English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Sen ne

Sen ne translate French

88,348 parallel translation
- Sen ne zaman geldin?
- Quand es-tu entré?
Ama sen ne isen osun ve öyle kalacaksın.
Mais tu es ce que tu es.
Sen ne biliyorsun küçük casus?
Tu as fini de m'espionner?
Tyler'ın bebeği olsa sen ne yapardın?
Que ferais-tu si c'était le bébé de Tyler?
- Sen ne yapacaksın?
- Qu'est-ce que tu vas faire?
Şu an sen ne hissediyorsun?
Que ressens-tu en ce moment?
- Sen ne...
- Qu'est-ce que...
Sen ne dedin?
Vous avez dit quoi?
- Sen ne yaptın?
- Tu as quoi? !
- Sen ne yapacaksın?
- Qu'allez-vous faire?
Sen ne yapıyorsun?
Qu'est-ce que vous faites?
"Jimmy, sen ne kadar da tatlısın."
" Vous êtes trop gentil.
Sen ne yapıyorsun lan?
Qu'est-ce que tu fous?
- Sen ne sanmıştın?
Tu pensais qu'il disait quoi?
Sen ne dersin profesör?
Qu'en penses-tu?
Ön sonuçlar geldi, ve nasıl olduğundan emin değilim ama... Sen ve ben... aileyiz.
Les résultats préliminaires sont arrivés, et je ne sais pas comment, mais... toi et moi... sommes de la même famille.
Ne diyorsun sen?
T'essaies de me dire quoi?
Sen beni sevmiyorsun.
Tu ne m'aimes pas.
Gerçek, sen insanlara ne söylersen odur.
Les gens croient ce qu'on leur dit.
Sen, ben, yatakta birlikteydik. Koca dünyada başka kimsenin önemi yoktu.
Toi et moi, au lit, rien d'autre ne nous importait.
Ne dedin sen?
Qu'avez-vous dit?
Son sözlerini söylemene izin vermek onurlu bir hareket olur ama sen bu ayrıcalığı haketmiyorsun.
L'honneur dicterait une demande pour tes derniers mots, mais tu ne mérites pas un tel privilège.
Sen izin vermezsen, Azgeda'ya hükmedecek bir Önder asla olmaz.
Aucun Commandant ne pourra régner sur Azgeda sans ta permission.
Sen benim adamımsın Cesar.
Vous ne vous battez pas pour moi.
GÜZEL BİR İNCİ KOLYEYİ SEVERİM, YA SEN?
RIEN NE VAUT UN BEAU COLLIER DE PERLES, TU TROUVES PAS?
- Sen olmazsan Rip'i kurtaramayız.
On ne peut pas trouver Rip si tu n'es pas là.
Sen olmadan Caulder ile anlaşabilir miyim bilmiyorum.
Et je ne sais pas si je peux supporter le merdier de Caulder sans toi.
Ben savaş uçağı uçurmayayım sen de mahkemeden uzak dur. Sana da uyar mı?
Je ne piloterai pas d'avion, vous ne mettrez pas les pieds au tribunal.
Sen, Yemenli olmak nasıl bir şey anlamıyorsun.
Tu ne comprends pas ce qu'est être yéménite.
Ne yapıyorsun sen?
Tu fais quoi?
Oyuncak çocuğun sana çakmaktan yorulunca, sen de ne yaptın, çocuğu ateşe mi verdin?
Ton gigolo étais fatigué de ta vieille gueule, alors tu l'as cramé?
Ne sen, ne ben, ne Sheba.
Ni toi ni moi, ni Sheba.
O mu yoksa sen mi daha çok aptalsınız bilmiyorum.
Je ne sais pas lequel de vous deux est le plus crétin.
Ne yapıyorsun sen?
- Que fais-tu?
Bana sen yedirmeyeceksin Jimmy.
Tu ne vas pas me nourrir, Jimmy.
Sen sadece yardım etmeye çalışıyordun.
- Vous ne faisiez qu'aider. - Non.
Ne yapıyorsun lan sen?
Qu'est-ce que vous faites?
Ne yapıyorsun sen?
Qu'est-ce que vous faites?
Ne biçim abisin sen?
T'es quel genre de frère?
Ne diyorsun sen?
Que veux-tu dire?
Sen değilsin.
Tu ne l'as pas fait.
Ne yaptın sen?
Qu'as-tu fait?
- Sen dur. - Ne?
Quoi?
Sen ve Grace, ne ayaksınız peki?
Et entre toi et Grace?
Sen içeri gelsen?
Tu ne peux pas entrer?
- Ernie. Ne anlatıyorsun sen?
De quoi tu parles?
Anlaşmalar'ı çiğnemiş olabilirim ama sen onlara uyacaksın.
J'ai peut-être enfreint les Accords, mais toi, tu ne le feras pas.
- Hayır, sen ne olacaksın?
- Et toi?
Olay şu, Lily kendi halinde iyi bir aberasyondu ama sen onu 2017'den çıkarıp zaman gemisi gösterdin bu da daha fazla aberasyona neden olabilir.
L'histoire, c'est que Lily est une aberration temporelle, qui se portait très bien, avant que tu ne la sortes de 2017 dans un vaisseau temporel, ce qui pourrait causer plus d'aberrations.
Tatlım, tekerine çomak sokmak istemem ama sen...
Je ne voudrais pas gâcher la fête, mais tu es...
Beni ne sanıyorsun sen, denizci mi?
C'est du cognac. Tu m'as pris pour un marin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]