Sen ne saçmalıyorsun translate French
266 parallel translation
- Sen ne saçmalıyorsun?
- De quoi parles-tu?
Sen ne saçmalıyorsun be ; dışarı çıkmak da ne demek? Çıkmıyorum.
Mais qu'est-ce qui te prend?
Sen ne saçmalıyorsun?
Qu'est-ce que tu racontes?
Sen ne saçmalıyorsun, Wells?
Vous jacassez!
Tanrı aşkına, sen ne saçmalıyorsun?
Qu'est-ce que tu racontes?
Sen ne saçmalıyorsun?
Qu'est-ce que vous racontez?
- Sen ne saçmalıyorsun Danny?
- De quoi tu parles, Danny?
Ve sen ne saçmalıyorsun?
Pourquoi déblatérer autant d'idioties?
Sen ne saçmalıyorsun.
De quoi vous parlez?
Sen ne saçmalıyorsun?
D'oû tu le sors, ce frère?
Sen ne saçmalıyorsun böyle, bilmiyorum ama bildiğim bir şey var : Başımız büyük belada!
Je ne sais pas de quoi vous parlez, mais je sais que l'on a un satané problème.
Sen ne saçmalıyorsun lan?
Qu'est-ce que tu racontes?
- Dostum, sen ne saçmalıyorsun?
- Qu'est-ce que tu racontes?
Sen ne saçmalıyorsun?
Mais que dis-tu, nom de Dieu?
Sen ne saçmalıyorsun?
De quelle absurdité parlez-vous?
- Sen ne saçmalıyorsun?
De quoi tu parles?
- Sen ne saçmalıyorsun? Hepimizde otomatik vardı.
C'est quoi ces conneries?
Sen ne saçmalıyorsun?
De quoi tu parles?
Sen ne saçmalıyorsun?
Comment?
Ne saçmalıyorsun sen?
Quoi?
Ne saçmalıyorsun sen?
Que diable dites-vous?
- Saçmalık. Sen beni ne sanıyorsun?
- Pour qui me prenez-vous?
Sorun yok. Ne saçmalıyorsun sen?
- Je suis de trop...
Ne saçmalıyorsun sen?
De quoi parles tu?
Ne saçmalıyorsun sen?
Qu'est-ce encore que ces histoires?
Ne saçmalıyorsun sen?
Qu'est-ce que c'est que ces histoires?
Pirzolamı? Ne saçmalıyorsun sen!
Comment ça, de côtelette d'agneau?
Sen kendini ne sanıyorsun da,'ifade vermem'diye saçmalıyorsun?
Pour qui tu te prends, me balancer ces conneries de "Je ne témoignerai pas", à moi!
Sen ne saçmalıyorsun?
- Qu'est-ce que tu racontes?
Ne saçmalıyorsun sen Philo? Yapma.
Fini de glandouiller?
- Ne saçmalıyorsun sen? Kusura bakmayın bayan.
Vous êtes vraiment infecte...
Ne saçmalıyorsun sen be?
Quelle idiotie me racontez-vous? Vous m'avez demandé!
Ne saçmalıyorsun yine? Sen değil miydin?
Mais c'est toi qui...
Ne saçmalıyorsun sen böyle?
Pourquoi tu racontes des conneries?
Ne saçmalıyorsun sen?
Qu'est-ce que vous racontez?
Ama sen ne anlarsın. Saçmalıyorsun.
Ce sont des conneries!
Ne saçmalıyorsun sen?
Qu'est-ce que tu veux dire, bon anniversaire?
- Ne? ne saçmalıyorsun? sen içki mi içtin?
As-tu bu?
Kim olduğunu sanıyorsun sen? Belki, birgün biz, sizin Wu Tong'unuzu kurtaracağız Ne saçmalıyorsunuz siz?
Voyons comment se sauvera Wu Tong dans le futur!
Ne saçmalıyorsun sen?
Comment ça?
Ne saçmalıyorsun sen?
Qu'est-ce que tu racontes, putain?
- Kesin şu saçmalığı, General. - Sen ne yaptığını sanıyorsun?
- Arrêtez vos conneries.
Ben, ne saçmalıyorsun sen?
- De quoi parlez-vous?
Saçmalıyorsun, sen çok çekicisin.
Ne dis pas de bêtises. Tu es très séduisant.
Sen ne saçmalıyorsun lan?
T'es même pas juif.
Lan ne saçmalıyorsun oğlum sen?
- T'es un catholique polonais.
Ne saçmalıyorsun lan sen ha?
- Je suis désolé.
Ne saçmalıyorsun sen?
T'es fêlé?
- Ne saçmalıyorsun sen? 16 yaşındayız da ne demek.
- Pourquoi tu racontes ça?
Ne saçmalıyorsun sen? Oğlanları bebekken emzirirsen, büyüyünce meme takıntıları olur.
Tout le monde sait que si on allaite les garçons quand ils sont bébés, ils seront toujours obsédés par les seins.
Ne saçmalıyorsun sen?
Que veux-tu dire?
sen nerelisin 43
sen ne yapıyorsun 391
sen neredesin 42
sen nereye gidiyorsun 94
sen neler yapıyorsun 28
sen ne istiyorsun 112
sen ne istersen 28
sen nesin 127
sen ne demek istiyorsun 35
sen nereden geldin 17
sen ne yapıyorsun 391
sen neredesin 42
sen nereye gidiyorsun 94
sen neler yapıyorsun 28
sen ne istiyorsun 112
sen ne istersen 28
sen nesin 127
sen ne demek istiyorsun 35
sen nereden geldin 17