Nereye gideyim translate French
296 parallel translation
Nereye gideyim?
Pour aller où?
Nereye gideyim?
Où vais-je aller?
- Burada duramazsın. - Biliyorum, ama nereye gideyim? - Bak, oraya çık.
Vous ne pouvez ni partir ni rester ici.
Peder, müfettiş geldi. Nereye gideyim?
Père, un inspecteur!
Nereye gideyim?
Alors, quoi? Où vais-je aller?
Nereye gideyim doktor?
Ou dois-je aller, docteur?
Bu havluyla nereye gideyim? Sinemaya mı?
- Tu crois que je vais au ciné?
Geri çekil! - Nereye gideyim?
- Où voulez-vous que j'aille?
- Nereye gideyim?
Où aller?
Başka nereye gideyim ki? Eve mi?
Où voudrais-tu que j'aille, à part chez moi?
- Nereye gideyim? - Dışarıya!
- Ce blanc-bec!
- Nereye gideyim?
- Je vais où? - Laisse tomber.
Şimdi nereye gideyim?
Et j'ai ma place nulle part.
- Nereye gideyim?
- Je vais où?
- Nereye gideyim?
- Pour aller où?
Nereye gideyim?
- Où je vais?
- Ben nereye gideyim?
- Je vais où?
Nereye gideyim?
Où veux tu que j'aille?
Nereye gideyim?
Où je peux aller?
Nereye gideyim?
Où je vais aller?
Nereye gideyim?
Où dois-je aller?
Nereye gideyim, Anthony?
Pour aller où, Anthony?
Nereye gideyim? Ne yapayım?
Qu'est-ce que je fais?
Bu yaşlı halimle nereye gideyim?
À mon âge, où puis-je aller?
Nereye gideyim?
M'en aller... où puis-je aller?
Nereye gidersem gideyim, kendimi hep burada, Hollywood'ta buluyorum.
Où que j'aille, je me retrouve ici, à Hollywood.
O günden sonra nereye gidersem gideyim şehirlerde, Apachelerin arasında, dağlarda hiç aklımdan çıkarmadım : Karım benimleydi.
Et depuis ce jour, partout où j'allais, dans les villes ou dans les montagnes, je savais que ma femme était à mes côtés.
Nereye gidersem gideyim, aynı hikâye.
Où que j'aille, c'est pareil.
Nereye gidersem gideyim patron hayır dedi.
Partout où je vais, on ne veut pas m'engager.
nereye götürdünüz, bırakın gideyim.
Où l'ont-ils emmenée? Lâchez-moi!
Bu garip değil mi? Nereye gidersem gideyim, yetişkinler beni ister gibi görünüyorlar.
C'est curieux, partout, je suis le bienvenu.
Nereye gidersem gideyim, her köşede hep bir Shell istasyonu var.
Partout où j'irai, il y aura toujours une station Shell.
Biliyorum canım, ona hayrandın, ama lütfen anlamaya çalış, nereye gidersem gideyim, gözleriyle beni takip ediyor, her hareketimi izliyor.
N'y pense pas. Je dois y aller.
Nereye gidersem gideyim, Bela Tanrısıyım..
Partout où je vais, je suis le dieu de la calamité.
Neden Ratoff nereye gidersem gideyim beni takip ediyor?
Pourquoi Ratoff me suit-il partout?
Nereye gidersem gideyim Nereye takılırsam takılayım
Partout... En toutes saisons,
- Nereye gidersem gideyim beni bulurlar.
Ils me retrouveront. Tant que ce n'est pas ici...
- Meclisi toplayalım! Benim gibi bir işçiye demek. Nereye gideyim ben?
Un ouvrier comme moi, où peut-il aller?
Nereye gidersem gideyim beni taşlıyor.
On me jette sans arrêt des pierres, ces temps-ci.
İntikamımı alana kadar nereye gidersem gideyim asla kaçmayacağım.
Je ne mourrai pas avant d'avoir accompli ma vengeance.
Nereye gidersem gideyim, hep aynı şey.
Partout où je vais, c'est la même chose.
Nereye gidersem gideyim beni takip ediyor.
Il me suit partout.
Onu içimde taşırım, nereye gidersem gideyim.
Je l'emmène avec moi, où que j'aille.
Nereye gideyim ki?
Où veux-tu que j'aille?
Bu ufak ibre, ben nereye gidersem gideyim, sürekli kuzeyi gösterir,... bu yüzden tam olarak, nerede olduğumu, her zaman bilirim.
La petite aiguille pointe vers le Nord, où que j'aille, ainsi je sais toujours exactement où je suis.
# Çünkü bana verdiğin arkadaşlık # # Beni daha cesur yaptı # # Nereye gidersem gideyim, daha iyi bir maaş bulamayacağım #
[because the friendship that you gave... ] [... has taught me to be brave... ] [ no matter where I go, I will never find a better prize ] [... find a better prize]
Nereye gidersem gideyim tek gördüğüm açlık, savaş ve uğursuz gölgeler.
Où que j'aille, il n'y a que faim et conflits... ainsi qu'une ombre menaçante.
Nereye gidersem gideyim o benimle.
Où que j'aille, elle m'accompagne.
Nereye gidersem gideyim aynı kuraklık ve aynı kuru otlarla karşılaşıyordum.
C'était partout la même sécheresse, les mêmes herbes ligneuses.
Nereye gidersem gideyim, hep bu tip durumlarla karşılaşıyorum. Birçok cinayete ya da bu tip şeye şahit oluyorum.
Ça m'arrive toujours, partout où je vais, il y a souvent des meurtres ou des trucs du genre.
Nereye gidersem gideyim, her zaman bana döner.
Peut importe où je vais, ça reviendras toujours de mon coté.
gideyim 67
gideyim mi 42
nereye gidiyorsun 4208
nereye 2137
nereye gideceksiniz 46
nereye gittin 130
nereye gideceksin 183
nereye kayboldun 59
nereye gidiyorum 64
nereye gidelim 62
gideyim mi 42
nereye gidiyorsun 4208
nereye 2137
nereye gideceksiniz 46
nereye gittin 130
nereye gideceksin 183
nereye kayboldun 59
nereye gidiyorum 64
nereye gidelim 62
nereye gittiniz 39
nereye gitmek istiyorsun 67
nereye gidersen git 48
nereye istersen 53
nereye gitmek istersin 48
nereye gidiyoruz 1074
nereye gidiyorsunuz 655
nereye gideceğiz 121
nereye kayboldu 33
nereye gitti 521
nereye gitmek istiyorsun 67
nereye gidersen git 48
nereye istersen 53
nereye gitmek istersin 48
nereye gidiyoruz 1074
nereye gidiyorsunuz 655
nereye gideceğiz 121
nereye kayboldu 33
nereye gitti 521