :
- Nina... Ne söyleyeceğini biliyorum.
Je sais ce que tu vas dire.
Ne söyleyeceğini biliyorum. Hayır.
- Je sais ce que tu vas dire.
Ne söyleyeceğini biliyorum.
Ça me suffit.
- Ne söyleyeceğini biliyorum.
- On doit... - Je sais ce que tu veux me dire.
Ya da, Nellie'nin, Harvey'in işlerinin ne kadar kötü olduğunu söyleyeceğini biliyorum.
Nellie vous dira que les affaires de Harvey vont mal.
Bazen ne söyleyeceğini kelimesi kelimesine biliyorum.
Le plus souvent, je sais ce que vous allez dire.
Ne söyleyeceğini çok iyi biliyorum.
Je sais très bien ce que tu veux dire.
Söyleyeceğini biliyorum. Pazar günü ne var?
Qu'est-ce qu'il y a dimanche?
Onun ne söyleyeceğini önceden biliyorum...
J'ai sais ce qu'il va dire Avant même qu'il le dise.
Yanlış bir şeyler olduğunda bana söyleyeceğini biliyorum.
Je sais que si ça ne va pas, tu me le dis.
Ne tür birşey söyleyeceğini biliyorum.
Je sais ce que tu vas me dire et je l'ai assez entendu.
Ne söyleyeceğini, çok iyi biliyorum.
Je sais ce que tu vas dire.
Ne söyleyeceğini adım gibi biliyorum.
Je sais ce que tu vas dire.
- Evet, babanın bu konuda ne söyleyeceğini çok iyi biliyorum.
Oui. J'imagine qu'il va très mal le prendre.
Ne söyleyeceğini, ne söylemeyeceği biliyorum çünkü beni kötü kurt zannediyorsun.
Je sais ce que vous direz ou pas, car vous me prenez pour le méchant loup.
biliyorum 15888
biliyorum tatlım 44
biliyorum canım 32
biliyorum ama 99
biliyorum hayatım 20
biliyorum baba 24
biliyorum biliyorum 28
biliyorum efendim 52
biliyorum ki 71
biliyorum bunu 16
biliyorum tatlım 44
biliyorum canım 32
biliyorum ama 99
biliyorum hayatım 20
biliyorum baba 24
biliyorum biliyorum 28
biliyorum efendim 52
biliyorum ki 71
biliyorum bunu 16
biliyorum anne 31
biliyorum işte 83
ne söylemek istiyorsun 30
ne söyleyeyim 43
ne söyledin 57
ne sorusu 17
ne söylememi istiyorsun 61
ne söyledi 211
ne söyleyeceksen söyle 18
ne sorunu 30
biliyorum işte 83
ne söylemek istiyorsun 30
ne söyleyeyim 43
ne söyledin 57
ne sorusu 17
ne söylememi istiyorsun 61
ne söyledi 211
ne söyleyeceksen söyle 18
ne sorunu 30